Hayatın Küçük Keyifleri

Kamil Akyürek

Kamil Akyürek

Tüm Yazıları

Hayatın Küçük Keyifleri

Hayat bazen gerçekten karmaşık olabiliyor, değil mi? İşler, sorumluluklar, koşturmaca derken, bazen en basit şeyler bile gözden kaçabiliyor.

Ama işte, bu küçük anlar, çoğu zaman hayatı gerçekten yaşanabilir kılıyor. Bir kahve molası, bir arkadaşla yapılan sohbet, yağmur sonrası gelen o temiz hava… İşte bu tür küçük şeyler, insanı gerçek anlamda mutlu edebiliyor.

Gün içinde aklınızda o kadar çok şey oluyor ki, bazen sadece birkaç dakika durup nefes almak, “Şimdi tam olarak ne yapıyorum?” diye sormak gerekiyor. Çoğu zaman cevabı basit: Bir fincan çayla pencere kenarına oturmak, ya da güneş batarken bir süre sessizce dışarıyı izlemek. Küçük şeylerle mutlu olmak, aslında hayatı daha değerli kılmak anlamına geliyor.

Öyle ki, bazen büyük hayallerin peşinden koşarken, yanımızdaki basit keyifleri gözden kaçırıyoruz. Oysa, belki de hayatın asıl tadı, işte bu küçük anlarda gizlidir. Hem kim bilir, belki de gerçek mutluluk, en basit anlarda saklıdır.

Hayatın Küçük Keyifleri
Hayatın Küçük Keyifleri

GÜNÜN KELİMESİ: KIRMIZI

“Kırmızı kelimesinin de kökeni olur mu?” demeyin, 5000 yıl öncesine ve minik bir böceğe uzanan ilginç bir kökeni var çünkü.

Kırmızı” kelimesi, günlük hayatımızda sıkça kullandığımız, güçlü bir renge işaret eden bir sözcük. Ancak bu kelimenin kökeni ve tarih boyunca geçirdiği dönüşümler, sanıldığından çok daha zengin ve ilginç. Bu yazıda “kırmızı” kelimesinin etimolojisine odaklanacağız.

Beni en az portakal kelimesinin kökeni kadar şaşırtan bir kelime açıkçası kırmızı da. Daha önceki yazılarımız da portakal kelimesinin bir ülke adından geldiğinden bahsetmiştik. Bu seferki kelimemiz ise adını bir böcekten alıyor. Kırmızı kelimesi, Türkçeye köken olarak Arapça “kırmız” kelimesinden geçmiş olsa da bu kelimenin daha eski bir kaynağı vardır: Latince “carmesinus”. Latince’deki bu kelime ise, Orta Doğu’da yetişen “Kermes” adlı bir böceğe dayanır. Bu böcek, tarih boyunca kırmızı boya elde etmek için kullanılıyor. “Kermes vermilio” adlı bu böcek, özellikle kumaş boyamada yoğun olarak kullanılınca ismi de bu renk ile özdeşleşiyor. Avrupa dillerinde de benzer bir etimolojik süreç göze çarpıyor. Örneğin, Fransızca “cramoisi”, İtalyanca “cremesi” gibi kelimeler de aynı kökten türüyor ve bu sözcükler de kırmızı rengini ifade ediyor.

Dilerseniz böceğimizden de biraz bahsedelim. Yaptığım araştırmalar sonucu oldukça ilginç sonuçlar elde ettim. Bu böceğin gözleri ve ayakları bulunmamakta ve kermes meşesinde parazit olarak yaşamakta. M.Ö 3000 yıllarında ilk defa Sümerlilerin kullanıldığı biliniyor ve 6 mm uzunluğuna kadar ulaşabiliyorlar. Daha çok İran ve Akdeniz bölgelerinde yetişen bu böcek bir zamanlar kalp hastalıkları için ilaç olarak da kullanılıyor.

Bugünkü yazımız ile ilgili olarak söyleyeceklerim bu kadar, bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.

Kepsut’un Doğal ve Demografik Özellikleri

Yusuf Emir Akpınar

hayat keyif Yusuf Emir Akpınar Hayatın Küçük Keyifleri