Dünyada Yılbaşı Gelenekleri
Dünyada Yılbaşı Gelenekleri: Farklı Kültürlerde İlginç Ritüeller ve İnançlar
Dünyada Farklı ülkelerdeki yılbaşı kutlamaları ile ilgili okuduklarım ve gördüklerim açıkçası beni hayrete düşürdü desem yalan olmaz. Gelin hepsinden kısaca bahsederek yazımıza başlayalım.
İspanya: Bir grup insan bir saat kulesinin önünde toplanıyor ve saat gece yarısı tam 12 de, 12 adet üzüm yiyerek dilek tutuyorlar. Garip olan bir diğer şey ise, çan sesleri tamamlanmadan tüm üzümleri yiyebilmek gerekliliğinin olması. Tahmin edeceğiniz üzere 12 üzüm yılın 12 ayını temsil ediyor ve üzüm yerken dileklerin kabul olacağı düşünülüyor.

Japonya: Burada üzüm yenmiyor ama bol bol tapınak çanları çalınıyor. Evet, Japonlar gece yarısı saatler 12’yi gösterdiğinde Budist tapınaklarında 108 kez çan çalınıyor. Evet sizi duyuyorum, şu soruyu soruyorsunuz eminim: ”Peki onları 108 de durduran ne oldu? Neden 109 değil acaba?”. Hemen açıklayalım, bu sayı insanın 108 dünyevi arzusu olduğuna inanılan Budist felsefesine dayanıyor. Bunların yanında yılbaşı öncesi dip köşe temizlik yapılarak geçmişin kötülüklerinden arınılacağı düşüncesi de mevcut.
Danimarka: Açıkçası buradaki ritüel bana daha çok ticari bir amaç güdülmüş gibi hissettirdi. Büyük ihtimalle Danimarka halkı porselen tabakları bir kere alıp 10-20 yıl -belki de daha uzun süre- kullanıyordu. Sonrasında bunu gören tabak satıcıları hemen bir şeyler uyduralım tabaklar satılsın , dedi diye düşünüyorum. Neden mi? Çünkü Danimarka da yılbaşında bol bol tabak kırılıyor. İnsanlar arkadaşlarının evlerinin kapısına tabak fırlatıyor. Kimin kapsının önünde daha fazla kırık tabak varsa onun yeni yılda daha çok dost edineceği ve daha fazla destek alacağı düşünülüyor. Böylelikle işin kaymağını tabak satıcıları yiyor.
Daha birçok ülkeden farklı farklı ritüeller mevcut . Onlardan da kısaca bahsederek günün kelimesine geçelim istiyorsanız.
Brezilya: İnsanlar deniz tanrıçası Yemanja’ya çiçekler sunar ve beyaz giyinir.
Kolombiya: Yeni yılda seyahat dileğiyle valizle sokaklarda dolaşılır.
Filipinler: Yuvarlak objeler ve meyveler bolluk ve bereketi simgeler.
Güney Afrika: Eski mobilyalar pencereden atılarak geçmiş uğurlanır.
İskoçya: İlk eve gelen ziyaretçinin şans getirdiğine inanılır.
Yunanistan: Nar kırılarak bereket ve şans çağrılır.
Ekvador: Kuklalar yakılarak kötü şans geride bırakılır.
Almanya: Eritilen kurşunun şekliyle geleceğe dair tahmin yapılır.

GÜNÜN KELİMESİ: KLİŞE
Klişe teriminin kökeni, matbaacılıkta aynı yazı tipinin veya görüntünün tekrar tekrar üretilebilmesini sağlayan bir kalıptan geliyor. Fransızca cliché “matbaacılıkta resim kalıbı, kalıplaşmış söz veya düşünce” sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük ise Fransızca clicher “kalıba dökmek” fiilinden türetiliyor. Günümüzde Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde ise kelimenin anlamı ve cümle içinde kullanımları şu şekilde yer alıyor:
- isim Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha:
“Klişecilik sanatını usta bir klişeci kadar bildiği hatta kendisi de klişe yaptığı için, siyah ve beyazın tonlarını son derece hünerle kaynaştırır.” – Yusuf Ziya Ortaç
- sıfat, mecaz Basmakalıp (söz, görüş vb.):
“Söylediği sözün klişe olduğunu, bir yazarın klişelerle yazmamak zorunda olduğunu kabul etmez o.” – Necati Cumalı
Bu kalıp, tıpkı bugünkü kullanımında olduğu gibi, bir şeyin sürekli tekrarlanarak özgünlüğünü kaybetmesini temsil ediyor. Ancak ironik biçimde, klişe olarak adlandırılan ifadelerin çoğu, ilk ortaya çıktıklarında çarpıcı ve yaratıcıydı. Fransız şair Gérard de Nerval’ın dediği gibi, “Kadını bir güle benzeten ilk adam şairdi, ikincisi ise bir aptaldı.” Bu ifade, klişelerin yaratıcı başlangıç noktalarını ve ardından gelen sıradanlaşma süreçlerini mükemmel şekilde özetliyor.
Bugün sizlerle paylaşmak istediklerim bu kadar, hepinize sağlıklı iyi günler dilerim.
Araba Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler