Köşe Yazıları

Kanatsız Bir Melektir Anneler

Kanatsız Bir Melektir Anneler

Kanatsız meleklerimiz, peri gibi uçan masal karamanlarımız yaşıyor aramızda. Annelik de kutsal bir meslektir bir nevi, her doğuran ana olamaz mesela. Günün yirmi dört saati çalışıp hiç yıllık izin kullanmayan, her işe koşturan, emzirme saatlerinde gece nöbetine alışan, mesaisi olmayan, etrafı silip süpüren, herkesin iyiliğine koşan, kimi zaman aşçı ve terzi olan, en iyi çocuk bakıcımız ve doktorumuz olan, şair yönüyle sevilen, yıllarca seher vaktinde kalkıp da hâlinden hiç şikâyet etmeyen, onca işi yapmasına rağmen tek kuruş para almayan, aslında hep karşılık beklemeden ve bedava çalışan, çoğu zaman da yaptığı işler takdir edilmeyip övgü bile alamayan bir meslek biliyor musunuz? Evet, halkımıza da böyle bir anket yapılınca “Hadi canım öyle iş mi olur. Asla böyle bir işte köle gibi çalışmam. Yedi gün, yirmi dört saat çalışıp da tek kuruş maaş almayan birisi karın tokluğuna çalışandır. Deli olmalı böyle biri.” diyenler olmuştu.

“Aramızda her gün bu işi yapan milyonlarca insanımız var.” dendiğinde bu mesleğin ve işin ne olduğunun cevabını o anda herkes merek edip kimse bilememişti. Hatırlayanlarımız vardır, bu tarz bir iş görüşmesinin sosyal deneyinde maaş beklentisi sorulmuştu insanlara.“Durmadan çalışan böyle bir insan için trilyonluk maaşlarla. İkramiyeler ile teklif sunulmalı.” dedi çoğu iş arayanımız. Yapılan sosyal deneyin sonunda bu kişinin kim olduğu, bu kutsal mesleğin ne olduğu, yılmadan çalışan meslek öğrenildi nihayet ve cevap: “ANNE”  idi. Herkesin gözleri doldu bir anda, müthiş ibretlik bir sosyal deney olmuştu aslında.

Evet, harıl harıl çalışıp da bir güncük dahi ömründen şikâyet etmeyen analarımızı kaleme almak istedim. “Ev hanımı” deyip geçmeyin. Sabahtan akşama dek evinin içinde atölye misali çalışırlar lâkin ortada alenen görünen bir şey, bir ürün, sanat eseri yoktur. Bir de anneniz evden bir hafta, bir ay uzaklaşsın da görün. İşte o ev ‘çöp ev’ olunca yaptığı iş ne kadar altın değerindeymiş diye bir de o zaman karşılaştırın. Gül kokulu, çıkarsız sevgi yumağı, kibirsiz, yumuşak kalpli peridir anneler. Her biri peri masalını yaşarlar şu fani dünyada, babalarımızın kraliçeleridir bir ömür.

İlgili Makaleler

 

“Dünyadaki en güçlü insanlar kimlerdir, diye sorsalar; ‘Kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş kadınlardır’ derdim.”  diye noktalamış Cemal Süreya. Kadınlarımız güçlüdür ve kendi başlarının çaresine bakabilirler aslında. Başlarını omzuna güvenle koyabilecek merhametli kocaları varsa şanslıdırlar, kimileri de aile içi şiddette kadın cinayetlerinin mağduru olurlar. Zordur kadın olmak, ana olmak, eş olmak, yâren olmak, kız çocuğu olmak, genç kız olmak, bacı olmak, nine olmak, teyze olmak, emzikli ana olmak. Hazreti Muhammed’in hanımlarına adaletli şekilde verdiği sevgiyi, muhabbeti ve değeri nikâhlı kadınlarına aynen yansıtmalıdır günümüzdeki beyefendiler de. Annelik bir sanattır, doğursa da doğurmasa da her biri kutsal bir dişidir. Onlar ki eli öpülesi canlar, ayaklarının altında cennet kokusunu barındıran kadınlarımız.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu