Kamil Akyürek

Salatalar, sandviçler, diyet menüleri ve daha birçok kullanım alanı ile midelerin dostu olan marul, sağlığımıza yaptığı katkı ile de dikkat çekiyor. Büyük bir vitamin ve mineral kaynağı olan marul, K vitamini, A vitamini, provitamin A, beta karoten, lif, şeker, kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor ve potasyum gibi maddeler yönünden zengindir. Peki, zengin vitamin ve mineral kaynağı olan marulun sağlığımız açısından faydaları neler? Bu konuda uzmanların dilinden marulun faydaları şöyle; Pek çok yeşil besin gibi C vitamini yönünden zengin olan marul, çok güçlü bir antioksidan kaynağıdır.

Bunun yanında etkili bir demir deposu olarak da demir eksikliğinden meydana gelen anemi hastalığına ve saç dökülmesine birebirdir. Saç ve cilt sağlığı, kan damar hastalıkları ve daha birçok rahatsızlığın önüne geçmek için faydalı olan marulun etkileri saymakla bitmiyor. İşte, hem içten hem dıştan etkisi ile marulun sağlığımıza yaptığı katkılar.

Günlük marul tüketimi cildin ihtiyaç duyduğu canlandırıcı etkili A vitamininin yüzde yüzünü karşılar. Bunun yanında zengin potasyum içeriği ile de kan dolaşımının sağlıklı biçimde devam etmesini sağlayarak cilde diri bir duruş verir.E ve C vitamini içeriği ile cildi zararlı güneş ışıklarından ve katarakt hastalığına yakalanma riskinden korur. Ayrıca doğal bir nemlendirici olan marul, kış aylarında kuruyup pul pul dökülen cilde parlaklık ve nem verir, gözenekleri açar.

Tabi doların artışı tüm yaşamları etkiliyor. Türkiye ne kadar acı olsada dışa bağımlı bir ülke. Bir çok şeyimizi dışarıdan alıyoruz. Yani döviz kurlarındaki yükselişler tüm kalemleri etkiliyor.

Tabi bu gelişmeler ülkemize karşı yürütülen organize bir ekonomik saldırının sonucu ortaya çıkıyor. ABD’nin Türkiye’ye yönelik ekonomik bir saldırısının sonucu. Türkiye’yi dolar ile dövmeye çalışıyor Amerika. Eğer Türkiye’de başarılı olursa bu saldırılar diğer ülkelerde de görülmeye başlayacak. Bazılarında görülüyor bile.

Peki Amerika ne istiyor Türkiye’den? Sadece Rahip meselesi mi bu? Yoksa Türkiye üzerinden başka ülkelere mesajlar mı var? Tabiî ki rahip sadece bahane. 1. Dünya Savaşı’nda da Sırp Prensin öldürülmesi bahane edilerek, paylaşım savaşı başlamıştı. Yani zaten eonomik olarak krizin vurduğu dünyada yer altı ve yersütü kaynakları ile sömürgeler yeniden paylaşılmak istendi. Olmadı, ardından 2. dünya savaşı çıktı. Şimdi savaşlar yok ama onun yerine terör örgütleri var. Onlarda bazı büyük ve dünyaya yön vermek isteyen devletlerin oyuncağı durumunda. Tabi terörist devletlerde doğdu bu şekilde.

Geçen sene ilk kez festival yapmanın ve yeni olmanın verdiği heyecanla oluşan aksaklıklar bu yıl yoktu ve festival ekibi daha iyi organize olduğunu gösterdi. Festival korteji ise geçen seneye göre daha çoşkulu ve hareketliydi. Müzik grubunun muhteşem katılımı da korteje etki etti ve enerjiyi artırdı. Kuşadasına tatil için gelenler nile bu coşkuya şaşkınlıkla bakarak zaman zaman dahil oldular. Festival sürecinde elbette diğer atölye ve derslerin de faydalı olduğunu biliyorum ama şahsen kendi aldığım atölyenin faydalı oldugunu söylemeden geçemeyeceğim. Cihangir Akademi Sanat Yönetmeni Şule Ateş’den almış olduğum “Hareketten Metne Metinden Harekete” isimli atölye 3 gün sürdü ve benim için gerçekten çok verimli geçti. Festivalde 14 Performan 14 oyun izledik. Bu oyunlari şahsen değerlendirelim zaman yine Muhammet Uzuner Rejisinde “Lüküs Hayat” en beğendiğim Oyun oldu. İkinci oyun ise Tiyatro bölümü öğrencisi üç arkadaşın sergilediği, oyun başlangıcında salona girdiğimizde acaba bu oyundan ne çıkacak? dedirten bir görsele sahip oyundu. İlk Sanat tiyatro’ nun “Alt Tarafı Ölüm” adlı oyunu bence iyi oyunlardan biriydi. Bir de unutmadan Yeditepe Üniversitesi GSF Tiyatro Bölümü öğrencilerinin “Kaos Teorileri” adli oyunlarini soylemekte yarar var. Bunlar benim ve bir çok kişinin gözüne çarpan oyunlardı. Diğer oyunlar da emek doluydu.

Festival Güvercin Adasındaki muhteşem kokteyle son bulurken tiyatrocular bir sonraki seneyi iple çekmeye başladı.

Sanat, dostluk, barış dolu günlere..

Bunu bir iddia olarak ortaya attığımı sanmayın sakın. Zira Başkan Erdoğan’ın “Balıkesir ayağa kalkıyor, Balıkesir şahlanıyor” sözü ile yaptığı gönderme, özellikle Büyükşehir Başkanlığı ile ilgili yaşanan değişim ve bu değişim ile gelen Kafaoğlu’na duyduğu memnuniyete dair yaptığı ilk gönderme değil. Hatırlarsanız 2017 Aralık ayında Balıkesir’e yaptığı ziyaret sonrası TBMM’de AK Parti grup toplantısında yine Balıkesir’ dair değişim sonrası ortaya çıkan tabloyla ilgili olarak mutluluğunu ifade eden bir göndermede bulunmuştu.

Ayrıca sadece bu iki göndermeden yola çıkıp Kafaoğlu ile devam edeceği kanaatine ulaştığımı da sanmayın sakın. Zira Külliyede dahi, Başkan Erdoğan’ın “hizmet etmek yeterli değil, gönüllere de girmelisiniz” sözünü iyi uygulayan Kafaoğlu’na ayrı bir sevgi duyduğu zaman zaman konuşuluyor. Ayrıca kuruluşundan bu güne kadar AK Parti’nin lideri olan Başkan Erdoğan’ın bu tip göndermelerle göze batmayacak şekilde takdir ettiği ve anket sonuçları ile milletin teveccühünü kazanmış hiçbir isimde değişiklik yaptığını hiç görmedim.

Sadece bu kadar da değil. AK Parti genel merkezinde 24 Haziran seçimlerinde Balıkesir’de alınan sonuçlara ve İl teşkilatının tecrübesizliğine rağmen bu sonuçlara başta Büyükşehir olmak üzere, yerel yönetimlerden yansıyan pozitif etki de sık sık dile getiriliyor. Hatta ve hatta Uğur’un istifa sürecinde manipüle edilen birkaç ilçede dahi, Belediye Başkanlarının seçime pozitif etki ettiğinin altı çiziliyor.

Temel atma törenine başta Vali Ersin Yazıcı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu’da katıldı. Güzel mesajlar verdiler. Milletvekilleri de geldi temel atma törenine. Onlar adına ise sadece Yavuz Subaşı konuştu. Son dönemlerde bir kişinin diğerleri adına konuşması hoş bir davranış, sıcak, yağmur ve karda törenlere gelenler içinde rahatlatıcı bir karar. Genelde hep aynı şeyler söyleniyor zaten konuşmalarda.

Park oldukça büyük alana sahip.

17 Nisan’da ihalesi gerçekleştirilen ve OGAŞ Yol Yapı İnşaat Firmasının kazanarak temeline kazma vurduğu Millet Parkı alanı 55.000 metrekarelik alana oturuyor.

Bugün sizin için seçtiğim vitaminler arasında K vitamini var. K vitamini kanın pıhtılaşmasını sağlayarak kemiklerinde güçlenmesine yardımcı oluyor. Sık tüketilen yeşil yapraklı sebzelerde bulunduğu için K vitamini eksikliği nadir rastlanan bir durumdur.

Uzamnlar K vitamini eksikliğine dair neler söylemiş bakalım; K vitamini eksikliği, safra kesesi, böbrek ve karaciğer hastalıkları, kan seyrelten ilaç ve antibiyotik kullanımı, uzun süreli bilinçsiz diyet yapılması gibi durumlarda ortaya çıkar. Bu durum, vücudun vitamini emememesinden kaynaklanır. Dolayısıyla eksikliği, yiyecek takviyesi ile giderilemez ve mutlaka bir hekime danışılmalıdır. Aşırı adet kanaması, deride morarma, dişetlerinde kanama, kanlı idrar, homeroid, kemiklerde ağrı ve güçsüzlük K vitamini eksikliği belirtileri arasında yer alır. Yeni doğan bebeklerde görülen göbekte kanama K vitamini eksikliğinden kaynaklanır.

