GündemElif YavaşKöşe Yazıları

EGE’DEN MARMARA’YA

Halikarnas Balıkçısı’nın kitaplarını okumayı sever misiniz? Deniz, balık, martı, gemi, çay ve simit keyfi, vapur gezisi size de huzur verir mi? Elinizdeki susamlı, halka simitle martıları beslediniz mi? Asıl ismi Cevat Şakir Kabaağaçlı olan yazarımız “Halikarnas Balıkçısı” takma adıyla bilinmiş ve yayımlanan kitaplarında da bu rumuzuyla ün salmış. Yaşamöyküsü incelenirse, asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan yazarımızın “Aganta Burina Burinata” adlı ünlü romanı el üstünde tutulmuştur. Bu kitabı lisede iken okumuştum. Aganta Burina Burinata; denizci parolasından gelir yani bu parola kitaba adını vermiştir. Merak edenleriniz olursa hemen halk kütüphanelerinden de ödünç alıp okuyabilir. 2018 yaz ayında Cevat Şakir’in “MERHABA AKDENİZ” hikâye kitabını bitirmiştim. Beğendiğim kısımları da not aldım.

Merhaba Akdeniz adlı eserde toplam 32 adet öykü var. Yazarımız martılar ve denizden bahsetmiş hep. Akdeniz kıyıları ve oralarda yaşadıklarını, efsaneleri de kaleme almış. Cak, cacak, cak… çığlıklarıyla martı sesi şenlenmiş sayfalarda. Afrodit, tanrıça ve mitostan bahseder. Gemicilik terimleri okura sözlük bilgisi katar onun eserlerinde. Merhaba Akdeniz kitabındaki “Boğulmuş Enginliler” adlı hikâyeden biraz alıntı paylaşayım:

 

“…Ben de düşüncelerimle, arzumla, ümitlerimle hep seyahat ediyordum. Kuşu uçmaya, nasıl diyeyim, şarkıyı sürdürmeye, uzatıp gitmeye ve kesilmemeye çağıran gök, beni atılmaya çağırıyordu. Gurup zamanı, batıda, bu günün dünyasını, dağıyla taşıyla kapkara ve manasız bir siluet haline getiren ve başka yerde yarının ışığını parlatan o güneşin nurunda bir uzaklık, bir özgürlük vardı. O nurda uçmayı özlüyordum. Uçan bir martı gibi, yüzen bir yunus gibi, yükselen bir denizci şarkısı gibi, denizde öyle bir özgürlük vardı ki karaya dönmek yüreği burkan bir işkence oluyordu.”

 

     Sait Faik ve Cevat Şakir’in eserlerinde çoğunlukla Akdeniz ve Ege insanının yaşanmış hikâyelerine tanık olursunuz. Denizden, kuşlardan sözü edilen o öykücükler balıklar, sünger avcılığı ve denizkızı masalıyla devam ededurur. Martı kuşları aslında etçil hayvanlardır. Deniz kenarında, su kıyısında gezinen balıkları avlayarak beslenirler. Martıları otçul yapıp da simit yemeye alıştıranlar aslında Türk milletiymiş. Benden duymuş olmayın lâkin martıya simit ve kurabiyeyi tattıran, biz Türkler olmuşuz. Dikkat ederseniz nasıl da vapurda sizi yolcu ederler bir süreliğine. Geminin bembeyaz köpüklü dalgasında havalanıp semada raks ederler huzurla. Karga sürüsü gibi sesleri elbet kulağı rahatsız eder fakat bembeyaz kanatlarını açarak gökte havalanması muhteşem bir görsel manzara sergiler.

Muğla’dan Fethiye’ye, Antalya’dan Alanya’ya, Trabzon’dan Rize’ye, İstanbul’dan Haliç’e, Balıkesir’den Ayvalık’a, Ayvalık’tan Cunda Adasına doğru süzülür martılar. Sanki göç mevsimi yaklaşan leylekler misali denizler ve kıtalar üzerinden mevsimsel göçe tanık olur martılar da. Ege’den Marmara’ya süzülür deniz aşkı. Martının denize olan sevdası, Balıkesir’in Ayvalık ilçesinin insanıyla buluşur. Güzeldir Ayvalık, Erdek, Altınoluk, Bandırma, Edremit, Burhaniye, Cunda. Ayvalık tostu yemeden yoluna devam etmek istemez yurdumun insanı. Susurluk ayranını içmeden bu şehri terk etmek istemez üniversiteli öğrencilerimiz. Cunda Adası’nın zarafetine sevdalanır martılar, yüreğe cemre düşer şiir saati gelince.

Ege’den Marmara denizine uçuşur Sait Faik’in durum öyküleri, İstanbul sevdalısı Orhan Veli’nin şiirlerinde demlenir Çanakkale insanı. Çanakkale’nin şehit kokan toprağı ile İzmir’in güzel insanı el ele verip de bir insanlık türküsü tutturur. Bir martının çığlığında düğümlenir şiir, denizin gözyaşında kaybolan çocuk misali hüzne bürünür edebiyat. Gözlerimiz sağanak yağışlıyken yüreğimizi sıkıştıran mengeneler de yerinde duramaz. Bir içimlik sevdadır Anadolu’m. Osmanlı’nın torunları olup Türkiye topraklarında çoğalan aziz milletim, güvercin kanadında yol alır gibi göğü selâmlar. Martının denize sevdası hepinizin gönlünde ahenkle uçuşsun. Ege’den Marmara’ya doğru deniz şarkısı yolcu olsun. Rehberiniz yaratanın yolunda ve her daim şiirimsi hazza bürünsün. Esen kalın.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu