Köşe Yazıları

ON İKİ AY

Yine bir kuş çırpınıyor gökte, harelerine bahar gelirken gözbebeklerimin. Hare hare, yudum yudum, damla damla akıyor gümüş dizeler. Gümüş dizelerime can olan altın kalemim nasıl da yakutlar misali parıldıyor. Yıldızı olurum yaldızlı sayfaların, umudu olurum hatıraların. Beni benliğimle baş başa bırak temmuz ayı. Ağustos sıcağında demlenip nisan yağmurlarından nasiplenen arı kuşu olayım ansızın. Peteğini gözü gibi koruyan işçi arılar gibi olmalıyım yahut çizgi film kahramanı ‘Arı Maya’ gibi tatlansın dil/im. Ihlamur balından püren balına, çam balından şeftali balına, bahar balından bal tutan mısralara kanat çırpsın ilham kuşum.

 

Umutlarım çengelli iğneye tutunurcasına mahcup. “Vav” gibi secdeye kıvrıldı dilimdeki sözler, itikat yolunda “elif” harfi misali dimdik umuda yürürdü Elifçe akan gül kalemim. Yılın on iki ayı aşkına secde eder şükür kalemim. Ocak ayının karla karışık türküsü nasıl da soba başında demlenip de masallara konuk olmuş. Bir şubat ki kestane kokusunda çerezken mandalina kabuğuna tütsü olmuş. Mart ayının gelişiyle gelin olmuş kır çiçekleri, selâma durmuş ilkbahar. Nisan yağmurlarının muştusu nasıl da erik dalına sözlenmiş, bembeyaz çiçekleriyle gelin olmuş erik ağacı. Mayısın meyve veren tutkusu âşıklara saz olmuş da yaz mevsimini selâmlama telâşıyla düşeyazmış mısralar. Hazirandı doğaya can veren, işte benim bu dünyaya gözlerimi açtığım ay idi haziran. On iki ayın tam ortası, altıncı ayıyla takvimlerin kalbidir haziran. Temmuzun sıcacık bakışlarıyla yaz neşesi, badem dalına asılı kalır ansızın. Ağustosun fındık kokan şirinliği Karadeniz’e sımsıkı sarılır da Kaz Dağları’na uçar ansızın. Hüznü andıran eylülde nostalji olurum, ekimin hazan yapraklarında vals ederim. Kasım ayında şenlenir karanfil çiçeklerim ve Öğretmeler Günü’ne konuk olurum. Yılın sonuncu ayıdır aralık ki bu ayda gönül muhasebemi sorgulayıp 365 günümü satırlarıma ataçlarım. Ataçlanan bir ajandanın taç yaprakları olur ömür takvimim.

İlgili Makaleler

 

Metcezirlerle birlikte gönül çağlayanımda çoğalan metaforların vaveylasını dinlerim anbean. Yılın her mevsimi, dört mevsimin tüm ayı, ayın her haftası, haftanın en güzel yedi günü, günün her saati, saatlerin en bereketli vakti, dakikaların ve saniyelerin ennn huzurlu anları dua nöbetinde buluşmalı. Bir kalem, bir şiir, bir öğretmen değiştirir belki şu zalim dünyayı. Bir duanın içinde yer alırsak on iki ayın her günü, yeni güne sağlıklı uyandığımız her an bir şükürdür bizlere.

ELİF YAVAŞ  – Temmuz 2020

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu