Kamil Akyürek

Kamil Akyürek

50 bin yeni milyonerimiz var…

Milyoner sayısı 8 ayda 50 bin arttı. Hesabında 1 milyon lira veya üzeri parası olan mudi sayısı, ocak-ağustos döneminde 53 bin 439 kişi artarak 192 bin 419’a ulaştı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre ağustos sonu itibarıyla milyonerlerin bankalardaki toplam mevduatı 1 trilyon 279 milyar 70 milyon liraya yükseldi.

Milyoner başına düşen ortalama mevduat, yaklaşık 6 milyon 647 bin lira olarak hesaplandı. Hesabında 1 milyon lira veya üzeri parası olan mudi sayısı, Temmuz 2018 itibariyle bir önceki yılın aynı ayına göre 27 bin 45 kişi artarak 166 bin 25’e yükselmişti.

Demek ki ülkede kriz miriz yok. Yeni milyonerlerimiz oldu. Bunlar daha da artacak, ekonomik göstergeler bunu doğrular nitelikte.

Yazının Devamı

Yaratıcı Drama

Yaratıcı Drama; en basit tanımıyla yaşam deneyimlerinden yola çıkarak; bir duyguyu, bir düşünceyi, doğaçlama ve rol oynama gibi tekniklerden yararlanarak canlandırmadır.. İnsan var olduğundan beri oyun vardır. Benim Drama tanımlamam oyna-öğren-eğlen üçlüsünden oluşur. Oyunla Yaratıcı Drama arasındaki farklılıklar ve benzerlikler vardır. Oyunda kurallar vardır. Bunlar önceden belirlenmiştir. Bu kurallara uyulmak zorundadır. Dramanın kuralları ise değişebilir, değiştirilebilir ve tartışmaya açıktır. (ARIKAN Yılmaz, İlköğretimler İçin Uygulamalı Tiyatro ve Drama Eğitimi, Pozitif Yayınları)

Yaratıcı Dramada çocuk eğlenirken,öğrenir. Dört temel dil becerisini geliştirir, sosyal gelişimin yanında problem çözme becerisi kazandıran Yaratıcı Drama bireye sanat ruhu ve anlayışı kazandırmada önemli bir yoldur. Alt yaşlarda alınan bu eğitimin doğru olması ve doğru kişiler tarafından verilmesi önemlidir..Bu konuyla ilgili Çocuk Tiyatrosu Araştırmaları Laboratuarı Derneği Başkanı Pedagog Rejisör Dr. Rasim Aşın’ ın yazılarını okumanızı öneririm..

Önemli notlar

Yazının Devamı

Siyaset, zamlar ve ekonomi…

Ekonomi her geçen gün kötüye gidiyor. Dolar düşüşe geçmesine rağmen yapılan zamlar ve yenileri kapıda.

Doğalgaz ve elektriğe gelen zamlarla birlikte maliyet girdileri arttı. Son olarak Ankara’da ekmek zammı girişimi, müdahale ve tartışmalar yaşandı. Sadece Ankara’yı gördük biz ama bir çok ilde ekmek zammı zaten yapıldı ve uygulanmaya başlandı.

Ekonomi karnesi hiçte iyi olmayan Mckinsey adlı şirkete emanet edilmesi. Karnesi kötü diyorum çünkü bir çok dev şirkeri ve bazı ülkelerdeki önerileri ile iflası getiren bir şirket. Üstelik 16 bakanlıktan sorumlu olacak. Yani bir nevi Amerika’ya ülke sırlarını vereceksiniz. Biz vatandaş diliyle dışarıdan, hiç tanımadığınız ve güvenemeyeceğiniz birini evinize alıp aile sırlarınızı açmak gibi bir şey.

Yazının Devamı

Ekonomi Amerika’ya teslim edildi…

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Birleşmiş Milletler 73. Genel Kurul görüşmeleri için bulunduğu New York’ta, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından düzenlenen 9. Türkiye Yatırım Konferansında patronlara seslendi. Albayrak burada Türkiye ekonomisinin yönetimi için ABD merkezli McKinsey danışmanlık şirketi ile çalışacaklarını açıkladı. Yani geçen hafta Balıkesir’de konuşan AK Parti’nin 2. adamı Numan Kurtulmuş, ekonomik saldırı kaynağı olarak ABD’yi gösterirken, ekonomi patronu ise ABD şirketi ile anlaştı. Bizi uçurumdan iktiren adama yine bizi uçurumdan kurtarması için el açtık.

McKinsey, ABD emperyalizminin en önemli şirketlerinden biridir. IMF’den bile beter olduğu söylenen bir şirket. Üstelik kendisi gelmez, siz çağırırsınız ve gelirler. Geldikleri zamanda şirketin yada ülkenin anahtarını o şirkete vermiş olursunuz.

Tebrikler: Global Network’ hoş geldiniz. Şirketiniz artık çoğunluğu Yahudi iş adamlarından oluşan, data, silah, uyuşturucu, petrol ve 3k ticareti yapan, terör örgütlerini destekleyen, Amerikan ve İsrail çıkarlarını her şeyin üstünde tutan dev bir ağın küçücük bir parçası. Şirketiniz bu global ağ izin verdiği ölçüde büyüyecek ancak sonuç olarak Türkiye’de bir şirket olduğunuz için fazla da büyümeyecek. Siz ise bir Mckinsey bağımlısısınız. Artık kritik bir karar almadan önce Mckinsey’i çağıracaksınız. Böylece kritik kararlarınızın riski Mckinsey ile paylaşılmış olacak ve global network’e daha da sıkı bağlanmış olacaksınız.

Yazının Devamı

Yaratıcı Drama

Yaratıcı Drama; en basit tanımıyla yaşam deneyimlerinden yola çıkarak; bir duyguyu, bir düşünceyi, doğaçlama ve rol oynama gibi tekniklerden yararlanarak canlandırmadır.. İnsan var olduğundan beri oyun vardır. Benim Drama tanımlamam oyna-öğren-eğlen üçlüsünden oluşur. Oyunla Yaratıcı Drama arasındaki farklılıklar ve benzerlikler vardır. Oyunda kurallar vardır. Bunlar önceden belirlenmiştir. Bu kurallara uyulmak zorundadır. Dramanın kuralları ise değişebilir, değiştirilebilir ve tartışmaya açıktır. (ARIKAN Yılmaz, İlköğretimler İçin Uygulamalı Tiyatro ve Drama Eğitimi, Pozitif Yayınları)

Yaratıcı Dramada çocuk eğlenirken,öğrenir. Dört temel dil becerisini geliştirir, sosyal gelişimin yanında problem çözme becerisi kazandıran Yaratıcı Drama bireye sanat ruhu ve anlayışı kazandırmada önemli bir yoldur. Alt yaşlarda alınan bu eğitimin doğru olması ve doğru kişiler tarafından verilmesi önemlidir..Bu konuyla ilgili Çocuk Tiyatrosu Araştırmaları Laboratuarı Derneği Başkanı Pedagog Rejisör Dr. Rasim Aşın’ ın yazılarını okumanızı öneririm..

Önemli notlar

Yazının Devamı

Tasarruf yapamıyorum… Yapsam da sana ne?

Birkaç yıl önce zorunlu olarak konan bir Bireysel Emeklilik Sistemi var. Neyse sistem itirazlara rağmen yürürlüğe girdi. Herkes zorunlu katıldı. İsteyen 2 ay içinde ayrılabilecekti.

Öylede oldu. Neredeyse siteme dahil edilenlerin yüzde 80’, sistemden ayrıldı. Çünkü geçmiş yıllarda yaşanan bireysel emeklilik sisteminde yüzbinler mağdur oldu. Adam maaşının yarısını bilmem ne hayat sigortasına yatırdı. 20 yıl ödedi. Emekli oldu. Devalüasyon, döviz, paranın değer kaybı derken, 10 yıldır bir sigara parası maaş almaya başladı. Çünkü para değer kaybetti. Yıllarca çektiği sıkıntıya değmedi.

İnsanlar bunu gördüğü için buna sıcak bakmadı. Baksa da zaten tasarruf yapacak durumu yok. Herkes cepte olmayan parayı yiyor. Mesela ben. Asgari ücret alıyorum. 10 liranın hesabını yapıyorum, geliyorsun benden her ay zorla 60 lira kesiyorsun. Neyse iptal ettirdik, çünkü 60 lira ayıracak paramız yok. Olsa da 10 yıl sonra alacağım 6 bin liranın bir paket sigara parası etmeyeceğini garantisini kim verebilir? Kimse.

Yazının Devamı

Kıssadan hisse hikayesi..

Bugün sizinle bir hikaye paylaşacağım Kısadan hisse hikayesi. Günümüzle de alakalı bir hikaye. Yaşananlar gelişmeler, bizlere söylenen yalanlara gelsin…

Yalan yarışması…

Bir zamanlar padişahın biri bir yalan yarışması düzenlenmesini emretti. Ülkenin her yerinden yalan yarışmasına katılanlar; padişahın huzuruna çıkıp inanılması güç, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir yalan söyleyeceklerdi. Padişah kimin yalanının gerçekleşmesinin mümkün olmadığına kanaat getirirse onu bir kese altınla ödüllendirecekti.

Yazının Devamı

Amatör mü Profesyonel mi ?

Son zamanların değil, belki de uzun bir zamandır bu iki kavram tartışma konusu.. bu sanatta, sporda ve çeşitli meslek alanlarında da gündeme gelen konu.. Ben bu konuyu ilgi alanım ve yaptığım iş olan tiyatro bağlamında değerlendireyim..

Tiyatro yapan, tiyatroya gönül veren veya bu işten para kazanan ya da hobi olarak yapan her kim olursa olsun emekçi diye adlandırılmalıdır. Burada profesyonel ya da amatör ayrımı yapmıyoruz. Fakat toplumumuzda malesef ki yanlış algı mı diyelim ya da oluşmuş bir bakış açısı mıdır bilinmez amatör hep ikinci plandadır. Toplum profesyoneli ister. Halbuki profesyonelin amatörden farkı yaptığı işden para kazanmasıdır. Bu da görev icabını doğurur. Burada tabi ki sözümüz amatör ruhlu profesyonellere değildir.. Amatörde ise bir ruh vardır. Yaptığı işi görev icabı kategorisine sokmaz, şevkle ve heyecanla o işini icra eder. Yaptığı iş ona muhteşem bir haz verir oysa ki profesyonelde bu yoktur Profesyonel sadece işini yerine getirmiştir.

Tiyatroda bu konu sık sık gündeme gelir ki bariz örnekler bunu ortaya koyar. Ünlü dizi ve sinema oyuncularının oynadığı bir tiyatro oyunu kapalı gişe oynanır. Bir diğer tarafta ise gerçekten iyi iş yapmaya çalışan, şevkli ve heyecanlı amatör bir tiyatro ekibi ise toplumdan rağbet görmez. Oysa ki ikisi de sanattır fakat burada popülarite öne geçer.. Günümüzde profesyonel adı altında kötü işler de mevcuttur. Amatör ruhla yapılmış işler kimi zaman bunun önüne geçebilir ki bunun da örnekleri aşikardır. Bu anlamda profesyoneller hiç bir zaman amatör ruhunu kaybetmemelidir. Ben derim ki profesyonelce çalışalım ama amatör kalalım.. Dostça kalın..

Yazının Devamı

Cebimizdeki delik büyüyor…

Merkez Bankası, Türkiye tarihindeki en yüksek faiz artırımına gitti. Yüzde 6.25 seviyesinde faizler yükseldi. Bu yıl içinde Merkez Bankası faiz oranını böylelikle yüzde 11 civarı arttırmış oldu. Bir anda sevinç çığlıkları atıldı sosyal medyada. Döviz çakıldı manşetleri atıldı haber sitelerinde. 20 kuruş düşmesi doların çakıldı olarak nitelendi. Ama dolar yine 6.30 seviyelerine yükseldi.

Dolar bir yılda neredeyse iki katına çıkarken Türk Lirası çakıldı demedi kimse. Ama 20 kuruş düşünce Dolar çakılmış oldu. Kimse kimseyi kandırmasın. Faizler arttı. Bu ne demek? Kredi kartı borçluları yandı, bankalara borcu olanlar yandı demek. Bu süreçte bankalardan borçta almayın. Sürekli cep telefonlarınıza kredi mesajları geliyor ve daha da gelmeye devam edecek.

İşin özü vatandaşın cebindeki delik daha da büyüdü. Bozuk paralar gitmişti, şimdi kâğıt paralarda düşmeye başladı. Cepler boşaldı. Geçen pazara gittim. Daha bir ay önce kilosunu 2.5-3 lira arasında aldığımız çeri domates kilosu 8 liraya çıkmış. Yüzde 200 üzeri bir artış bu. Zaten marketlerde yaşanan fiyat artışlarını söylemiyorum bile.

Yazının Devamı

Okullar açıldı, yeni döneme Merhaba…

3 aylık uzun bir tatilin ardından öğrenciler bugün sınıfları doldurdu. Balıkesir’de 188 bine yakın öğrenci yine 15 bine yakın öğretmen sınıfları doldurdu. Balıkesir eğitim başarısı olarak birçok ili geride bırakmış durumda. Bazı adı çıkmış okullar dışında öğrenci sayısı makul seviyelerde.

Bugün eğitim dönemi başladı. Öğrenciler veliler heyecanla yeni dönem için okulların bahçelerini doldurdu. Her okulda düzenlenen törenler ardından ilk ders zili de çaldı. Eğitim ülkelerin gelişmişlik düzeylerini belirleyen en önemli faktörlerden biri. Eğitiminiz ve eğitim sisteminiz kuvvetliyse bilim, sanayi yani ekonominizde o kadar kuvvetli olur. Nedeni ise düşünen beyinlerin fazlalığı.

Maalesef ülkemizde eğitim sistemi çokta iç açıcı değil. 2-3 yılda bir bazen her yıl eğitim sistemi değişiyor. Müfredat yenileniyor. Kitaplar yeniden basılıyor. Ülkemizde eğitim bir türlü tutturulamadı. İddia gibi her gelen bakan yeni bir sistem koyuyor ortaya. Bugüne kadar eğitimci olmayan Milli Eğitim Bakanları da geldi yönetime. Eğitimden anlamayan, uzmanlığı eğitim olmayan kişilere eğitim sistemi emanet edildi.

Yazının Devamı

Tiyatro Aşkdır

Tiyatroyu seviyorum, çünki en önemlisi insana dokunuyor. Kendimi , toplumu, yaşamımı tiyatroda görüyorum. Benim için bu yönüyle kutsal olan tiyatro yaptığım zaman bana haz, heyecan ve mutluluk veriyor. Seyirciden aldığım alkış ise benim en büyük mutluluğum, açlığımı gideren şey.. ekmek gibi ya da su gibi..

Tiyatronun birleştirici gücünü ise Tiyatro festivallerinde tattım. Bir çok tiyatrocu, tiyatro çatısı altında birlikteliğini bu festivallerde gösterip tek vücut olabiliyor.

Tiyatro iyidir , iyileştirir evet aslında bir tedavi şeklidir tiyatro.. bir çocuk oyunu çocuğa iyiyi, doğruyu öğretebilir ya da bir yetişkin oyunundaki mesaj bir çok kişiye dokunabilir..

Yazının Devamı

Kent merkezindeki yollar köstebek yuvası…

İyi ki Balıkesir merkezde yaşıyoruz. Birde kırsalda yaşasak nelerle karşılaşırdık acaba. Bildiğiniz her yerde köstebek yuvası yollar. Adamlar açmışlar ne için bilemem ya doğalgaz, ya internet yada su hattı için. Ama üzeri kapanmamış. Aylardır öyle duruyor. Özellikle gece geçen sürücüler lastik patlatır oldu o yollarda.

Vatandaşlar şikayetlerde bulunuyor belediyelere ama ne duyan var ne ses çıkartan. Şu belediye yetkilileri ara sokakları da geçtim ana artellerde bir gezsinler. Lütfen kendi araçları ile gezsinler devlet makamlarını bir kenara bırakıp. Ayıp be kardeşim. Yıllardır yapılmayan yollar var. Yama da yapılmıyor artık. Üstüne kum atıp gidiyorlar, onlarda yağmurda karda tekrar açılıyor. Koca koca kuyular oluşmuş yollarda. İlla birinin ölmesi mi lazım yapılması için?

Hele bir yağmur yağsın, bu yollarda biriken sular yayların korkulu rüyası oluyor. Güzel güzel giyinip işine yada okuluna gitmek isteyenler bazı zamanlar yeniden eve gidip giyinmek zorunda kalıyor. Değiştirdikleri ayakkabıların ise hatti hesabı yok. Bir kere ayakkabı ıslandı mı zaten ondan hayır gelmez.

Yazının Devamı

Çocuk Köyü’ne ne yaptınız?

Ayda en az bir kere götürmeye çalışırız. Yaz olduğu için Akçay’da kaldı tatil süresince. Yani 3-4 aydır gidemedi Çocuk Köyü’ne.

Hadi haftaiçi işler bitince kızımı kolundan tuttum Çocuk Köyüne götürdüm. Keşke götürmez olsaydım. İçerisi havasız ve korkunç bir koku var. Bunun yanında oyuncakların bazıları indirilmiş. Bunu da geçtim kullanılan oyuncaklar ise tehlike saçıyor. Sökülmüş, yırtılmış, yumuşak korumalar kopmuş, her yanından demirler fırlıyor. Yerdeki kaplamaların bazıları bile çıkmış. Tam bir bakımsızlık abidesi olmuş çocuk köyü.

Kızım zarar görmesin diye peşinden koştum durdum. Üstelikte oyuncaklar ve yerler hiç temizlenmiyor gibi pis. Yani Çocuk Köyü değil, Çocuk Hasta Etme Köyü olmuş.

Yazının Devamı

3.Dionysos Tiyatro Şenliği

Manisa’nın Salihli ilçesindeki Lidya Devletinin Başkenti olan Antik Sart-Sardes köyünde, Modern Tiyatro Sanatının doğduğu ve tüm dillerde söylenen tiyatro sözünün Etimolojik kökeni olan THEATRON kelimesinin ilk kullanıldığı yer; Neşe, Eğlence, Sanat – TİYATRO TANRISI Ve antik dönemlerde tiyatro hamisi, Bitkilerin, Hayvanların, Öldükden sonra yeniden dirilişin tanrısı olarak da kabul edilen DİONYSOS’UN yaşadığı, Dionysos Ritüellerinin – Şenliklerin yapıldığı, topraklarda, Tumolos (Bozdağ) Dağı yamaçlarındaki Paktolos Çayı (Sartçayı) kenarında-mekanlarda Salihli – Sardes 3.Dionysos Tiyatro Şenlikleri bu yıl 30 Haziran – 9 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşiyor. Sıfır bütçe ile yapılan tek şenlik olma özelliğini taşıyan bu buluşma türkiyenin farklı bölgelerinden tiyatrocuları, eğitmenleri ve öğrencileri tek çatı altında topluyor.

Tiyatro öğrencileri bu eğitim kampında bir çok atölyeden yararlanıp uygulama yapma fırsatı bulurken, bu şenlik birliktelik ve dayanışma açısından da önemli.. Tiyatrocular kol kola tiyatronun doğduğu topraklarım ķöylerinde ve sokaklarında “İnadına tiyatro” , “Tiyatro hayattır, hayat sokakta” gibi sloganları hep bir ağızdan atıyorlar bu da bu ülkede bütün umudun sanatta olduğunun göstergesidir.

Kampa katılım sağlayanlardan birisi de Yılmaz Arıkan.. Kendisi Türkiye’de en çok satılan Tiyatro Eğitimi Kitaplarının yazari.. Arıkan bir çok tiyatrocu için kitaplarını imzalıyor..

Yazının Devamı

2001’i arar mıyız?

Türkiye’de bir ekonomik kriz var. Doların yükselmesi ile başlayan bu krizi daha henüz yeni yeni hissetmeye başlıyoruz. Bunu Merkez bankası’da önceki gün yaptığı açıklamada bu şekilde açıklıyor. Yani Merkez Bankası’na göre enflasyon daha da yükselecek. Yani bu ne demek? Cebimizdeki paranın değeri daha da düşecek, yeni zamlar, zamlar ve zamlar demek.

Zaten ilk zamların işaretleri döviz kurlarındaki yükselişle başladı. Şimdide elektrik, doğalgaz ve akaryakıt ile devam ediyor. Evet akaryakıta da zam geldi. Şimdilik bu zam ÖTV’den düşse de önümüzdeki haftalarda buda pompaya yansıyacak. Yeni ülke ekonomik bir krizde. Zamlar üst üste geliyor. Bugün 1 liraya aldığınızı, öbür gün 1 lira 15 kuruş, 1.50 liraya alabiliyorsunuz. Bunu şu sıralar başlatılan denetlemelerle engellemek mümkün değil.

Düşünün fırın işletiyorsunuz. Una zam, susama zam, mayaya yüzde 100 oranında zam. Ne yapacaksınız ekmeği yada diğer ürünü karsız, hatta zararına mı satacaksınız? Bunu kimse beklemesin. Felaket tellallığı yaptığımızı da söylemeyin sakın. Görünen köy kılavuz istemez.

Yazının Devamı

Yerel seçim ve Balıkesir..

Türkiye bir değişim olmazsa Mart ayında yerel seçimlere gidiyor. Ekonominin çalkantılı olduğu bir süreçte yapılacak bir seçimin neler getireceği ise belirsiz. Balıkesir’de de erken seçim hazırlıkları şimdiden başladı. Mevcut belediye başkanları Ankara kulislerini sürdürürken, adaylık isteyenlerde çalışmalarına devam ediyor.

Bir çok isim geçiyor kulislerde. Her partide bir hazırlık var. Ama en önemlisi ise MHP Lideri devlet Bahçeli’nin genel seçimlerde AK Parti ile yapılan işbirliğinin yerel seçimlerde de devam etmesi gerektiği şeklindeki mesaj. Bu bazı kişilerin hesaplarını değiştirdi. Bu önemli bir çağrıydı.

Demek oluyor ki Balıkesir Büyükşehir Belediye meclisinde zaten varolan birliktelik, 2019 yılından sonra da sürecek. Geriye kalan CHP, İYİ Parti ve oy oranı çok fazla olmayan diğer partiler ise böyle bir birliktelik olursa geneldeki gibi bir araya gelmek zorunda kalacaklar. Beklide yerel seçimlerde partiler sadece iki partinin listesinden seçimlere girecek. Bunu bekleyip göreceğiz.

Yazının Devamı

Amatör mü Profesyonel mi ?

Tiyatro yapan, tiyatroya gönül veren veya bu işten para kazanan ya da hobi olarak yapan her kim olursa olsun emekçi diye adlandırılmalıdır. Burada profesyonel ya da amatör ayrımı yapmıyoruz. Fakat toplumumuzda malesef ki yanlış algı mı diyelim ya da oluşmuş bir bakış açısı mıdır bilinmez amatör hep ikinci plandadır. Toplum profesyoneli ister.

Halbuki profesyonelin amatörden farkı yaptığı işden para kazanmasıdır. Bu da görev icabını doğurur. Burada tabi ki sözümüz amatör ruhlu profesyonellere değildir.. Amatörde ise bir ruh vardır. Yaptığı işi görev icabı kategorisine sokmaz, şevkle ve heyecanla o işini icra eder. Yaptığı iş ona muhteşem bir haz verir oysa ki profesyonelde bu yoktur Profesyonel sadece işini yerine getirmiştir.

Tiyatroda bu konu sık sık gündeme gelir ki bariz örnekler bunu ortaya koyar. Ünlü dizi ve sinema oyuncularının oynadığı bir tiyatro oyunu kapalı gişe oynanır. Bir diğer tarafta ise gerçekten iyi iş yapmaya çalışan, şevkli ve heyecanlı amatör bir tiyatro ekibi ise toplumdan rağbet görmez. Oysa ki ikisi de sanattır fakat burada popülarite öne geçer.. Günümüzde profesyonel adı altında kötü işler de mevcuttur. Amatör ruhla yapılmış işler kimi zaman bunun önüne geçebilir ki bunun da örnekleri aşikardır. Bu anlamda profesyoneller hiç bir zaman amatör ruhunu kaybetmemelidir.

Yazının Devamı

Konut Kampanyası ve biz…

Güzel indirimler, bindirimler derken en düşük konutun metrekaresi 2 bin 600 liradan, 6 bin 500 liraya kadar çıkacak.

Yani bu ne demek? 100 metrekarelik bir konut alırsanız en az 250 bin lira ödeyeceksiniz demek. Peşinatlarda yüzde 20’den yüzde 10’a çekiliyor 2 ay süre ile. Yani en az 25 bin lira cebinize koyun başvurun. 25 bin bin lira ‘ortagelir’ düzeyi için çok değil. Konur. Oda cepete. Sonrası faiz oranları 0,98. yani yüzde 1 alık bazda. Yıllık bazda yüzde 11-12 arası. 10 yıl borçlanabiliyorsunuz. Yani 225 bin liralık kredi çektiniz yine en az iki katı 450 bin lira olarak ödeyeceksiniz. Güzel para, güzel kazanç. Dev şirketlere 2 yıl ödemesiz sıfır faizli krediler verilirken, vatandaşa yüzde 100 faizle konut faizi veriliyor.

Neyse gelelim ödemelere. Evsiz olanlar yararlanacak bundan. Yani benim gibi kirada oturanlar. Hadi 25 bini otomobili sattım buldum. Peşinatı yatırdım. Gittim bankaya kradi çektim. Sıra ödemeye geldi. 0,98 denilen çok düşük gibi gözüken faiz oranı ile aylık en az 3 bin 750 lira ödemem gerekiyor. Buda 2.5 asgari ücret demek. Yani kampanya bizi aştı.

Yazının Devamı

Milli parasına güvenmeyen dövize yatırım yapar…

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’da çağrıda bulunarak herkesi dövizlerini bozdurmaya çağırdı. İyi de kim dövize yatırım yapar. Hadi bir fabrikanız vardır, yurtdışına ihracat yapıyorsunuzdur elinizde dolar yada euro bulunur. Bunu herkes anlar. Yada dışarıdan ithal edip satıyorsunuzdur anlarız. Peki bunlarla alakası olmayanlar neden parasını dövize çevirip bekletir.

Cevap net ve kısa: Milli parasına güvenmeyenler. Her zaman dövizin yükseleceğine inancı olanlar. Okumuş, ya da izlemişsinizdir. Milliyetçi hareket Partisi’de dövize yatırım yapıp, seçim yardımlarını dövize çevirenler arasındaydı. Hem de adında Milliyetçilik olan ve milli şuurla hareket ettiğini bas bas bağıran bir parti.

Tam tersine milli parasına ilk güvenmesi gerekenler değimlidir bu ülküyü savunanlar. Bir çok kişi belki bu noktada kızacak yada köpürecek ama kendi milli parasına güvenmeyen sahip çıkmayan milliyetçi olamaz. İki iki daha dört kadar basittir bu.

Yazının Devamı

3.Dionysos Tiyatro Şenliği

Manisa’nın Salihli ilçesindeki Lidya Devletinin Başkenti olan Antik Sart-Sardes köyünde, Modern Tiyatro Sanatının doğduğu ve tüm dillerde söylenen tiyatro sözünün Etimolojik kökeni olan THEATRON kelimesinin ilk kullanıldığı yer; Neşe, Eğlence, Sanat – TİYATRO TANRISI Ve antik dönemlerde tiyatro hamisi, Bitkilerin, Hayvanların, Öldükden sonra yeniden dirilişin tanrısı olarak da kabul edilen DİONYSOS’UN yaşadığı, Dionysos Ritüellerinin – Şenliklerin yapıldığı, topraklarda, Tumolos (Bozdağ) Dağı yamaçlarındaki Paktolos Çayı (Sartçayı) kenarında-mekanlarda Salihli – Sardes 3.Dionysos Tiyatro Şenlikleri bu yıl 30 Haziran – 9 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşiyor. Sıfır bütçe ile yapılan tek şenlik olma özelliğini taşıyan bu buluşma türkiyenin farklı bölgelerinden tiyatrocuları, eğitmenleri ve öğrencileri tek çatı altında topluyor. Tiyatro öğrencileri bu eğitim kampında bir çok atölyeden yararlanıp uygulama yapma fırsatı bulurken, bu şenlik birliktelik ve dayanışma açısından da önemli.. Tiyatrocular kol kola tiyatronun doğduğu topraklarım ķöylerinde ve sokaklarında “İnadına tiyatro” , “Tiyatro hayattır, hayat sokakta” gibi sloganları hep bir ağızdan atıyorlar bu da bu ülkede bütün umudun sanatta olduğunun göstergesidir.

Kampa katılım sağlayanlardan birisi de Yılmaz Arıkan.. Kendisi Türkiye’de en çok satılan Tiyatro Eğitimi Kitaplarının yazari.. Arıkan bir çok tiyatrocu için kitaplarını imzalıyor..

Rasim Aşın Şenliğin büyük emektarı.. Çocuk Tiyatrosu Araştırmaları Laboratuarı Derneği Başkanı Pedagog Rejisör Dr. Rasim Aşın’ın özverili çalışmalarıyla ayakta duran bu ritüeller onun sayesinde yaşıyor ve yaşamaya devam edecek. Rasim Hocaya yürek dolusu tebrikler ve tabi ki gönüllü ekibine de..

Yazının Devamı

Mutlu Bir Hayal

Hepimiz çocuk olduk. Hayaller kurduk.. Ben de bugün köşemi yüz gülümseten çocukluk hayalime ayırdım..

Çocukluğumun bir bölümünü, İlkokul öncesi dönemi Akçay’da geçirdim. Küçüklükten beri arabalara ilgi duyar ve onları görünce heyecanlanırdım. Bilmiyorum garip bir sevgiydi bu.. Benim en sevdiğim oyuncağım direksiyon ya da bir metal arabaydi. Oyuncak direksiyona sahip olmadan önce ise bir çakmağı direksiyon hayal ederek hayalimdeki o arabayı sürerdim. Korkmayın hemen.. çakmakla yaramazlık yapan çocuklardan değildim. Benim isteğim o çakmağın bir araba direksiyonuna dönüşmesiydi. Hayalimdeki araba ise öyle hususi bir araba değildi. Benim isteğim yolcu taşımakti. Bu isteğin nasıl oluştuğundan bahsedeyim.. Akçay’da evimizin altından dolmuş minibüsler geçerdi. Ben onları gördükçe mutlu olur, onlarla seyehat ettikçe de kendimi bir minibüs şöförü olarak hayal ederdim. Bu hayali evde uygulamaya koyduğum zaman artık sadece çakmakla araba kullanmayarak bunun yanında tıpkı bir minibüscü gibi davranır, lavabo pompasını vites yapardım ve yanımda bozuk paraların bulunduğu bir kül tablam da olurdu. Evde bir minibüs yaratmıştım icin de yolcuları olan ve benim şöförlügünü yaptığım bir minibüs…

Gerçekten yolculuk yaptığımı hayal ederek o minibüsü her gün kullanırdım. O günden sonra büyüyünce ne olmak istiyorsun ? sorusunun cevabı “minibüş şöförü olmak istiyorum” oldu.. ve ben bu gün 22 yaşındayım bir kaç saatte olsa minibüs şöförlügü yapmak, bu hayali gerçekleştirmek isterim…

Yazının Devamı

Dolarımız yoktu bozduramadık..

Türkiye ekonomik olarak büyük bir saldırı altında. Bunun başında ABD var gibi gözükse de sadece ABD yok, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek isteyen başka devletlerinde oluşturduğu bir yapıdan bahsediyoruz. Kiminiz komplo teorisi üretiyorsun diyebilirsiniz. Olabilir.. Beklide öyle..

Ama Türkiye’ye yönelik bu ekonomik saldırının bir başlangıcın parçası olduğunu söyleyebiliriz. 15 Temmuz ile budaklanan bu saldırı daha da devam edecek. Bölgede rol oynayan büyük devletler Türkiye’nin bir kısmını kurulacak olan yeni bir devlete katmak istiyor. ABD ve ortakları bölgede yeni bir düzenleme peşinde. Bunun ortasında da Türkiye duruyor. Bunlar derin konular bizlerin düşünce biçimini aşıyor.

Gelelim dolar bozdurma olayına. Biz dolar bozduramadık, çünkü hiç dolara yatırım yapmadık. Zaten yatırım yapacak birikimizde olmadı. Olsa da yatırmazdık. Dolarlar öyle maaşla filan kazanılmıyor, farklı işler yapıp, farklı şeylere yönelmek gerekiyor. Bizde bunu yapamıyoruz. Siz saflık, ben ise etik sebepler diyeyim. Kim nasıl isterse öyle yorumlasın.

Yazının Devamı

MİLLETİMLE GURUR DUYUYORUM

Üstelik kur spekülasyonu zirveyi görmüşken, bizzat ABD Başkanı Trump’ın “Türkiye ile ilişkiler iyi değil” tviti ve demir ile çeliğe ek vergi koyulduğunu açıklaması ile, tıpkı teröristlerin yıkıcı bir eylem sonrası o terör eylemini sahiplenmesi gibi ülkemize açılmış ekonomik terör saldırısını sahiplendi.

Evet, bu bir ekonomik terör saldırısıdır. Buna hiç şüphe yok. Zira hafta sonu ABD’de dahil bir çok dünya ülkesinde bu konu ile ilgili yazılanlara bakıldığında bu yaşananların uluslar arası ticaret kurallarının dışında olduğu gerçeğini çok net biçimde görüyorsunuz. Ayrıca bir hafta öncesine kadar, son on yıldır iflasın eşiğinde gezen ABD’nin Trump eliyle başlattığı illegal ekonomik saldırılarla Çin ve Rusya başta olmak üzere AB ülkeleri de dahil doların bir çok para birimi karşısında değer kazandığını hep birlikte izledik.

Açıkça belirtmek isterim. Ben İktisat eğitimi almış bir ekonomist değilim. Yirmi yıl birden fazla İşletmede yöneticilik yapmama rağmen, Finansal ve İktisadi konularda bir uzman olduğumu iddia edemesem de en azından verileri okuyabilecek ve bunları değerlendirecek kadarını bilirim. Bir çok defa ve bir çok yerde sohbet esnasında 15 Temmuz darbe girişiminin aslında sona ermediğini ve farklı argümanlarla saldırıların devam edeceğini özellikle ‘Ekonomi’ adı altında sinsi girişimlerin yoğun bir şekilde devam ettiğinin altını çizdim.

Yazının Devamı

YEMYEŞİL BİR MARUL YE SAĞLIK BUL

Salatalar, sandviçler, diyet menüleri ve daha birçok kullanım alanı ile midelerin dostu olan marul, sağlığımıza yaptığı katkı ile de dikkat çekiyor. Büyük bir vitamin ve mineral kaynağı olan marul, K vitamini, A vitamini, provitamin A, beta karoten, lif, şeker, kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor ve potasyum gibi maddeler yönünden zengindir. Peki, zengin vitamin ve mineral kaynağı olan marulun sağlığımız açısından faydaları neler? Bu konuda uzmanların dilinden marulun faydaları şöyle; Pek çok yeşil besin gibi C vitamini yönünden zengin olan marul, çok güçlü bir antioksidan kaynağıdır.

Bunun yanında etkili bir demir deposu olarak da demir eksikliğinden meydana gelen anemi hastalığına ve saç dökülmesine birebirdir. Saç ve cilt sağlığı, kan damar hastalıkları ve daha birçok rahatsızlığın önüne geçmek için faydalı olan marulun etkileri saymakla bitmiyor. İşte, hem içten hem dıştan etkisi ile marulun sağlığımıza yaptığı katkılar.

Günlük marul tüketimi cildin ihtiyaç duyduğu canlandırıcı etkili A vitamininin yüzde yüzünü karşılar. Bunun yanında zengin potasyum içeriği ile de kan dolaşımının sağlıklı biçimde devam etmesini sağlayarak cilde diri bir duruş verir.E ve C vitamini içeriği ile cildi zararlı güneş ışıklarından ve katarakt hastalığına yakalanma riskinden korur. Ayrıca doğal bir nemlendirici olan marul, kış aylarında kuruyup pul pul dökülen cilde parlaklık ve nem verir, gözenekleri açar.

Yazının Devamı