K vitamini fazlası

Bunun yanında Körfez’deki belediyelerin organize ettiği etkinlik ve festivallerde tatilcilere değişik alternatifler sunuyor. Mesela önümüzdeki hafta başlayacak olan Edremit’teki kitap Festivali, birbirinden ünlü yazarları, siyasetçileri ve sanatçıları ağırlayacak Edremit. Geçtiğimi haftasonu Ayvalık’ta Türkiye’de ilki gerçekleştirilen Sokak Hayvanları Festivali, Patifest’te ilçe sosyal yaşantısına renk kattı. Burada da ünlü isimler sahne alarak hayranlarıyla buluştu.

Yine Akçay’da havacılık gösterileri düzenlenecek. Gökyüzü renklere bürünecek. Usta pilotlar birbirinden heyecanlı gösterilerini sunacaklar meraklılara.

Balıkesir tatil konusunda özellikle yerli turistlerin tercih ettiği yerlerden. Öyle çok lüks konaklama yerleri olmasa da butik tarzı otel ve pansiyonları oldukça güzel. Yani ben sadece yatayım, sonrasında her gün başka sahilde denize gidip gireyim diye tatile gelebileceğiniz bir yer. Geceleri de kordonları renkli. Heryer stantlarla dolu. Bunu isteyenler içinde türküler başta olmak üzere her türlü müzik zevkinize göre yerler bulmanız mümkün. Zaten özellikle haftasonu körfez ilçeleri nüfusu yüzbinlerden milyonlara yaklaşabiliyor. Turizm açısından zengin bir kent Balıkesir.

Bayram ve merak edilenlere dair birkaç bilgiyi bugün sizlerle paylaşmak istedim. Özellikle kurbanını memleketinde kesecek binlerce çalışan gözünü resmi açıklamalara çevirdi. Arefe gününün pazartesi gününe denk gelmesi sebebiyle Çalışanlar kurban bayramı tatilini yüksek ihtimal ile 9 gün yapacak. Dolayısıyla tatil planları yapılmaya şimdiden başladı.

KURBAN BAYRAMI NE ZAMAN?

Diyanet İşleri Başkanlığı sitesinde yer alan dini günler takvimine göre Kurban Bayramı’nın; -1. günü 21 Ağustos Salı 2018, -2. günü 22 Ağustos Çarşamba 2018, -3. günü 23 Ağustos Perşembe 2018, -4. günü 24 Ağustos Cuma 2018, olarak belirlenmiş.

Bir de sanat şehri olma yolunda ilerleyen şehirlerimiz var işte bunlardan biri de Uşak.. bir şehirde Sanat deyince aklıma sevdiğim ve için de bulunduğum, yapmaktan keyif aldığım tiyatro gelir ve o şehirdeki belediye tiyatrosu, tiyatrolar.. Tiyatrosu olan bir ülkede kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar olmaz demiş William Hazzlitt.. Ben gördüm ki Uşakta tiyatro var. 2015 yılında kurulan Uşak Belediyesi Şehir Tiyatrosu 3 yıldır önemli adımlar atarak yolunda başarıyla ilerliyor hem de bu 3 yıl da ortaya iki Uluslararası Tiyatro Festivali de koyarak.

Uşak bu anlamda önemli bir başarıyı yakalamış durumda.. Tiyatro salonları doluyor, seyirci tiyatroyu seviyor ise Belediye Tiyatrosu bu işi hakkıyla yapıyor demektir.. Uşak Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Murat Çubukçu bu anlamda Uşak için büyük şans.. Uşak halkını Tiyatroya çeken Çubukçu başarılı çalışmalarıyla göz dolduruyor ve Türkiye genelinde Uşağı başarıyla da temsil ediyor.

Burada bir Antiparantez açmak lazım.. Nurullah Cahan Uşak Belediye başkani.. Sanat dostu başkan sanata ve tiyatroya verdiği destekle halkın sevgilisi olmuş durumda. Kendisi bizzat festivalleri ve oyunlari takip ederek bu ülke için sanatın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Bravo sanat dostu başkan..

Ekonomi kötüye gidiyor. Felaket habercisi olmayalım ama daha da kötüye gidecek. Bunun sinyalleri elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar ile verilmeye başlandı. Fırıncılar ekmeğe yüzde 15 zam yapmaları gerektiğini açıkladı. Herkes tepki gösterdi doğal olarak. Ama unutmayalım ki akaryakıttan una, mayadan tuza her şey zamlanıyor. Kimse zararına üretip satmak istemez.

Ekmek fiyatları yıllardır aynı. Aynı da gramaj aynı değil. Artık 1 liraya 300 gramlık ekmek bulamıyorsunuz. 200 gram, 220 gram oldu ekmekler.

Yani gizli zam demek bu. Ama artık zammın gizlisi saklısı kalmadı. Elektriğe, doğalgaza yapılan zamlar direkt olarak her sektörü, her kalemi etkileyecek. Cebimizdeki para yüzde 10-15 arası daha da azalacak. Cepteki delik büyüyecek.

Tesla’nın sahibi Elon Musk’ın şirketi SpaceX’te Marsa ilk insanlı yolculuğu 2024 yılında yapmayı planlıyor. Mars ise bu yolculuğu 2033 yılında gerçekleştireceğini açıklamıştı. Yani insanlık bir 15 sene içinde Mars’ta olacak.

NASA, Kızıl Gezegen’de yaşayacaklar için düzenlenen konut projeleri yarışmasında finalistleri belirledi.

NASA tarafından 2014 yılında düzenlenen ve dünya genelinde 18 takımın katıldığı proje yarışmasında, finalistlerin belirlenmesinden sonra yarışmayı kazanan takım da belli oldu. NASA, ABD’nin Arkansas eyaletinden katılan takımın yarışmayı kazandığını açıkladı.

Öğün atlama; Uzun süre kendini aç bırakan kişiler için sonucu hoşa gitmeyen durumları ortaya koyar. Bunlardan bir tanesi hiç kilo veremediği gibi aksine belirli bir süre sonra daha da çok kilo alımı gerçekleşir. İkinci sonuç ise kilo kaybı yaşanır ancak çok hızlı bir kilo alımına davetiye çıkaran sonuçları da beraberinde getirir. Sabah kahvaltısı öğle yemeği ve akşam yemeklerinin saatinde düzenli yapılması hem uzun süre aç kalmanızı engeller hemde yaptığınız beslenme tarzınızın gelişmesini sağlar. Kısacası verdiğiniz kiloyu da çok daha rahat koruyabilirsiniz. Hep demezler mi herşeyde düzen düzen düzen…

Sıvı alımını mümkün olduğunca çok tüketin. Örneğin diyet yapanlarda sık duyduğumuz diyet yapıyorum ama işe yaramıyor cümlesine şunu eklemekte fayda var. Yeterli miktarda su içilmediğinde diyetin verimliliği düşer. Verdiğiniz kilonun tartı üzerinde istenildiği seviyelere inmesi de imkansız. Bu nedenle gün içerisinde yeterli miktarda su içmelisiniz.

Ayrıca gün içinde bazı bitki çaylarını, siyah çayı ve kahveyi de doğru miktarlarda tüketirseniz kilo vermenize yardımcı olacaktır. Kilo verme konusunda okuduğum bazı yazılarda sakız çiğnemenin tokluk yarattığına değiniliyor. Naneli sakız bazı bilimsel çalışmalarda uzun süre tokluk hissiyatı verdiği için daha az abur cubur tüketiliyor. Eğer sürekli açlık hissiyatınız var ise naneli sakızı deneyin bakalım işe yarayacak mı?

Ödev yok demek aileler ve öğrenciler tarafından kitap okumama olarak algılanmamalı. Sakın ha kıymetli öğrenciler siz ne kadar değerlisiniz biliyormusunz? O değerinize değer katacak olan “okuyarak öğrenmeyi” asla bırakmayın. Okuyun ancak okuduğunuzu anlıyor musunuz kendinizi test edin.

Okuyan her bir bireyin okuduklarını anlaması, bunlar üzerinde düşünmesi, eleştirmesi, günlük hayatla ilişkilendirmesi, bireysel ve sosyal değerlerini, dünya görüşünü geliştirmesi, olayları incelemesi ve değerlendirmesi açısından son derece önemli.

Son yıllarda uygulanan eğitim anlayışının öğrencilerin dil, zihin, sosyal ve duygusal becerilerini üst düzeyde geliştirmeyi, öğrenen ve kendini yöneten bireyler olmalarını ve bilgi tüketme yerine bilgi üretmeyi öngördüğünü unutmayalım. Günümüzde bilgi edinmenin çeşitli yolları olsa da en üstün yolun okumak olduğunu ve okumanın vereceği hazzı kaybetmemek gerektiğini hep hatırlayalım hatırlatalım. Okumak, çocukluk yıllarından itibaren geliştirilen bir beceri .Bu beceriyi fırsat varken yakalayalım.

Bazıları ise onu da yapmaz, tiyatro festivallerini, tiyatro kamplarını takip ederek tiyatroyu sıcak tutmaya devam eder. Bir nevi tatilini tiyatro ile geçirir. Bunu böyle geçirenler kamp ve festivallerde edindigi bilgileri kendi tiyatro topluluklarında yeni sezon için uygulamayı düşünürler…

Yeni Sezon öncesi tiyatro ekibinde herkes heyecanlı ve umutludur.Yönetmen önceki sezonda oynanan oyunları ve oyuncuları değerlendirirken, bunlardan dersler çıkararak yeni sezon repertuarını oluşturmaya başlar. Oyuncu ise yeni sezon öncesi oldukça heyecanlıdır. Aklında yönetmenin ona hangi oyunlarda hangi rolleri biçeceği vardır. Ekipteki bu heyecan yeni sezon hazırlıklarıyla devam eder. Tiyatro Ekipleri kimi zaman yenilenir kimi zaman ise ekiplerde istikrar hakimdir. Uzun süre beraber oynuyan oyuncular bu istikrarın getirdigi başarıyla çıtayı yükseltir ve daha büyük işlere imza atmak ister. Bunu farkeden yönetmen ise hemen adımını atar. Nitelikli seyirci kitlesi için de yeni sezon merak konusudur.. İzleyeceği yeni oyunlar için perdenin açılmasını bekler..

İşte böyle insanı insana insanla anlatan TİYATRO için de yine insan heyecan duyar ki böyle tatlı bir aşkdır TİYATRO..

Her ne kadar ilk turizmin başladığı yer Erdek olsa da sonlarda kalmıştır, Ege ve Antalya’ya göre. Bu yaz özellikle Edremit Körfezi canlı geçecek. Konserler, ünlü isimlerle sohbetler, tiyatrolar ve çeşitli etkinlikler başladı sahilde.

Herhaftasonu bir etkinliğe ev sahipliği yapacak Balıkesir’in ilçeleri Ayvalık, Burhaniye, Edremit. Ama Ayvalık çok daha fazlasına evsahipliği yapacak. İşte onlardan bazıları:

26 Temmuz Perşembe akşamı saat 21.00’de Ayvalık Belediyesi Mesut Duran Müzik Derneği konserinin ardından 27 Temmuz Cuma akşamı Candan Erçetin konser verecek. 28 Temmuz Cumartesi akşamı Kenan Doğulu konserine ev sahipliği yapacak Açık Hava Tiyatrosu’na, 29 Temmuz Pazar akşamı oyuncu Mert Fırat tiyatro oyunu, 30 Temmuz Pazartesi akşamı Sunay Akın gösterisi ile konuk olacak. Sevilen şarkıcı Sıla ‘nın konseri 31 Temmuz Salı akşamı, Mabel Matiz’in konseri 1 Ağustos Çarşamba akşamı, Göksel’in konseri 3 Ağustos Cuma akşamı, Leman Sam 4 Ağustos Cumartesi akşamı saat 21.00’de gerçekleştirilecek.

Yağda çözünen vitaminler yağlarla birlikte barsaklardan dolaşıma emilirler. Yağ emilimini etkileyen her bir hastalık veya bozukluk bu vitaminlerin eksikliğine neden olur. Dolaşıma geçtikten sonra karaciğer dokusuna taşınırlar. Bu vitaminler başlıca karaciğer ve yağ dokusunda depolanırlar. A, D ve K vitaminleri karaciğerde depolanırlarken, E vitamini vücudun yağ dokularına dağıtılır. Bu vitaminler çeşitli oranlarda depo edilebildiklerinden dolayı, kısa dönemde eksikliklerinin ortaya çıkması, suda eriyenlere göre daha az muhtemeldir. K vitamini istisna olmak üzere, yağda çözünen vitaminler suda çözünenlere göre vücuttan daha yavaş elimine edilirler. Vitamin A ve D vücutta birikebilir ve toksik etkilere neden olabilirler.

E vitamini ile ilgili bilgilere uzmanların yorumlarıyla şöyle bir göz atalım. Antioksidan etkisiyle tanınan E vitamini bazı kanser ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkiye sahiptir. Toksin maddelerin olumsuz etkilerini azaltır. Kan dolaşımını güçlendirir. E Vitamini eksikliğinde kansızlık, sindirim sisteminde sorun, kabızlık gibi, konsantrasyon bozukluğu görülür.Antioksidan etkisiyle tanınan E vitamini bazı kanser ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkiye sahiptir. Toksin maddelerin olumsuz etkilerini azaltır. Kan dolaşımını güçlendirir. Katarakta karşı koruyucudur. Yaşlanmaya bağlı hafıza sorunlarını azaltır. Hücre yenilenmesini sağlar. Saç ve cilt sağlığına iyi gelir. Adet öncesi gerginliği giderir. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirir. E Vitamini eksikliğinde kansızlık, sindirim sisteminde sorun, kabızlık gibi, konsantrasyon bozukluğu görülür. Kalp hastalıkları riski artar. Sigara ve doğum kontrol hapı kullananlar E vitamini eksikliği konusunda risk altındadırlar.

En çok tahıllarda bulunur. Tahıl dışında ıspanak, kabak, lahana, marul gibi yeşil sebzelerde, domates, patates, yumurta sarısı, sardalye, ton balığı ve zeytinyağı, balık yağı gibi yağlarda bulunur.

Ana muhalefet partisi CHP ise Kemal Kılıçdaroğlu’lu CHP’de oy kaybetti. Vekil sayısı düştü. Yani CHP yine aynı CHP, kemik oyu dışına çıkamadı. CHP’nin Cumhurbaşkanı Muharrem İnce ise psikolojik yüzde 30 barajını aştı. Partisinden daha fazla oy aldı. Ama beklenenden ise az oy alabildi. Meydanlar daha fazla gösteriyordu. Kendisi bile inanamadı oy oranına. Ama CHP için bir başarıydı yüzde 30’u geçmek.

Türkiye’deki sol partilerde hep lider eksikliği oldu. Taki Ecevit’e kadar. Karaoğlan olarak kendisi sevdiren Ecevit, sol yanında sağdan da oy almayı başardı. Halkın adamı olarak görülürdü rahmetli her zaman.

Peki Muharrem İnce bir Ecevit olabilir mi? Yada gerçekten CHP için aranan lider profili mi? Yüzde 30’luk oy yeteli mi bunun için. Bence değil. Muharrem İnce’nin Balıkesir’deki mitingini yerinde takip ettim. Diğer illeri de diğer liderler gibi televizyonlardan izleme fırsatım oldu.

D vitamini eksikliği nedir? önce bu konuda ve ardından Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? Birgöz atalım: D vitamini eksikliği, sağlıklı kalabilmek için yeterli miktarda D vitamini almadığınız anlamına geliyor. Eksikliği şiddetli belirtilere neden olan vitamin, vücutta çok farklı işlevler için kullanılır. Kemiğin ana yapı taşlarından birisi olan kalsiyumun emilebilmesi için D vitaminine gereksinim var. Sinir sisteminin, kasların çalışabilmesi ve bağışıklığın devam etmesinde önemli görevleri bulunuyor.

Uzmanlar bu konuda vücutta ihtiyaç duyulan miktarı üç yolla alabileceğimizi belirtiyor. Bu yollardan ilki cildin vitamini kendisinin üretmesi, ikincisi diyet ve sonuncusu da vitamin takviyesi. Güneş ışınlarına maruz kalındıktan sonra D vitamini ciltte doğal bir şekilde sentezleniyor. Fakat güneş ışınlarına çok fazla maruz kalmak ciltte yaşlanmaya ve kansere neden olabildiği için çoğu insan diğer kaynakları tercih ediyor.

Vücudun D vitamini ihtiyacı yaşa göre farklılık gösteriyor. Yaş ilerledikçe alınması gereken miktar artıyor. Vitaminin vücuttaki seviyesi çok düştüğü zaman kemikler ince, kırılgan veya kusurlu hale geliyor. D vitamini eksikliği toplumda yaygın olarak görülen bir rahatsızlık. Özellikle koyu renk cilde sahip olanlar, aşırı kilolu olanlar ve 65 yaşından büyük bireylerin D vitamini seviyeleri daha düşük. Bu nedenle kan seviyelerini normale getirmek için vitamin takviyesi gerekir. Fakat bu konuda da dikkatli olmak ve aşırı vitamin almaktan kaçınmak önemlidir çünkü çok yüksek düzeydeki D vitamini seviyeleri ek bir fayda sağlamaz. Aksine farklı sağlık sorunlarına neden olur.

Sizler için yazdığım yazılarda konularının uzmanlarından aldığım bilgiler ile ilgili birkaç bilgi paylaşacağım. Evet, sivilceler sadece dış görünüşümüzü değil aynı zamanda ruhumuzu da olumsuz etkiler. Aknelerle ilgili daima çevremizden bir şeyler işitiriz ve bunlara inanmak isteriz. Ne yazık ki akneleri tedavi edeceğine inandığımız bu kulaktan dolma bilgilerin durumu daha da kötüleştirdiğine şahit oluruz. İşte doğru bilinen yanlışlar ve faydalı bilgiler.

1- Yeme alışkanlıkları, sivilcelerin yayılımını etkilemez.

Diyet ile akne arasında bir bağlantı olmadığını iddia eden eski araştırmalar var ancak modern bilim tam tersini kanıtlıyor.Şeker insülin üretimini uyarır ve bol miktarda sivilceye neden olabilir. Beyaz ekmek, soda, çikolata ve bira gibi yüksek bir glisemik indeksi olan ürünlerden kaçının .Süt , sebum üretimini artıran hormonlar nedeniyle de görülebilir .Cildiye doktoru Adem Sarı bu konuda Aşırı miktarı gözenekleri tıkar ve akne yapmasına neden olur Diyor. Cildinizi temiz tutmanıza yardımcı olacak ürünler yiyin: Buğday ekmeği, kaşu fıstığı, karnabahar ve salatalık gibi glisemik indeksi düşük ürünler akne yayılımını azaltmaya yardımcı olur.Çinko , yumurta, et, mantar ve deniz ürünlerinde bulunur ve cildi onarmaya yardımcı olabilir.A vitamini akne iyileşmesini kolaylaştırır. Diyetinize havuç, lahana ve ıspanak eklemek için bir neden.

Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinden gelen tiyatrocular aynı amaç için toplanarak “biz tiyatro çatısı altında birlikteyiz” mesajı veriyor. Festivaller aynı zamanda tiyatro eğitimi anlamında bu işle uğraşanlar için büyük şans.. Amatör ve Profosyonel tiyatrocular festival kapsamında akademisyen ve eğitmenlerden almış oldukları atölyelerle tiyatro adına yeni bir şeyler öğrenmenin mutlulugunu yaşıyorlar ve kendi tiyatro topluluklarında bu bilgileri uyguluyorlar. Tiyatroda okullu ve alaylıları kaynaştıran bu festivaller aynı zamanda yapıldığı bölgenin veya yerin ekonomisine de katkı sunuyor.

Festival katılımcıları festival boyunca şehrin esnafından alışveriş yaparak oradaki esnafın da yüzünü güldürüyor. Kortejlerde ise tam bir şenlik havası var. Tiyatrocular kostümlerini giyerek festival şehrinde yürüyor. Ellerinde pankartları bulunan sanatçılar tiyatro sloganları atarak şehri canlandırıyor. Benim hayalim ise Bulunduğum şehir Balıkesir’de büyük bir tiyatro festivali gerçekleştirmek.. Kim bilir belki bir gün bunu başaran biz oluruz..

Türkiye’ de tiyatro festivalleri’ nin daha da artması dileklerimle…

Bu öyle etkileyici konu ki, yüzyıllardır masalların efsanelerin, hikayelerin ortak teması kadınlarolmamışmıdır? Kaz dağı efsanelerinde sarı saçlı kız gibi…Afrodit’in salınan güzelliğinden esinlenip denize bakan gözler gibi…

Velhasıl güzelliğin uğruna yollar aşıldı, dağlar delindi… Böylesine popüler bir konuya bilimin ilgisiz kalması elbette ki düşünülemezdi. Asıl konuya girmeden önce, Bilim güzellik için ne diyor, Güzelliğin matematiksel ölçüleri nelerr gibi ilginç birkaç konuya kısaca göz atalım. Bu konuda sizler için yaptığım bir derlemede şöyle diyor; Darwin, 1850’li yıllarda çok kısa da olsa güzellikle evrim arasında bir bağlantının olduğuna değinmiş ve güzelliğin üremenin itici gücü olduğuna dikkat çekmişti. Şimdilerde ise evrim biyologlarının yeni teorisi: Güzellik Sağlıktır.

Kadının güzelliği konusunda yapılmış o kadar fazla bilimsel çalışma ve bu çalışmalardan ortaya çıkmış o kadar çok parametre var ki, sırası gelmişken güzelliğin ölçüsü olarak kabul edilen bu parametrelerden birkaç tanesine göz atmadan geçmiyelim. Konuya sıradan ama bir o kadar da yetersiz bir tanımlama ile girelim. “Bir kadın ne kadar kadınsı görünüyorsa o kadar güzeldir.“ Bu tanım hem soyut olması, hem de güzellik gibi oldukça karmaşık ama bir o kadar da somut gerçeği tarif etmekte yetersiz kalıyor.

Mesleğe başladığım dönemlerde haberleri daktiloda yazar, gazetede sadece mizampaj yapan arkadaşlarda bulunan bilgisayarlara aktarılması için yazıcılara verirdik. Onlarda yeniden aynı yazıyı yazarak bilgisayara aktarırdı. Sonra yazdıkları yazıyı kâğıda çıktı verirler eksik gedik var mı okumamızı isterlerdi.

Fotoğraf için ise gazete ve fotoğrafçılar arasında mekik dokurduk. Git filmi kestir, banyo ettir, gel gazetede basılacak filmleri seç, tekrar fotoğrafçıya git kağıda bastır. Şimdi işler o kadar zahmetli değil. Her muhabirin bilgisayarı var. Fotoğraf makineleri dijital, beklemeden git gel yapmadan aktarıp veriyorsun mizampajcı arkadaşa. Kontroller daha kolay haberleri.

Geçtiğimiz günlerde Habertürk Gazetesi son basılı yayınını çıkartarak, basılı gazete işine veda etti. Kim Habertürk daha 9 sene öncesine kadar Türkiye’nin en son modern baskı tesisini kuran bir gazete. Radikal ama zorunda kalınmış bir karar Habertürk’ün ki. Neden peki?

Sağlık için doğadan gelen ve doğa ile iç içe olan bedenimizin yönlendirdiği her aşama kendimizi iyi hissetmek için attığımız bir adım. O adımlarda doğadan iç huzura huzurdan toprak ve yaşama ulaşan pekçok neden ve iyileştirici mekanizmaların yolları var.Bugün okuduğum ve bana farklı gelen bir yaşam bilgisinden bahsetmek istiyorum.Ayurveda adıyla anılan bu yaşam bilgisi için şöyle deniyor; Ayurveda, Hindistan’ın antik tıp yöntemlerini içeren alternatif tıp dalı veya sağlık bilimidir. Günümüzde milyonlarca insanın başvurduğu sağlık sistemidir.

Ayurveda, diğer adıyla Ayurvedik tıp, Hindistan’da ortaya çıkan antik, alternatif ve doğal sağlık sistemidir. Kelime anlamı “yaşam bilgisi” olan Ayurveda’nın, spritüel (ruhsal) bilgilere dayandığı belirtiliyor. Önleyici veya koruyucu tıp olarak da biliniyor. Hindistan’ın “Vedik” kültürüne dayanıyor. Dünyanın en sofistike ve güçlü zihin ve beden sağlığı sistemlerinden biri olan Ayurveda, eski Hindistan bilginleri tarafından geliştirdi. Hastalığı tedavi etmek dışında bir yaşam bilimi olan Ayurveda, insanın sağlıklı kalmasına yardımcı olmak için tasarlanmış bilgileri içerir. İnsanların beşeri yeteneklerinin üst sınırını gerçekleştirmelerine yardımcı olmaya çalışır. Temel prensibi “bedensel ve zihinsel denge”dir. Ayurvedik tıbba göre, insan vücudundaki denge, hastalıkların önüne geçer veya gelişen hastalıkları tedavi eder.

Kişinin ideal bünye tipini tespit eden Ayurveda, dengesizliklerin kaynağını belirlemeye çalışır ve dengesizlik oluşturan belirtilerin kaynağını bularak dengenin tekrar sağlanmasını içeren öneriler sunar. Ayurveda uzmanlarına genellikle hastalandıktan sonra değil de hastalanmadan önce sağlığı korumak için başvurulur. Günümüzde milyonlarca insanın başvurduğu büyük bir ticari sektöre dönüşmüş durumda. Ayurvedik öneriler, genellikle sağlıklı yaşam için tavsiye edilen uygulamaları içeriyor. Ayurveda; sağlığı koruma, hastalığı önleme ve tedavi şeklinde uygulanan bir tıp sistemidir. Ayurvedik metinlerde insanların üç farklı bedenden oluştuğu ifade edilir. Bunlar; fiziksel beden, zihinsel beden ve ruhsal bedendir.

Bilenler bilir gazeteci haberde “son dakika” diye adlandırdığımız haberle ilgili son an yaşanan gelişmeleri kovalar. Bunun nedenlerinden birisi de sonraki gün yayınlanacak gazetede taze haberlere yer verilmesi çabasıdır. 15 Temmuz 2016 Cuma günü akşam saatlerinde Saat 10.00-10.30 arasında Semra Hanım beni aradı ve “sosyal medyada Boğaziçi Köprüsünün tanklar tarafından trafiğe kapatılma görüntüleri var gördün mü? Diye sordu. Farkında olmadan ‘Eyvah Darbemi oluyor’ nidası çıktı ağzımdan. Semra Hanım “böyle bir saçmalık olabilir mi, bu mümkün olabilir mi, ben hemen gazeteye geliyorum” dedi. Gazeteye gelmesinden kısa bir süre sonra Binali Yıldırım’ın TV’lere yaptığı açıklama ile darbe girişimi ayyuka çıkmıştı.

O gece MERHABA ekibi olarak her şeyi göze alıp, henüz milletin darbeye karşı isyanı bir kıvılcımken sahaya çıktık. Daha ilk anında ihanet olduğuna inandığımız bu hain girişimin her anını tarihe not düşmek için ve milletimizin yanında olmak için çabaladık. Bu çaba sonucunda baskıyı bozup 16 Temmuz sabahı hem Balıkesir’de hem de bölgemizde hain darbe girişimini manşetten veren tek gazete olduk.

16 Temmuz sabahı çıkan gazetemiz, Hain darbecilerin uçaklarla, tanklarla, helikopterler ve ateşli silahlarla terör yarattığı o belirsizlik anlarında bizim bu ihanetin karşısında olduğumuzun, Milletimizin yanında olduğumuzun ispatı varakası oldu. Ekip olarak ertesi sabah hepimiz bu gurur gözlerimizde ve dik duruşumuzda bir şeref nişanı gibi taşıyorduk.