MÜSLÜMANLARA DİNLERİNİ GAYRİMÜSLİMLERE MEDENİYETİ HATIRLATAN İLLET

Fahri Sağlık

Fahri Sağlık

Tüm Yazıları

Kendisi küçük, tahribatı büyük illet son bir aydır insanlığın gündeminin neredeyse tamamını işgal etti. Başlangıçta insanlar salgının etkisini doğrudan yaşamadıkça tehdidi ciddiye almadılar. Ölümler başlayınca ancak o zaman meselenin ciddiyeti anlaşılarak ve gerekli önlemler alınmaya başlandı. İnsanlık tarihinde pek çok kez bu tür salgınlar olmuş ve milletler zaman zaman böyle krizler yaşamışlardır.

Bu tür krizlerin her zaman insanlığa öğrettiği dersler de var. Bu korona virüsü şimdiden insanlığa bazı şeyleri öğrettiğini söyleyebiliriz. Tabii ki, bu virüsün insanlık için faydalı bir şey olduğunu söylemiyorum ama, insanlığın aynaya bakıp nerelerde hata yaptığını, bu illetle neden başa çıkamadığını sorgulaması, gerekli dersleri çıkarması gerektiğini ifade ediyorum.

Bence salgının genel olarak insanlığa öğrettiği birinci ders, virüsün sınır, ırk, din, dil, renk, gelişmişlik ve refah seviyesine bakmadan adil davranıp herkesi en zayıf noktasından yakalamasıdır.

İkinci nokta, insanlığın insan olma onur ve şerefi ile temel insan hakları bakımından eşit muameleye müstahak olduğu fikrini yeşertmesidir.

Üçüncü nokta, bu salgınının evrensel problemlerin çözümünde işbirliği ve dayanışmanın zaruretini yöneticilerin beyinlerine yerleştirmesidir.

Dördüncü nokta ise; her toplumun sahip olduğu dini, milli ve manevi değerlerine bağlı onlarla uyumlu bir dünya görüşünü hâkim kılmaları gereğini vicdanlara nakşetmesidir.

Bu yazımda konuyu Müslümanlarla gayrimüslimleri iki büyük grup olarak ayrı ayrı ele alıp değerlendirmeye çalışacağım.

  • Müslümanlar açısından
  • Bu illet biz Müslümanlar olarak, bu durumu bir ikaz ve imtihan olarak görmemiz ve bu imtihandan başarı ile çıkmamız gerektiğini öğretti.
  • Tevekkülü, üzerimize düşen bütün vazifeleri yerine getirdikten sonra Allah’a güvenmek olarak anlayıp, her şeyi semadan bekleme yanılgısından kurtulmamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı. “Biz Müslümanız, bize bir şey olmaz” veya “Allah bizi korur” diyerek yan gelip yatmamak gerektiğini öğretti. Bu illet cami, kilise, havra veya sinagog ayırımı yapmıyor, burada melekler, buralarda ruhaniler var buralara girmeyeyim demiyor. Fırsat bulduğu her yere girip yakaladığını halletmeye çalışıyor.
  • Bozduğumuz dünya-ahiret dengesini acilen düzeltmemiz gerektiğini öğretti. Çünkü bunu yapabilmek için yarın çok geç olabilir.
  • Kültürümüzde yer alan “her şeyin başı sağlık” olduğunu tüm dünyaya öğretti. Peygamber Efendimiz, hasta olmadan koruyucu tedavi yöntemlerini uygulamamız, önceden gereken tedbirleri almamız ve hastalığa götürecek ortamlardan uzak durmamız gerektiği tavsiyesinin hikmetlerini öğretti.
  • Temizliğin ve hijyenik önlemlerin sadece imanın değil, sağlığın da vazgeçilmezlerinden biri olduğunu unutmamamız gerektiğinin altını çizdi.
  • Evde veya sokakta sosyal mesafeyi koruyup başta aile fertleri olmak üzere tüm vatandaşlarımız ve din kardeşlerimizle oluşturmamız gereken duygusal mesafeyi, kalpten kalbe giden yolları kısaltmamız gerektiğini, zor zamanlarda yakınlığın, dostluğun, samimiyetin ve birbirimize dua etmenin ne derece etkin olumlu bir güç olduğunu öğretti.
  • Bilim ve teknolojinin önemini, modern tıbbın vazgeçilmezliğini, araştırma-geliştirme çalışmalarına daha fazla önen vermemiz gerektiğini öğretti.
  • Aşı veya ilaç ne zaman bulunacak? Sorularının arkasına zamanın önemini beyinlerimize yerleştirdi.
  • Duaya ne kadar muhtaç olduğumuzu ve duanın ne büyük bir güç olduğunu öğretti.
  • Asr suresinde tavsiye edilen sabrın ne kadar önemli bir değer olduğunu öğretti.
  • Panik, korku, endişe ve umutsuzluğun en az kendisi kadar tehlikeli şeyler olduklarını öğretti.
  • Yüce Allah’ın kâinata koyduğu nizam ile kavga edilmemesi, ona uyum sağlanması gereğini öğretti. Başkalarının evlerine destursuz girdik, sonunda kendi dört duvarımıza hapsolduk. Şimdi fırsat bu fırsat, kendi sınırlarımızı yeniden hatırlamalıyız. Görüyoruz işte yüce Allah’ın kuralları ile ne kadar çok savaşırsak o kadar zayıfız kalıyoruz.
  • Bu virüsün bid’atları, hurafeleri, sahte dinleri, ruhbanları, yerle bir ederek dinimizin özüne dönmemiz, sahih bir dini anlayış ve yaşayışına sahip olmamız gerektiğini öğretti.
  • Bu virüs, unuttuğumuz milli ve manevi değerlerimizi yeniden hatırlamamızı sağladı. Komşusunun kapısını çalıp, bir ihtiyacı olup olmadığını soran, camilerde cemaatle namaz kılmayı özleyen bir gençlik olduğu farkedildi.
  • Bu illet pek çok kişinin varlığından haberi dahi olmadığı kişisel alana saygı kavramını ortaya çıkardı ve bizlere öğretti.
  • Bu illet çimizde sayları az da olsa bazı fırsatçı, çıkarcı, yağmacıların maskelerini düşürdü, içlerini dışa vurdurarak gerçek yüzlerini gösterdi.
  • Gayrimüslimler açısından
  • Bir kere bu virüs, çok adaletli davrandı. Burası Mr. Trump’un, Mr.Johnson’ın, Mr. Merkel’in, Mr. Macron’un, Mr. Mattarella’nın memleketi, buralara girmeyeyim demedi. Dünyada uzun zamandır rafa kaldırılan “adalet” kavramını hatırlatarak dünya liderlerine siz de adil olun. Kabadayılık yapmayın. Dünyanın hâkimi benim. Ben ne dersem o olur demeyin. Dünyanın gerçek hâkimi siz değilsiniz. Bak ben de varım. Gözle görünmem ama, girdiğim yeri yakar, yıkarım dediğini öğrendik. Öyle kameraların karşısına geçip tapu senedine benzer kocaman bir kâğıdı imzalayarak Kudüs’ü İsrail’e verdim gitti demekle güç gösterisi yapılamayacağını, Filistinli mazlum ve mağdurların âhı ve göz yaşlarının yerde kalmayacağını herkese anlattığına şahit olduk.
  • Bu virüsün kibirlilerin kibrini, gururunu yerle bir ettiğini, füzelerin, atom bombalarının, nükleer silahların yaptığının aynısını yaptığını ve o mağrur ve güya medeni Batı’nın bütün kalelerine, saraylarına girerek onları esir aldığını gördük.
  • Bu illet zalimlerin dünya mazlumlarına karşı gösterdiği ikiyüzlülüğü göstermeyip eşit davranarak objektiflik dersi verdi. BM verilerine göre 2014’ten bu yana dünyada 32 bin 741 düzensiz göçmenin göç yollarında yaşamını yitirdiğini, bunlardan 688’i Doğu Akdeniz’de olmak üzere bin 654’ünün çocuklardan ( Aylan bebek gibi ) oluştuğunu gördükleri, duydukları, bildikleri halde görmemezlikten, duyumsamazlıktan, bilmezlikten gelen batılı ikiyüzlüler gibi davranmadığını gördük.
  • Bu illet dünyanın en uygar, en medeni ulusları olarak lanse edilen ülkelerin vatandaşlarının marketlerde bir poşet tuvalet kâğıdı alabilmek için birbirleri ile kavga ederken ne kadar aciz, medeniyet ve uygarlıktan ne kadar uzak olduklarını gösterdi.
  • Bu illetin servet ve güçleri ile şımarmış saltanat sahiplerini ve ülkelerini yerle bir etiğini, düzenlerinin/sistemlerinin altını üstüne getirdiğini gördük ve öğrendik.
  • Bu illetin dünyanın huzur ve mutluluğu için küresel işbirliği ve dayanışmanın zaruretini cümle âleme kabul ettirdiğini gördük.
  • Bu illet küresel kapitalizme yön verenlere, onların siyasi ve kurumsal temsilcilerine (IMF, OECD, Dünya Bankası gibi kuruluşlar) kurdukları ve uyguladıkları sömürü düzenlerinin insanlığı nasıl bir girdaba sürüklediğini gösterdiğini gördük.
  • Bu illet zulüm ile âbâd olunamayacağını, mazlumların âhının yerde kalmayacağını zalimlerin beyinlerine yerleştirdi.

Bu illetin insanlığa gösterdiği, öğrettiği daha pek çok dersler ve ibretler var elbette. Yazımızın hacmi bakımından şimdilik bu kadarla yetineyim. Her zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Bu salgın hastalıkta elbet bir gün yok olup gidecek. Ancak hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Belki de çok daha güzel bir dünyayı, insanoğlu hep birlikte ve yeniden inşa edecek. Bize düşen bu illetin öğrettiklerini unutmayıp hayatımızı aldığımız dersler istikametinde şekillendirmektir.

Bu vesile ile aziz milletimizin ve İslam âleminin Ramazan ayını tebrik eder, bu ayın bütün insanlığın sağlık, sıhhat ve huzuruna vesile olmasını Yüce Allah’tan dilerim.

Fahri SAĞLIK

Karesi Müftüsü