Köşe Yazıları

ÖZ’DEN S/ÖZE İNSANOĞLU

Hayalleriyle yaşar her insan. Aslını yahut özünü kaybetmediğin sürece, fıtratını iyi bildiğin müddetçe her şey güzeli özümser. Topraktan geldi, yine toprağa dönecektir âdemoğlu. Gönül gözüm mutluluk ormanına aşkla bakar da bir yaprağın kirpiğinde kaybolur içimdeki çocuk. Eleğimsağmanın yedi rengine hayran kalır 7’den 77’ye şiirle seslenen yüreğim. İnsan varsa hayat şekillenir, insan varsa toprak bereketlenir, kötülük tohumlarını yok eden insanoğlu varsa şu dünya hareketlenir.

Nisan yağmurlarına sevdalandı merhametim. Duayen bir yüreğin bamteline dokunup tesbih tanelerine yuva yaptı naçizane kalbim. Zarif mısraların zikzaklarında oyalanırcasına günebakan çiçeğinin sarımsı taç yapraklarına saklanıp körebe oynadım da “Günün aydın olsun!” der gibi gün/aydın muştusuna büründü aydınlanan günüm. Güneşim oldu dostlarım, ay parçasıydı kalem arkadaşlarım. Yüreği mazide unutulan çocuklar misaliydi tavan arasına saklanan anılar. İnsan varsa güzeldi o hatıralar, fıtratı temiz ruhların özünde izdivaç yolcusuydu masallar.

Seni bahara saydım ey mutluluk! İnsanca yaşadığımız her değerden, barıştan, sevgiden, umuttan yana satırlara gebe kaldık her ne yaşamışsak. Yaşadıklarınız, iç dünyanız ve kalbiniz alenen yüzünüze yansır fark ettinizse. Ayna misalidir kalpler ve aynalar da insan sarrafıdır. Aslına dönüp de özüne bakmalı göz göze sözlerde, özlenen s/özlerde. Öz’ünü bilmekten geçer söz/ünü tutmayı bilenin sözcükleri de. Öz anne misalidir dudaklarımızdan akseden kelam, ana sütü gibi tertemizdir yeni doğan bir insan. Yeni günü selâmlama telaşıyla yarışa girer erkenci düşler. Düşleri olmayanların kalpleri üşür düşsüz kaldırımlarda. Yunus Emre’nin, Mevlana’nın mısralarında yolcu olur dillenmemiş kelimeler. Türklük bilinci, Turan sevdası, Osmanlı ruhu nasıl da taht kurar Anadolu topraklarına. Yurdum insanının baldan tatlı gönül sofrasında ballanır bal tutan hasbihal. Gönül deryası ilim ister elbet ve kahve bahane iken muhabbet şahanedir.

İlgili Makaleler

 

Güzelliklere boyayasım gelir şu dünyayı. İyilik perdemin ardından bana göz kırpan güneşin tebessümüne sevdalanır ay parçası kalbim. Bir güneş ki kalbimizi ısıtır ve en güzel güneş de yine insanın iç dünyasıdır. Gün/eşi yahut güneşi oluverir hayat arkadaşınız, can yoldaşınız, kitap dostunuz, oyun arkadaşınız, mektup arkadaşınız bile. Bir tutam yeşil otta, bir avuç bereketli toprakta, bir buket sümbülde, bir kucak dolusu gelincik çiçeğinde yahut bir papatyanın taç yapraklarında gizlenir mutluluk. İçimizdeki mutlu çocuğu şımartmanın tam vaktidir özümüze döndüğümüz o mevsim. Güzelsin ey gönül! Mutluluğu kitap aralarında kurutabilsek mesela… Yahut en güzel günlerimizi fotoğraf karesi gibi romanların arasına saklayıversek… Şu fani dünyadan göç ettiğimiz vakit bir insan yavrusu o sayfayı açıverse ansızın. Kahvesini yudumladığı o keyifli dakikalarda yüzünde bir tebessüm doğsa oradaki anlık fotoğrafta, sararmış hatıralarda. Sandık aralarına gizlenir kimi zaman huzur. Huzura doğru uçar gönül kelebeği, uğur böceği misali kırmızı renge sevdalanır hilal. Gelinciğe yaprak olur bir uğur böceği, özünü arayanlar misali bir şehidin mezarına konuk olur ansızın. Mezar başında uçuşan kırmızı kelebek timsalidir hayaller.

 

Özünde güzelliklerle güzelsin insan yavrusu. Toprak, gökyüzü, yeryüzü, kuşlar, çiçekler dile gelir sen nefes aldıkça. Senden büyük elbet de yaratan var şu kâinatta. Kibre, hırsa bürünmediğin müddetçe ne güzelsin ey insanoğlu! Sonbahar yapraklarında salınan her bir hatıra maziden atiye yol olur da yoldaşı oluruz anıların. An’lar gider, anı’lar kalır şu hayatta. Bir metrekarelik alanda, bir avuç toprakta bile mutludur aslında şükredebilen her insan. Öz’den s/öze doğru uçsun tüm güzellikler, özümüzden kopmayalım inşAllah. Şiirinizle, sözünüzle, özünüzle, huzurla, güzel kalbinizle ve umutla kalın.

 

 

 

ELİF YAVAŞ

 

TARİH= 10 Nisan 2020 – Cuma

 

TÜRK POLİS TEŞKİLATI’NIN 175. YIL DÖNÜMÜ ( 10 Nisan 1845 – 10 Nisan 2020 )

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu