Onur Ayan

Onur Ayan

MÜZİK ALBÜMÜ DEDİKODULARI

Gençliğimizde mutlaka kısa bir dönemde olsa Rock müzik hepimiz dinlemişizdir. Tabi bunun çeşitleri oldukça fazla. Ben özellikle Anadolu Rock dinlemeyi çok seviyorum. Bu yazımda sİzlere gelmiş geçmiş müzik albümü yapanların ilginç dedikodularını anlatmak istiyorum.Rock’la başlayalım;

*Rock’ın Roll kralı olarak bilinen hepimizin yakından tanıdığı dünyaca ünlü star Elvis Presley ilk Rock süper starıymış. Aslında dünya Rock ile bu adam sayesinde tanıştı da diyebiliriz.1977 yılında ölmesine rağmen hala popülaritesi devam eden hala dinlenen bu adamın 600’den fazla fan kulübü varmış. Yetenek yarışmalarında taklitlerini görmeniz hala mümkün.

* Tüm zamanların en çok satan grubu yine hala dinlenen ve çoğumuzun bildiği “Beatles” grubuna aitmiş.Bilmeyen var mı?

Yazının Devamı

HOBİ DEDİKODULARI

Hepimizin hobileri vardır. Kimimiz yemek yapmayı sever,kimimiz kitap okumayı ya da spor yapmayı yada başka birşeyi..Peki hiç merak ettiniz mi bu hobilerin enlerini? Yani demek istediğim mesela basılmış en eski kitap hangisidir? Ya da Dünyanın en büyük ansiklopedisi kaç cilttir? En uzun süren çizgi filmin adı nedir? En uzun roman kaç sayfadır? Bugünkü köşemde bu ilginç hobi dedikodularına bir göz atalım istiyorum. Başlıyoruz;

* Bugüne kadar en popüler ve en çok okunan kitap J.K.Rowling’in “Harry Potter” isimli seri olarak basılan kitabı olmuş.En çok satan kitap ise İncilmiş.En çok satılan kitabın “İNCİL” en çok okunan kitabın “HARRY POTTER” olması gerçekten çok ilginç geldi bana.

* Edebiyat tarihinde bilinen en ünlü dedektif Sherlock Holmes’müş. Okuyucuların bildiğinin aksine bu karakter gerçek hayatta hiç yaşamamış.Tüm okurlar bu adamın gerçekten yaşamış bir karakter olduğuna inanmışlar yıllarca.

Yazının Devamı

FUTBOL DEDİKODULARI

Hepimizin bildiği gibi futbol dünyanın en çok izleyiciye sahip sporu. Dünyada futbolun en çok izlendiği spor olmayan tek ülke ise Kuzey Amerika. Çok ilginçtir ki en başarılı futbol ülkeleri Brezilya’dan sonra genelde Avrupa’dan çıkıyor. Avrupa, futbolu bulduğunu her ne kadar iddia etse de; Çin bu konu da çok inatçı ve futbolun köklerinin kendi topraklarında olduğunu savunuyormuş. Gelin hep birlikte bu hafta bu büyük ve adeta bir sektör haline gelen futbolun gelmiş geçmiş en çok konuşulan dedikodularına bir göz atalım;

* Herkesin tanıdığı futbol profesörü Brezilyalı futbolcu Pele; tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olarak kabul ediliyormuş. Asıl adı “Edson Arantes Do Nascimento” olan bu futbol üstadı 3 kez Dünya kupasını kazanan takımda oynayarak tarihe geçmiş. Futbol hayatı boyunca 1363 maça çıkan Pele toplamda 1281 gol atmış.Gol ortalaması gerçekten müthiş…

* En büyük uluslararası futbol turnuvası olan “Dünya Kupası”nı en fazla kazanan takım Brezilya olmuş.Şimdiye kadar 5 kez bu kupayı alan Brezilya’dan sonra 4 kez İtalya ve 3 kez de Batı Almanya müzesine götürmüş.Ama şimdi o Brezilya milli takımından eser kalmadı bugünlerde…

Yazının Devamı

İLGİNÇ DEDİKODULAR

Horlama alışkanlığı olanlar için çok ilginç bir dedikodum var. Gece boyunca horluyorsanızz ama arada susuyorsanız işte o anlarda rüya görüyormuşsunuz. Bilmenizi istedim.

Dünyanın en zengin üç ailesinin toplam serveti, en fakir 48 ülkenin toplam servetinden çok daha fazlaymış. Hey gidi adaletsiz dünya hey…

Hayatınızda hiç böcek yediniz mi? Hemen öyle suratınızı çirkinleştirmeyin. Bakın yapılan bir araştırma diyor ki; her insan hayatı boyunca ortalama 70 böcek ve 10 örümcek yiyormuş. Nasıl mı? Bu ziyafet genelde istemeden boğaza kaçmalar şeklinde ya da uykuda gerçekleşiyormuş..

Yazının Devamı

İLGİNÇ DEDİKODULAR

“Darısı Başınıza” deyimini mutlaka duymuşsunuzdur. Hatta duymakla kalmayıp kullanıyorsunuzdur da… Peki bu deyimin nasıl ortaya çıktığını düşündünüz mü? Anadolu ve Orta Asya Türkleri kızlarını evlendirirken başlarından aşağıya darı serperlermiş. Gelinin başından serpilen darı tanelerinin mutluluk ve şans getirdiğine inanılırmış. İşte bu deyimde taaaa o günlerden bugünlere darısı sizinde başınıza olarak gelmiş.

Birçok filme konu olan dizilerde anlatılan “Muhteşem Süleyman” lakaplı Sultan Süleyman Han’ın vasiyetini hiç merak ettiniz mi? Sultan Süleyman vasiyetinde bir elinin tabuttan dışarı olarak sarkıtılmasını istemiş. Sebebi ne ola ki? Vasiyetini hazırlarken demiş ki; “tüm ahali görsün ki bu tabutun içine girince benim bile öteki dünyaya elim boş gidiyor.”

Ay’a şimdiye kadar kaç kişi ayak bastı biliyor musunuz? Tamı tamına 12 kişi Ay’a ayak basıp o topraklarda gezinmiş. Ama en son ayak basan “Gene Cernan” isimli astronot Ay’dan ayrılmadan önce ayın yüzeyine kızının baş harfleri olan “TDC” harflerini kazımış. 1972 yılında kazıdığı bu harfler o yıldan beri Ay’ın üzerinde duruyor. Daha da kim bilir kaç yüz yıl duracak. Biri bir kez daha Ay’a gitmek isteyipde o izleri silene kadar. Adam ne iz bırakmış be evrene…

Yazının Devamı

İLGİNÇ DEDİKODULAR

Bebeğim ilk dünyaya geldiğinde onu hemen diğer yeni doğan bebeklerin olduğu bir odaya aldılar. Bizi oraya sokmadılar. Orada rutin işlemler yapılıyor bebeğe. İlk kontrolleri vs… İçimden ya bizim bebeğimizi karıştırılarsa diye geçirmiş ve ürkmüştüm. Ne de olsa ilk defa baba oluyorum. Şimdi sıkı durun daha geçenlerde okuduğum bir haberde diyor ki; Türkiye’de yeni doğan bebeklerin yüzde 12’si bu işlemden sonra yanlış anne babaya veriliyormuş. Yani bebekler karıştırılıyormuş…

Hep merak etmişimdir,şu hayvanları. Soğukta üşümeden nasıl duruyorlar,sıcakta yine terlemeden nasıl duruyorlar diye.. Hiç etkilenmiyorlar mı? Tabi ki etkileniyorlardır ama insanlar kadar değil. Mesela biz güneşin altında 2 saat kalsak kıpkırmızı olup yanıyoruz. Peki ya hayvanlar? Hiç duydunuz mu bronzlaşan bir hayvan. Duymadıysanız ben söyleyeyim.Domuzlar güneşte yanabilen ve bronzlaşan hayvanlar alemindeki tek canlılarmış.

Aslında bu bilgiyi biliyorsunuzudur. Özellikle köpek besleyenlerin aşina olduğu bir konu. Köpeklere şeker verilmez derler. Özellikle de çikolata asla verilmezmiş. Çünkü çikolata köpeklerin kalp ve sinir sistemini hemen etkileyip onları öldürebiliyormuş.

