Roman Kahramanlarını Yaşayarak Yazmak
Yaşanmış olaylara, dünyaca tanınmış yazarların ünlü eserlerine değinelim…
“Anna Karenina” Romanı: Tolstoy’un Anna Karenina’yı yazdığı dönemde; eşi iki gün boyunca odanın kapısının hiç açılmadığını, kapıya bıraktığı yemeklerin olduğu gibi yerinde durduğunu görür. Usulca kapıyı açar Tolstoy oturmuş sessizce ağlıyordur. Eşi şaşırır, neden ağladığını sorar. Tolstoy’un cevabı: “Anna Karenina öldü.” Bu kadar hissiyatlı yazılmış. Düşünebiliyor musunuz, roman yazarı kendi canlandırdığı karakterlerin o kadar tesirinde kalmış.
Balzac, “Eugenie Grandet” eserini yazarken bir davete katılır. Balzac ve herkes siyaset vs. hakkında tartışırken o hiç konuşmaz. Sonunda birden kalkar ve: “Beyler bunları bırakın, Eugenie Grandet’ye ne olacak?” diye bağırır. Kimse anlamaz tabi ve Balzac orayı terk eder. Sanki sayfalarda yaşatılan karakterler, roman kahramanları hep yazarın yanı başında dolaşır. Bir eseri yaşayarak yazma, bir şiiri aşkla hissedip mısralara dökebilme, öykü kahramanlarıyla konuşup o edebî atmosferi hissetme sanatçının kalemine güç katar.
Don Kişot (Don Quijote) isimli şövalye maceralı romanın sahibi yazarımız Cervantes de öyledir mesela. Yel değirmenlerini düşman olarak hayal edip hafızasında gelgitler yaşamıştır. Ama her şey dozunda olmalı ve etrafımızdaki sevdiklerimize zarar verilmemeli elbet. Hayal ile gerçek iyi ayırt edilmeli, kitap kahramanlarımızı içimizde yaşatırken günlük yaşantımızı da buna karıştırmadan verimli geçirmek gerek. Yanından geçtiğimiz bir adam, trendeki teyze, ağaçtaki kuş, yeni boyanmış bir bina, çocukluktaki oyuncağımız, hâlen tadını damağımızda hissettiğimiz on yıl evveline ait meyveli bir pasta, hatıraların kokusu, yaşanmışlıklar işte hep kalem ustalarına ilham olur. Minicik bir noktadan dahi sayfalarca metin oluşturabilirsiniz. Roman kahramanlarını yaşayarak yazmak, tiyatro oyunundaki ana karakterlerimizi canlandırıp da seyircinin gözünde unutulmaz kılmak harika izlenimler doğurur. Aşırılıklara kaçmadan, hayal gücümüzü yaşatarak, günlük hayatın güzel renkleriyle canlanmalı her günümüz.