GündemKöşe Yazıları

PROVOKASYON SEZONU AÇILDI

“Eveeettt duydunuz zilin sesini” derdi yarışma başlarken sunucu.

PROVOKASYON SEZONU AÇILDI

“Eveeettt duydunuz zilin sesini” derdi yarışma başlarken sunucu.

31 Mart 2024 seçimlerinin zilleri de çalmaya başladı ama ne çalmak.

Kim kime dum duma, eski camlardan bardak olsuncular, mertçe cinayet işleyenler, partiye değil bana oy verin abilerim ablalarımcılar ortalık bir şenlik ki sorma gitsin. Zil fena çaldı.

Tabi bu arada provokasyon sezonu da açıldı.

Artık her seçim öncesi alıştığımız ve toplumsal gerilimi ayarlayan, dönemin ve zamanın ruhuna uygun her çeşit provokasyonumuzun olduğunu yaşayarak öğrendik.

Bir taraftan şehit haberleri gelirken öbür taraftan şeriat isteyenler gelir.

Bunların çoğunu da dıj güçler yapar.

Dıj güçler icrai sanat eyler iken bizim iç güjler de papatya falı bakar.

Hatta iktidarın söylevinden anladığımız üzere ülkeyi 28 şubat koşullarına götürmek isteyenler boş durmamaktadır.

İşte burası biraz sorunlu.

28 şubat günlerinde ülkenin Milli İstihbarat Servisi başka dinamiklerin kontrolünde çalışıyor. İçişleri bakanlığı, polis gücü başka dinamiklerin hesabına çalışıyor. O zamanlar TSK ya bağlı jandarma başka dinamiklere göre çalışıyor. TSK ise bambaşka dinamiklere göre çalışıyor.

Sizin anlayacağınız herkes kafasına göre icrai sanat eyliyor .

Peki bu günler nasıl ?

Yukarıda bahis ettiğimiz tüm kuruluşlar ve hatta yargı sayın cumhurbaşkanı ve kendi atadığı kabinesine bağlı.

Yani bahsettiği bu filmleri yazacak çizecek ve oynayacak ve bunları da  birilerinden habersiz yapacak hiçbir mercii ,makam ,güç yok.

Peki bakalım en son ve gürültülü ne yaşadık.

İstanbul Gayrettepe’de bulunan Hacı Nimet Özden Camisi’nde cuma namazı sırasında imamın Mustafa Kemal Atatürk’e dua etmesine tepki göstererek camiden ayrılan Ahmet Bostancı, sosyal medyada yayınladığı videoda Atatürk’e hakaret ettiği için tutuklanmıştı.

Atatürk’e hakaret suçlamasıyla 56 gündür tutuklu olan Ahmet Bostancı tahliye edildi. Tahliye kararı sonrasında adliye de hazirunlu  güruh tekbir getirerek “Yaşasın şeriat” sloganları attı.

Şimdiii

-Adliyede bu sloganlar atılırken o sloganları atanlar oraya neyle geldi

-Haydi geldiler oradaki yargıçlar dahil kamu görevlileri bu yaygarayı nasıl sessizce geçiştirdiler

-Mevcut anayasaya dahi aykırı eylemlilik içinde bulunan bu gruba adliye içinde bile nasıl hiç tutuklama yapılmadı.

Dıj güçler adliyemize inmiş , adliyemizin orta yerinde film çeviriyorken biz nasıl bir dünya liderliğinden söz edeceğiz.

Yoksa bu provokasyonlar 10.000 tl kazananların 40.000 tl kazananların arkasındaki hizalarını bozmaması için mi…?

Öyle ya adliyesinin orta yerinde dıj güçlerce provokasyon yapıla bilinen ve bizzat cumhurbaşkanının birileri film çeviriyorlar dedikleri bir ülkede 28 şubattan bu yana ne değişmiş ki?

Bu ülke darbeler ve provokasyonlar sarmalında ne zamana kadar sürüklenecek.

Tüm bu soruların cevabını kaderine sahip çıkmak için sandık başlarında nöbet tutmaktan, YSK önlerinde çuvalların üstünde uyumaktan ve kurtuluşun yolunun sadece bu olduğundan  vazgeçen halk verecek.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu