Ruh: Görünmeyen Özümüz
Ruh: Görünmeyen Özümüz
Gözle göremediğimiz, elle tutamadığımız ama varlığına inandığımız bir şey varsa, o da ruhtur
Kimi için ilahi bir bağ, kimi için bilincin özü, kimi içinse sadece biyolojik bir yanılgı… Peki, ruh dediğimiz kavramın kökeni nereden geliyor?

Kökenin Peşinde: Ruh Kelimesinin İzleri
Türkçedeki “ruh” kelimesi, Arapça رُوح (rûḥ) kelimesinden gelir. Arapçadaki bu kelimenin kökeni ise Sami dillerine dayanır ve “nefes, rüzgâr, can” anlamlarına gelir. Aynı kökten türeyen “reîh” kelimesi de “koku” anlamında kullanılır ki bu, ruhun görünmez ama hissedilir bir şey olduğuna dair eski inanışlarla örtüşür.
Farsçada “ruh” kelimesi yine Arapçadan alınmıştır ve aynı anlamda kullanılır. Bunun yerine Farsçanın eski köklerinden biri olan “jan” (جان) kelimesi de ruh, can anlamında kullanılmıştır.
Latinceye baktığımızda “ruh” kavramına denk gelen kelime **”spiritus”**tur. Bu kelime, “nefes almak” anlamına gelen “spirare” fiilinden türemiştir. İngilizce “spirit” kelimesi de buradan gelir. İlginç bir şekilde, Latince “anima” kelimesi de “ruh” anlamında kullanılır ve Antik Yunan’daki “anemos” (rüzgâr) kelimesiyle bağlantılıdır. Bu da ruhun, esen bir rüzgâr gibi var olduğu ama gözle görülmediği fikrini destekler.

İngilizcedeki “soul” kelimesi ise Germen dillerinden gelir. Eski İngilizcede “sāwol” olarak geçen bu kelimenin, suyla bağlantılı eski mitolojik kökenlere sahip olduğu düşünülür. Nitekim birçok kadim inanışta ruhun, su gibi akışkan ve bedenden ayrıldığında başka bir âleme karışan bir öz olduğu fikri mevcuttur.
Ruh: Bilim mi, İnanç mı?
Kelimenin kökenine baktığımızda ruhun hep bir nefes, bir esinti ya da akışkan bir şey olarak görüldüğünü anlıyoruz. Belki de bu yüzden insanlar ölüm ânında ruhun bedeni terk ettiğine inanır. Modern bilim ruh kavramını açıklamakta zorlanıyor, çünkü bilinç ve benlik gibi konular hâlâ tam olarak çözülebilmiş değil. Ancak kelimelerin geçmişine baktığımızda, ruh kavramının insanlık tarihi kadar eski olduğu açık.
Bugün ruhu nasıl tanımladığımız, inancımıza ve bakış açımıza göre değişebilir. Ama her kültür ve dil, bu görünmez varlığı anlatmaya çalışmış. Kim bilir, belki de ruhun kendisi gibi, onu tanımlamaya çalışmak da sonsuz bir arayış…
Ruh Kelimesinin TDK Anlamları
Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “ruh” kelimesinin anlamları şunlardır:
- Can
- Allah tarafından insan bedenine üflenen, ölümden sonra da varlığı devam eden ve mahiyeti tam olarak bilinemeyen ilahi ve manevi cevher; tin.
- En önemli nokta:
“Lakin oyunun ruhunu anlamak mümkün değil.” – Memduh Şevket Esendal - Duygu:
“Nesri gibi güzel bir ruhu olan Falih Rıfkı, Türk gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi ifa ediyor.” – Yahya Kemal Beyatlı - Karakter
- Göze çarpan en belirgin nitelik.
- Kimya: Esans:
“Bazısı ruh koklatır, bazısı alnına sirke sürer, bazısı kollarını, bileklerini ovuşturur.” – Hüseyin Rahmi Gürpınar - Felsefe: Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi, bedenin hayat gücü.
Nüans: Küçük Ama Önemli Farklar