Yazının Devamı

İLGİNÇ DEDİKODULAR

Hani şu Ormanlar Kralı olan hayvan var ya.. Aslan Kral…. Boşuna Ormanlar Kralı olmamış bu hayvan. Bir erkek aslan günde ortalama 50 kez çiftleşiyormuş haberiniz ola. Hey maşallah… Bazı bebekler sadece kendilerinin anlayabildiği “CRYPTOPHASİA” isimli bir dil konuşuyorlarmış. Bu bilgi bana çok ilginç geldi ve ilk defa duydum…

Nobel ödüllü fizikçi, büyük deha Einstain var ya 9 yaşına kadar konuşma zorluğu çekmiş… İnsanların sadece parmak izi kendine özgü diye biliyorduk şimdiye kadar. Ama meğerse insanların dil izide kendine hasmış…

Ünlü edebiyat yazarlarının çok bambaşka özellikleri olduğunu biliyormuydunuz? Mesela; Tolstoy karısının dırdırından kurtulmak için evden kaçıp,bir tren istasyonundaki bekçi kulübesinde ölü bulunmuş. Tüm zamanların en çok satan kitabı “İki Şehrin Hikayesi”nin yazarı Charles Dickens’da boş zamanlarında kimsesizler morgunu ziyaret ediyormuş. Ünlü yazar Victor Hugo ise ciddi bir şekilde yaşlanma korkusu yaşıyormuş.

Yazının Devamı

İLGİNÇ DEDİKODULAR

Meyve yemeyi ailecek seviyoruz. 20 aylık oğlumuzada özellikle yedirmeye çalışıyoruz. Son zamanlarda Ananası takıntı haline getirdik. Mümkün oldukça tüketmeye çalışıyoruz. Meğersem Ananas öyle ağaçta falan yetişen bir meyve değilmiş. Bildiğiniz kavun karpuz gibi tarlada yetişiyormuş.

Hep kovboy filmlerinde şahit olduğumuz bir sahne vardır ya… İki kovboy sırt sırta verir birbirlerine meydan okurlar ve düello yaparlar. İşte o sahenin dünya üzerinde yasal olduğu bir ülke varmış. Yani adamı öldürüyorsunuz ve hiç bir ceza almıyorsunuz. Paraguay’da kan bağışı yapan kişiler düello yapabiliyormuş. Ve Düelloda kazanan yani öldüren kişi hiçbir ceza almıyormuş. Valla ben bu internet aleminin yalancısıyım. Siz yine de inanmayın.Dedikodu diyip geçin…

Çocukluğumuzdan beri bozuk para ile hep yazı tura oynamışızdır. Bakın bu bilgiyi yeni öğrendim. Tura da ki resmin büyüklüğünden dolayı yazının üstte kalma ihtimali her zaman matematiksel olarak daha fazlaymış. Eğer bu oyunu oynarsanız yazı diyin arkadaş…

Yazının Devamı

BOL SİDİKLİ BİR DEDİKODU KÖŞESİ

Malum kış aylarındayız. Hastahaneler adeta ikinci evimiz gibi oldu. Maşallah sağlık sistemi süper ya randevu alsak en az 1 saat bekliyoruz. Randevusuz gidersek 3-5 saate sıra gelirse şanslısınız. Hele ki tahliller için günlerce bazen bekliyoruz. Birde sonuçları beklemek derken hastalık ya kendiliğinden geçiyor ya da o hasta koridorlarında iyiden iyiye hastalanıyoruz. Bire bebeğiniz varsa işte o zaman durum çok daha vahim. Hastaneye götürsen bir türlü götürmesen bir türlü küçücük yavruyu… Durum böyle olunca vatandaşıda bir elternatif arama çabası sarmış durumda tabi ki beni de… Ne yaparız da hastaneye çok zorda kalmadıkça gitmeyiz diye interneti karıştırırken siiiidiğin inanılmaz mucizesini buldum. Evete evet yanlış duymadınız. Halk dilinde bildiğiniz sidik…. Sosyete dilinde bilimsel adı idrar olan sidik işte… Meğersem bu sidik neler anlatıyormuş neler.. Mesela şimdi hastaneye gittiniz saatlerce beklediniz ve nihayet doktora göründünüz. Doktor şöyle bir baktı ve git idrarını ver sonuçlarına bakalım dedi. Ordan Laboratuara gittiniz sıraya girdiniz yine beklediniz şanlıysanız o gün idrarı verdiniz. Sonuçlar mı? Onlar yarın. Haydi döne eve yarın yine gel sonuçları ala sonra yine sıraya gir doktora görün….. Ohooooo sağlam girdiğim hastaneden hasta çıkarım benb. Onun yerine hemen gidiyorsunuz kimsenin sizi göremeyeceği bir ağaç altına, ağacı kendinize siper ederek bir güzel çöğdürüyorsunuz. İşte oldu da bitti. Şimdi sonuçları alma zamanı.

Sonuç 1 –

İşediğiniz toprağın etrafına karıncalar toplanıyorsa;şeker hastasıymışssınız. Tatlılara son…

Yazının Devamı

YAŞANMIŞ BİR HİKAYE

İnternette dolaşırken çok ilginç bir habere denk geldim.Bugün köşemde sizinle bunu paylaşmak istiyorum.Gerçek bir olay olduğu söyleniyor. Bu olay Kayseri’nin Bünyan ilçesi’nde yaşanmış. Olay Alfred Hitchcock’un meşhur korku filmlerini bile çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürperticiymiş. Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız?

Kendisi Bünyanli olmayan, politikayla uğraşmış ve halen Kayseri’de yasayan iş adamı, 22 Şubat 2005 tarihinde Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir benzin istasyonuna girmiş.Lokantaya oturmuş ve orada kalabalık toplulukla birlikte bir ufak rakı içmiş. Yürüyüş mesafesindeki Bünyan’a gitmek için, lokantadan çıkmış. Ancak dışarısı hem zifiri karanlık hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası başlamış. Benzin istasyonuna yaklaşık 300 metre mesafede ki, Bünyan’a dönüş yolu kenarına varmış. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan’a ulaşma derdindeymiş. Fırtına daha da şiddetlenmiş. Adam bir-kaç adım ötesini bile göremiyormuş. Gelip-geçen bir araba da yokmuş.Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın iki farını fark etmiş. Arabanın, tam önünde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açıp arabaya binmiş. Kapıyı kapatmış, araba hareket etmiş. İçeridekilere merhaba demek istemiş. Ama o da ne? Arabada kimse olmadigi gibi, direksiyonda da kimse yokmuş. Birden paniğe kapılmış.Korkuyla, hemen arabadan atlayıp, oradan koşarak uzaklaşmak istemiş ama hem araba hızlanmış, hem de korku ile dizleri bağlanmış, hareket edemez hale gelmiş. Araba keskin bir viraja doğru yaklaşmış. Adam dua etmeye baslamış. Tüm günahları için tövbe etmiş. Arabayı durdurması için Allah’a yalvarmış. Tam bu esnada, pencereden bir el uzanmış ve direksiyonu kıvırarak sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlamış. Her tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah’a yalvarış ve yakarışı artmış adamın ve her seferinde de bir el dışarıdan uzanıp, direksiyonu çevirmiş.Sonunda kendisini biraz toparlayıp, ayaklarını kımıldatmış adam. “Ya Allah koru beni…” deyip, kapıyı açmasıyla birlikte, kendisini arabadan dışarı fırlatmış. Bir kaç takla attıktan sonra, şarampolde kendisine gelmiş.Defalarca 1 fatiha 3 ıhlası şerif okuyarak, Bünyan’a yürüyerek ulaşıp bir kahvehaneye girmiş. Üstü başı ıslak ve şoka girmiş haldeymiş. Kendisini tanıyanlar hemen sobanın başına almışlar. Eline bir çay vermişler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başına gelen doğa üstü ve korkunç olayı anlatmış. Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin aklı başında ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik oluşmuş. Yaklaşık yarım saat sonra, aynı kahvehaneye Koyunabdal Köyü’nden iki kişi girmiş. Bir masaya oturmuş ve iki bardak çay söylemiş. Bu arada,gelenlerden birisi, diğerine şunları söylüyormuş :

-Ahmet baksana, şu sobanın başında oturan gerizekalı, bizim araba yolda kalınca; biz arabayı iterken, arabaya binip-inen öküz değil mi?

Yazının Devamı

KISA KISA DEDİKODULAR

Asgari ücreti belirleyen bakanın maaşı 30 bin TL, şükredin diyen imamın maaşı 7 bin TL, simit yiyen milletvekilin maaşı 25 bin TL’ymiş… Tüm bu insanları alkışlayan insanların maaşı’da 2.324 TL olmuş. Alkışlayın o zaman…

Son günlerde 30 yaş üstü bekarlardan evlenmeme vergisi alınacak diye bir dedikodudur ortalarda gezinip duruyor. İster misiniz teşvik için bankalar evlenme kredisi, esnaf evlenme paketi çıkartsın. Bir bakmışsınız ekonomiye can gelmiş.

Şu camilerde bildim bileli namazdan sonra cemmatten para istenir. Ama namazdan çıkıp ayakkabımı tam giyerken yanıma gelip bir selam verdikten sonra bişeye ihtiyacın var mı diyen imam hiç görmedim…

Yazının Devamı

KARESİNİN OKULLARINDA TİYATRO VAR

Karesi Belediyesi “Karesi’nin Okullarında Tiyatro Var” isimli proje ile Kırsal’da çocuklara karne hediyesi olarak tiyatro izletiyor. Peki bu neden bu kadar önemli? Çünkü tiyatro aslında bir eğitim aracıdır. Çünkü tiyatro bir kültürdür. Sanat dallarının bir koludur. Tiyatro aslında insanı insanı insana insanla insanca anlatma sanatıdır. Darwin der ki “Bilim ve sanat bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olurlar. Tavuk toplum, önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz.” İşte tam da bu yüzden proje çok önemli.Sorgulayan, sorgulatan ve üreten bir neslimiz olsun diye … Çocuklarımızın sanatla iç içe olması özellikle de tiyatro ile büyümeleri yani çocuk tiyatrolarının çocuklarımız üzerindeki faydaları çok büyük olduğu gibi,geçmişten günümüze çocukların eğitiminde ve kişisel gelişimlerinde çok önemli ve güvenilir bir yere sahip. Birkaç saatlik zaman dilimi içerisinde çocuklara farklı dünyaların kapılarını açan, onların kaliteli vakit geçirebilmelerine olanak sağlayan çocuk tiyatroları, bu yönüyle anne-babaların da etkinlik listelerinin her zaman başını çekiyor. Faydası sayılamayacak kadar fazla olan çocuk tiyatrolarının çocukların gelişimlerine, dolayısıyla toplumun geneline sunduğu pozitif katkılar söylemek gerekirse;

Çocuklara öz güven duygusu kazandırır!…

Çocuk tiyatrosu; çevresiyle iletişim kurmakta zorlanan çocuklar başta olmak üzere genel olarak tüm çocuklara öz güven duygusu kazandırır. Bir tiyatro oyununda çocuklar birlikte gülüp eğlenirler, birlikte öğrenirler… Çocukların sahnede oyun seyretme deneyimleri arttıkça bu durum onların sosyal davranışlarına da yansır. Başkalarıyla daha iyi geçinme, çevreyle daha güçlü bir bağ kurma, kendine güven, uyum sağlama ve cesaret gibi konularda kendilerini geliştirirler.

Yazının Devamı

Dedikodu Köşesi

Geçen gün internette dolaşırken bir haber okudum. Bu yazımda size bu haberden bahsetmek istiyorum. ADALET arayanlara umut olması açısından güzel bir örnek teşkil edeceğini düşünüyorum. İstanbul Pendik’te yaşayan Fas uyruklu üniversite öğrencisi genç bir kız, kaldığı yurda gitmek için Marmaray’a giderken,gecenin karanlığı ve sokakların tenha olmasını fırsat bilen evli ve 2 çocuk babası bir erkek, kızı takip etmeye başlamış. Sokakta kimsenin olmadığı bir anda, üniversite öğrencisi kıza yaklaşmış ve cinsel birliktelik teklifinde bulunmuş.

Olay yerinden hızla uzaklaşan üniversite öğrencisi daha sonra bu adamdan şikayetçi oldu.Adam tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edilmiş.Saldırgan savcılıkta “Sarhoştum hatırlamıyorum” diyerek kendini savunmuş ve mahkeme saldırganı adli kontrol şartıyla serbest bırakmış. Adamın serbest bırakılmasının üzerine savcı karara itiraz etmiş.Dilekçesinde şu ifadelere yer vermiş. “Alkol almak suç işleme özgürlüğü getirmez. Bu tür davranışlarda bulunanlara ödün verilmesi, bu davranışların daha çok yaygınlaşmasına sebebiyet verir. Serbest kalması, gece yalnız başına yürüyen kadınlara karşı bu tür eylemleri yaptırımsız bırakır. Serbest kalma kararı kaldırılarak tutuklanmasına yönelik yakalama kararı verilmesi kamu adına talep olunur”.

Savcılığın itirazını üst mahkeme kabul etmiş. Hakkında yakalama kararı çıkarılan şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderilmiş. Kadınlara yönelik şiddete ve bu şiddete maruz kalanlara karşı bence başlangıç ve umut vaadeden bir hareket olmuş bu. Şiddet sadece bedenen değil fikren,zikren de olabiliyor. Adalet özelliklede bu tür sapık düşüncelerle beslenen şahıslara karşı çok daha katı olmalı.

Yazının Devamı

KISA KISA DEDİKODULAR...

Amasya’da bir üretici, 30 ton soğanı vatandaşa kilosu 1 TL’den satmış.6 saat içinde bütün soğanları satan üretici bir açıklama yapmış. “Ürettiğimiz ürünler bizden çok ucuza alınıp, pahalıya satılıyor. Biz 1 TL’ye veriyoruz;marketler ve manavlar 4 TL’ye satıyor. Bizde toptancılara vereceğimize vatandaşa verelim dedik.Helal olsun böyle üreticiye… ABD’de bir adam 600 dolara aldığı Chevrolet Monte Carlo marka arabayı ayrıldığı sevgilisinin üzerine kaydettirip,intikam için aracı Chicago Havalanı’nın otoparkına parkedip aracı terketmiş. Durumu 3 yıl sonra öğrenen sevgiliye 105 bin dolar otopark ücreti çıkmış. Ne intikam ama… Madem kriz var demek yasak şöyle anlatsak; ABD’nin yeşil şeyi 5.77,ab’nin şeyi 6,37, sarı şeyin gramı 275, arabanın yaktığı sevi şey 7, evi aydınlatan şeyin Kwh’sı 53,75 krş, evi ısıtan şeyi metreküpü 1,67, mööleyen,meeeeleyen,gıdaklayan şeylerim hepsi çok pahalı… O zaman şeyini şey ettiğimin şeyi bu nasıl şey… Çocuklarını okutmak için 1961 model Thames kamyonunu satan Trabzonlu baba 2015 yılında büyük bir sürprizle karşılaşmış. Büyüyen çocukları bu kamyonu araştırıp plakası ile beraber Giresun’da bir çöplükte bulmuş ve babalarından habersiz onu çöplükten alıp yepyeni hale getirmişler ve sonra babalarına doğum günü hediyesi olarak vermişler. Ne değerli bir hediye… Tunceli’de klimalı kapalı otobüs durakları varmış.Otobüs beklerken duraktaki kütüphaneden bir kitap alıp otobüs gelene kadar sıcak sıcak kitabınızı okuyabiliyormuşsunuz.Gidip görmedim.Ama gerçekse valla helal olsun…
Yazının Devamı

DEDİKODU KÖŞESİ

DEDİ : Dünyanın en zengin adamı 56 yaşında ölmüş. Dünyanın en zeki insanı 20 yaşında tekerlekli sandalyeye mahkum kalmış.Dünyanın en iyi boksörü kibrit bile çakamaz hale gelmiş.Türkiye’nin en zengin insanı yaptırdığı lüks özel hastaneye yetişemeden devlet hastahanesinde can vermiş.

KODU : Ne servet, ne şöhret ne makam bizi yanıltması.. Şükür halimize…

DEDİ : 15 TL’ye kitap pahalı diyip almayanların, 20 TL’ye tiyatro bileti almaya gerek bile duymayanlar olduğu bir dünyada yaşamaya çalışanlar varmış.

Yazının Devamı

DEDİ KODU KÖŞESİ

DEDİ : Nihat Hatipoğlu’nun programında soru cevap kısmında bir kadın sormuş; “28 yaşında abim ölmüş babam adına hac yapmak istiyor yapabilir mi?”. Nihat Hatipoğlu önce sormuş sonra cevaplamış; “Ölmüş baban yaşıyor mu? Hee anladım o zaman Allah rahmet eylesin. Ölmüş babanın yerine evladının bu görevi yapması daha büyük sevaptır.” KODU : Ey güzel Allahım şu kullarını yaratıyorsun birde takip etsen ne güzel olacak… Şimdi bu adam hem milyonları götürüyor ekranlardan hem de millete akıl veriyor…

DEDİ : Yeni Zelanda’da sokaklara buzdolabı yerleştirmişler. İnsanlar ihtiyaç fazlası yemeklerini oraya bırakıyormuş. İhtiyacı olanlarda alıp yiyorlarmış. KODU : Böyle bir fikrin, açın halinden anlamak için asırlardır oruç tutan müslümanlardan değil de kafirlerden çıkması sizce de çok ilginç değil mi?

DEDİ : Eğer arkanda seni her zaman koruyup kollayan bir yandaş medyan varsa…. KODU : Şeker fabrikalarını satar “Şeker sağlığa zararlı” diye haber yaptırır haklı çıkarsın. Benzime zam yapar “Yürümek sağlığa faydalı” diye haber yaptırır teşekkür alırsın. Dipsiz Göl’ü kurutur “Bölge halkı sevinçli” diye haber yaptırır takdir toplarsın. Ekmeğin gramını düşürür “İsrafa karşı savaş açtık” diye haber yaptırır sonrada saraylarda yaşamaya devam edersin.

Yazının Devamı

DEDİ KODU KÖŞESİ

DEDİ : Şu televizyonlara çıkıp paraları cebe indiren ve millete din satan din adamları var ya “Biz bir tek Allah’tan korkarız” diyorlarmış… KODU : Biri de çıkıp farklı bişey söylese,mesela dese ki “Yoksul ve dar gelirli insanların olduğu bir toplumda,siyasetçilerin lüks makam araçları ile gezmeleri haramdır.” Ne güzel olurdu…

DEDİ : Son dönemlerde lokanlatalara yapılan kontrollerde etli yemeklerde eşek eti çıkmış… KODU : Eşek eti çıkan lokantaların bazılarının adı çok ilgimi çekti. Sizinle de paylaşmak istiyorum. Hacı Baba Lokantası,Hicret Lokantası, Tekbir Dana Sucukları, Sultanahmet Köftecisi… Siz ne anladınız bu işten şimdi…

DEDİ : Muhterem Hoca Efendi Hazretleri, İslamda israfın günah olduğunu,peygamberimizin kuru ekmek ve soğanla yetindiğini” anlatıyor. Ülkenin dört bir yanında vaazlar veriyormuş. KODU : Ne var bunda diyeceksiniz şimdi. Haklısınız Bunda bir sorun yok. Lakin vaaz verdiği yerler 5 yıldızlı oteller ve bu otellere giderken özel limuzin ile seyahat ediyormuş.Burda bir gariplik yok mu?

Yazının Devamı

DEDİKODU KÖŞESİ

DEDİ : Gebzede 14 yaşındaki bir kız çocuğuna diş hekimi sözlü ve fiziki tacizde bulunmuş.

KODU : Hem doktor hem de tacizci… BU iki kelime yan yana geldiğinde olabilecek en berbat kombinasyon oluşuyor.Duyduğunuzda bile ne kadar iğrenç geliyor değil mi.. Hişşşttt doktorrr! Akıllı ol akıllı…

DEDİ : Karaya vuran bir deniz kaplumbağasının midesinden 104 parça plastik çıkarılmış.

Yazının Devamı

DEDİ KODU KÖŞESİ

DEDİ : Tank Palet Fabrikası’nı “50 milyon dolarımız yok” diye Katar’a vermişiz. Kırgızistan’a Camii yaptırmışız 35 milyon dolar vermişiz.

KODU : Fabrika yapmaya paramız yok,cami yapmaya paramız çok. Bu nasıl iş anlamadım ben…

DEDİ : MHP lideri Sayın Bahçeli “ CHP Atatürk’ün CHP’si değil” demiş.

Yazının Devamı

DEDİ KODU KÖŞESİ

DEDİ : Star gazetesi yazarı Ersoy Dede: “5 yaşında bir çocuk ebeveyni yanında olmaksızın sokakta ne yapıyormuş?” diye sorulsun demiş!

KODU : Yani bu kafa şunu mu demek istiyor; sahipsiz, korunmasız ya da yanında erkek olmayan herşeye tecavüz edilebilir..

DEDİ : 600 bin lira maaş alıp Ramazan aylarında asgari ücretliye şükretmesini öğreten Nihat Hatipoğlu sahur da tv lerde yine anlatıyormuş.

Yazının Devamı

DEDİ KODU KÖŞESİ

DEDİ : Elektrik kesme ve açma ücreti 27 TL’den 48 TL’ye çıkmış.

KODU : Amannnn babanane yol yaptılar,köprümüz var…

***************************************************************

Yazının Devamı

DEDİ KODU KÖŞESİ

DEDİ : Hulusi Akar’ın 3 milyon liraya camii yaptırdığı ülkemde sanat güneşi Zeki Müren bütün servetini Mehmetçik vakfına bağışlamış.

KODU : Şimdi söyleyin bana hangisi gerçek paşa? “Sen çok yaşa Zeki Müren paşa “derdim amma yoksun artık aramızda. Allah rahmet eylesin Huzur içinde uyu…

DEDİ : Adı Asu Özdağlar…43 yaşında… 2 çocuk annesi..ODTÜ Elektrik – Elektronik mezunu…Amerika’da bir üniversite var, adi Massachusetts Institute of Technology.Sadece mezunlarının kazandığı NOBEL sayısı 72 ve bu Nobel ödüllerinin 15 tanesi son 5 yıl içinde. Şimdi Asu Hanim işte bu Üniversitenin Elektronik Mühendisliği ve Bilgisayar Bölümü BAŞKANI oldu….Eski Başkan Anantha Chandrakasanona görevi devrederken bakın ne demiş …“Bir eğitimci olarak vizyonu ve özverisi de aynı şekilde etkileyici. Öğrencileri için yorulmak bilmeyen bir koç ve bu bölümdeki eğitim alanında yapılacak yenilikleri her zaman güçlü bir şekilde savundu” …

Yazının Devamı

DEDİKODU KÖŞESİ

DEDİ : “Ben bir haftada size 50 milyon dolar bulacağım. Bu tank fabrikasını Katarlara vermekten vazgeçin.Bulamazsam siyaseti bırakırım.” diye seslendi iktidara Kılıçdaroğlu.

KODU : Hadi buyurun madem 50 milyona ihtiyaç vardı ondan verildi bu fabrika. Verin fırsat… Eğer Kılıçdaroğlu bu parayı bulursa siz para derdinden kurtulursunuz. Eğer bulamazsa bu kez Kılıçdaroğlundan kurtulursunuz. Ama eğer yok illa fabrikayı satıcaz diyorsanız o zaman bu millet sizden kurtulur demedi demeyin…

***************************************************

Yazının Devamı

DEDİKODU KÖŞESİ

DEDİ: Dünyada nüfusa göre mahkum oranının en yüksek olduğu ikinci ülkeyiz. 370 cezaevimiz var. 73 büyük ceza evi daha yapılıyor. Hâlâ yetmiyor. Düşünün birde koşullu salıverilenler salıverilmese…

KODU : Şimdi ülkemizde bu suç oranıni düzeltmek için cezaevi ve adalet sarayları yapıp ülkenin her yerini hakim ve savcılarla mı donatalım yoksa suçtan uzak bir toplum için eğitim sistemimizde köklü reformlar mı yapalım? Hangisi??? DEDİ : Bir ülkede askeri okul çok olursa o ülke asker devleti olur.Polis okulun çok olursa polis devleti olur. Bizim ülkemizde 4.464 okul ile en fazla imam hatip lisesi varmış.

KODU : O zaman bizim ülke din devleti olma yolunda hızla ilerliyor. O zaman Alevi vatandaşlarımız içinde onların inancını, kültürünü öğreten bir 500 okul açılsın. Madem bu ülkede demokrasi var, madem özgürlük var. Bu ülkeyi birlikte paylaşıyorsak birbirimizin inancında saygı gösterelim.Ateistleride dışlamayalım. Fen lisesi sayımız 310 olduğu için zaten bu ülke bilim ülkesi olmak istemiyor varsayımından yola çıkarak oraya hiç girmiyorum. Çünkü bilim ülkesi olmak istese Fen Lisesi okul sayısı, imam hatipten az olmazdı… Eğer Bizim ülkemizin, vatandaşlarımızın hayali büyük bir din devleti ise doğru yolda ilerliyoruz hiç merak etmesinler.Eğitim sistemimizin son durumu…

Yazının Devamı