Köşe Yazıları

SKANDAL OLAN ÇOCUK MASALI KİTABI

Masal okumayı yahut müzikli masal dinlemeyi sever misiniz? Çocukluğunuzdan beri gece yatmadan evvel kendinize Türk ve dünya masallarından güzel masallar okur musunuz? Masal demişken aslında masalları dar çerçeveye sıkıştırıp da sadece çocukları ele almamak gerek, masal her kesime hitap edebilen edebî türdür. Söz konusu çocuklar olunca titizlikle masal kitapları hazırlanmalı, argo kelimelere yer verilmemeli, edep çizgisi iyi korunmalı, çocukların yaşları ve hayal dünyaları önemsenmeli, yavrularımızın psikolojisi düşünülerek yazılar kaleme alınmalı, işin uzmanlarına da danışılarak çocuk kitapları yayımlanmalıdır.

2020 yılı yaz ayına skandal olan bir çocuk masalı kitabını ele almak istiyorum. 2020 yılı Ağustos ayında tartışılan edepsiz bir masal kitabından ve bu masalın yazarından bahsetmek istiyorum. “Gül ve Düşün” isimli mizahî dildeki masal kitabının yazarı Musa Dinç’e 27 Ağustos 2020 Perşembe günü soruşturma açılmıştı, psikologlar ve sosyal medya takipçileri de kendisinden şikâyetçi olunca yazarımız 28 Ağustos 2020 Cuma günü tutuklandı. 2020 yılında yazılan ve bugüne kadar üç yayınevi tarafından basımı yapılan, 4. baskısı olan “Gül ve Düşün” isimli çocuk masal kitabında iğrenç ifadeler büyük tepki çekti. Tilkinin ayıya tecavüz edişini anlatan fabl (hayvan masalı) türündeki, güya “çocuk masalı (?)” diye iyi incelenmeden 4. kez basımı yapılan “Gül ve Düşün” kitabında geçen o kötü cümlelere yer vermek istiyorum. Sosyal medyayı yakından takipte olanlar zaten kitabın içeriğini biliyorlardır, yer vereyim ki bu kitaba ulaşanlar eseri imha etsinler. İşte o edepsiz cümlelerden alıntılar:

 

 

“…… …… Kurnaz Tilki’nin aklından neler geçmiş acaba? Aklını tomografik süzgeçten geçirsek fena mı?

“Boz Ayı’dan çok çektim, öyle bir şey başına getireyim ki ömrü boyunca unutmasın. En iyisi tecavüz! Namusunu beş paralık edeyim!” fikri baskın çıkmış.

        Boz Ayı, Kurnaz Tilki’nin aklından geçirdiği şeytanlık dürtülerini hissetmiş ama ne fayda. Japon yapıştırıcı ile yere yapıştırılmış gibi sıkışıp kalan Boz Ayı’nın son çırpınışları da yarar getirmemiş.

       Kurnaz Tilki, Boz Ayı’nın arkasına geçmiş ve çirkin emellerine kavuşmuş. Boz Ayı’nın da bakireliği son bulmuş.

Kurnaz Tilki’nin kendini ölüme çok yakın hissettiği bir sırada, şans ibresi Kurnaz Tilki’den yana ağır gelmiş.

        Gerdekten çıkmış damat misali gibi, gerine gerine göğsünü kabartarak böğürtlenler arasından çıkmış, doğru kaya dibindeki dere boyuna, dere sığ ve derin değilmiş. Kurnaz Tilki derede boy abdestini aladursun, Boz Ayı ile Nasır Amca’ya dönelim.

        Boz Ayı’nın üzerine kara bulut mu desem, kâbus mu desem; bir ağırlık çöküvermiş. Mahcubiyet ve ar duygusuyla başı önünde eğik, randevu evine düşmüş fahişeler gibi, kendi kendine içerlenerek mırıldanmış:

       “Bekâretim gitti, namusum beş paralık oldu! Hangi yüzle ayı âlemine çıkacağım (?) Damgayı yedim bir kere! Boz Ayı yerine Fahişe Boze Ayı derlerse, işte o zaman………”

 

Kitaptan alıntı yapılarak internet ortamında paylaşılan kısımları italik yazıyla yazdım, edep dışı cümleleri de koyu puntoyla belirttim. Sözde yazar, eğitimci, sağlıkçı olan Diyarbakırlı Musa Dinç’in yazdığı bu satırları biz eğitimciler paylaşırken ve sosyal medya ile kitabın yeniden basılmaması uğruna çabalayıp haberi okurken yetişkinler olarak yüzümüz kızardı. “Acaba beyefendinin kendisi nasıl rahatlıkla bu satırları çocuklar için yazabilmiş ve 4. kez basımı yapılırken yetkililer o an nerdeydi?” diye düşündük. Sonuçta bu adam cinsel dürtülü hayal gücünü kalemine alırken hiç utanmamış ki ben de çocuklarımıza yanlış masal kitapları satın alınmasın diye bu yazımda paylaştım. Masalda geçen “boy abdesti, fahişe, ar, namus, bekâret randevu evi, damgayı yemek, gerdekten çıkmış damat misali, bekâreti gitmek, Japon yapıştırıcı gibi yere yapıştırılmak, tecavüz, namusu beş paralık olmak, randevu evine düşmüş fahişeler gibi, “Fahişe Boze Ayı”, tomografik süzgeç…” gibi bir çocuğun kelime dünyasından uzak olan edep dışı kelimeler, tamlamalar, argo ağız, jargon dili, tamlamalar, halk dilinden uzaklaşan tabirler, bilinçaltında cinsellik çağrışımı yapan ifadeler, intikam ve nefret gibi kötü hisler küçük çocukların ruh sağlığını bozan ifadelerdir.

27 Ağustos 2020 Perşembe günü sabahı herkes bu satırları ve masal kitabının görsellerini sosyal medya hesaplarında ve arkadaş gruplarında hızlıca paylaştı. Aynı gün öğleden sonra da konservatuar sınıf arkadaşım olan Ankaralı Necla öğretmenle beraber İranlı Zahra isimli öğretmen arkadaşımızda müzik dersi ve muhabbet saati için toplanmıştık. Bu konuyu tartışınca Okul Öncesi Öğretmeni olan Necla Öğretmen bile yorumlarını hemen aktardı. Yazarın Facebook ve Twetter sanal hesaplarındaki paylaşımları herkese açık olunca, sayfasına üye olmaya bile gerek kalmaksızın tüm küfürlü yorumları maalesef herkes rahatça okuyabilmişti. 27 ve 28 Ağustos’ta, sadece iki gün içinde yazarın facebook sayfasındaki bu kitabının cümlelerinin altına 1000 tane yorum yapılmıştı. (Diğer sosyal paylaşım hesapları hariç). Adam küfürlü yorumlardan rahatsız olup kısa süreliğine sanal hesabını dondursa da iletişim için yeniden açmıştı. “Senin gibi şerefsizden yazar olmaz… Bir de profil fotoğrafında usta mizah yazarımız Muzaffer İzgü ile yan yana poz vermişsin, rahmetli hayatta olsaydı yüzüne tükürürdü… Zavallı ayıya tecavüz eden o kurnaz tilki kesin sensin, pis sapık… Sayfamdan, rehberimden siliyorum seni… Geber, hapiste yat da ömür boyu oradan çıkama…” ve bunlar en hafif yorumlardı. Halk isyan etmişti tabii doğal olarak. 28 Ağustos 2020 Cuma günü de yazarımız tutuklanmıştı, üzülerek medya hesabından “Tutuklandım dostlar!” diye paylaşmıştı.

 

Bir de yazarın savunmasını dinleyelim tabi. “Ben o masalları çocukken anamdan, ninemde duymuştum. Doğaçlama, duyduklarımı kaleme aktardım. Nasır Amca dilinden masallar… İntikam alırken haksızı savundum. Masal sonuçta, ben tecavüzcü değilim. Birçok kitabım basıldı. Tanınan biriyim, bunca yıl şerefimle yaşadım…” şeklinde savunma cümleleri vardı dilekçesinde. Sosyal medyada 5000 kişilik arkadaş ekleme kapasitesi var, bilirsiniz. “Gül ve Düşün” isimli mizahî dildeki çocuk kitabını ilk kez duyunca elbet merak ettim bunları yazabilen cesaretli adamı. Yazarın 4000 civarında, neredeyse kapasitesi dolan o arkadaş listesi iki günde 3000 kişinin altına düşmüştü. Sanal sayfamda yazar, sanatçı, eğitimci çevresi geniş olan biri olarak listemi bir inceledim ki çok şükür bu beyefendi arkadaş listemde ekli değildi, hiç tanımıyordum. Fakat 30 tane ortak arkadaşımız varmış ilk başta, olayı duyan eğitimcilerimiz de yazarımız tutuklanınca 20 ortak arkadaşın altına düştü o sayı, ardından Musa Dinç hapse girince sanırım sanal iletişim hesabını ya dondurmuştu yahut hesabını kapatıp sildi.

Aslında yaş gurubu olarak en zor kesim, okul öncesi yaş grubu yani 0-6 yaş arası çocuklarımızdır. Pedagog, çocuk psikologu, çocuk gelişimcisi, uzmanlar, eğitimciler, akademisyenler ile bir araya gelinerek yazılmalı en sağlıklı çocuk kitapları. Özellikle kız arkadaşlarımla akıllı telefonumdan paylaştım bu haberi, içinde utanılacak ifadeler vardı tabi. Asla küfürlü cümlelerle kimsenin sayfasına, özeline ulu orta yerde kişisel yorumlarımı yazmam. Cezaları kanunlar verir, özellikle çocuk tecavüzcülerinin hapisten salıverilmesine çok üzülen bir toplum olarak Türk ailelerine sonuna dek hak veriyorum. Yavrularımız çok saf ve temizler. Musa Dinç ile hiç imza günleri ve kitap fuarlarında karşılaşmadık, kitaplarını okuyup incelemedim. Aynı kitabındaki başka masalları da yer alınca, insan o masallarından bile şüphe duyabiliyor. Kendisini seven dostları var elbet, bugüne dek hiçbir yanlış hareketini görmedikleri için saygı duyarak onu savunanlar da var.

Bir yazar düşüncelerini kaleme alırken elbette özgürdür. Ama onun yerinde olsaydım, fikirlerimi yerel gazete köşe yazımda sessizce paylaşırdım ki yetişkinler okurdu. Ama söz konusu çocuklarımızsa, hele ki çocuk masalı türünde ve renkli görsellerle fabl kitabı basılmışsa, işte o konuda oturup bir değil bin kez düşünmek gerek. Bu kitabın satışına poşet satışıyla, torba kitapla izin verildi. Halkımız “Böyle kitaplar tamamen imha edilmeli, satışı bile olmamalı.” diye sonuna kadar isyan etti doğal olarak. İnşallah yavrularımız için daha edebî, kaliteli kitaplar yazarız. Psikolojisi bozuk olanlar lütfen kitap yazmasınlar yahut ille fikirlerini ortalık yere aktaracaklarsa yazılarını farklı sitelerde hürce paylaşsınlar.  Masal tadında, toplumun huzuruna renk katan, o saf çocuklarımızın mutlu olduğu güzelliklerle dolup taşın.

 

ELİF YAVAŞ

TARİH= 29 Ağustos 2020 – Cumartesi

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu