Prof. Dr. Nilay Şahin

Prof. Dr. Nilay Şahin

Yeni Bir Yıl: Sağlık Huzur Ve Umut Olsun!

Ben yeni bir yıla girerken çocukluğumdan beri hep heyecanlanırım ve çok mutlu olurum. Pandemiden dolayı sanırım bırakın bizim ülkemizi dünya da bile 2021 yılı için kimse çok iyiydi diyemez. Ama yeni bir yılla birlikte umuyorum ki bu umutsuzluk ve mutsuzluğumuz son bulur.

Sizinle Nilay olarak 2022’ den beklentilerimi, dileklerimi paylaşmak istiyorum. Başta umuyorum ki 2022 inşallah hepimize sağlık getirir, daha özgür, maskesiz günler getirir. Bu yıl biraz sağlık sorunları yaşayan biri olarak kendi adıma da başta sağlık ve huzur diliyorum. Kızlarımın, eşimin, akrabalarımın, dostlarımın sağlığını ve mutluluğunu diliyorum.

Kızlarımla hayalini kurduğumuz yaz tatilimizi yapabilmeyi diliyorum.

Yazının Devamı

Vitaminler Beynimizi Seviyorlar Mı?

Vitaminler hep insanların vücuduna sağlık noktasında destek olmak için sürekli veya ara ara aldığı takviyelerdir. Peki bu takviyeler beynimizin sağlığında da faydalı mı, beyne yeteri kadar destek verebiliyor mu? İşte bu haftaki köşe yazımda sizlerle bu sorunun cevabını araştıracağız.

Bununla ilgili henüz çok yeni yapılmış bir çalışmada 3 yıl boyunca günlük olarak multivitamin almanın bilişsel yaşlanmayı yani beyin düzeyinde yaşlanmayı %60 oranında yavaşlattığı ve etkilediğini göstermiştir. Özelliklede 65 yaş üstü bireylerin günlük olarak multivitamin tüketmesinin beyin sağlığı açısından olumlu etkileri olduğu yine bu çalışmada gösterilmiştir. Özellikle günlük vitamin kullanan 65 yaş üstü hastaların bilişsel fonksiyonlarına bakılan çalışmada vitamin kullanımının ikinci yılında özellikle bu değerlerin zirveye çıktığı tespit edilmiş. Bunun yanında kişilerde iki yılın sonunda özellikle Alzheimer hastalığı dahil olmak üzere yaşlanma ile ilişkili bellek ve yürütme işlevlerinde anlamlı düzelmeler tespit ediliyor.

Öte yandan aynı yaşta olan ve vitamin kullanmayan gruptaki hastalarda ise bilişsel fonksiyonlarda gerileme başladığı gözleniyor. Zaten genel olarak B6, B12 ve E vitaminleri de dahil olmak üzere bazı vitamin eksikliklerinin hafıza kaybına yol açtığı daha önce yapılan bazı çalışmalarda da gösterilmiştir. Buradan yola çıkılarak multivitaminlerin iyi hafıza için altın bilet olduğu gibi yanlış bir mesaj vermek istememek gerekir. Eğer kanınızda özellikle B vitamin grubu ve E vitaminlerinde hafif bile olsa bir düşüklük varsa o zaman multivitamin önermek doğrudur. Vitamin düzeyleri normalken ek bir vitamin desteğini uzun süre kullanmak keza riskli olabilir. Yine dengeli bir beslenme programı ve fiziksel ve sosyal olarak aktif kalmanın, yaşlanan beyinleri sağlıklı tutmaya yardımcı olan önemli müdahaleler olduğunu ve yerini bir vitaminin alamayacağının da altını çizmek isterim.

Yazının Devamı

Kalça Ağrısının Tedavisi Var Mı?

Prof. Dr. Nilay Şahin

Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı

www.profdrnilaysahin.com

Yazının Devamı

Kalçamız Neden Ağrır?

Kalça ağrısı gerçekten hastaları müzdarip eden, önemli olmayan sorunlarında bile ciddi ağrı yaratan bir sorundur. Peki nedir bu sorunlar, kalçamız neden ağrır? İşte bu hafta sizlerle bu konuyu paylaşmak istedim.

Şimdi öncelikle nerelerimizde ağrı hissedersek kalçada bir sorun olduğunu düşünmeliyiz bununla konuya başlayalım. Leğen kemiği bölgesi, kaba bölgelerimiz olarak adlandırdığımız yani belin alt bölgesindeki alanda görülen ağrılar, kasık bölgesi, bacak iç ve dış yan kısmında hissedilen ağrıların nedenleri arasında kalça ekleminde görülen sorunlar yer alabilir. İyi de neler oluyor da kalça eklemimize bu bölgelerde ağrıya neden oluyor? İşte bu nedenlerin başında kalça eklemi çevresinde bulunan ve kalçayı koruyan yastıkçıklar yani bursalar dediğimiz yapıların iltahaplanması yer alır. Bir diğer neden kalça kaslarının kemiğe yapışma yerinde görülen iltahaplanmadır. Bu özellikle zorlanmalar sonrası sık karşımıza çıkan bir durumdur. Yine sık görülen başka bir sorunda kalça ekleminin kireçlenmesidir. Orta yaşlı insanlarda sıklıkla görülen kireçlenme özellikle kasık ve kaba bölgelerde ağrıya neden olmaktadır.

Eskiden daha sık görülen ancak son yıllarda neyse ki daha az karşımıza çıkan kalça çıkığı da özellikle çok sıkıntılı bir hastalıktır. Yine son yıllarda artış gösteren kalçanın beslenme bozukluğu sonucunda gelişen avasküler nekrozda kalça ağrısına neden olan sorunlardan biridir.

Yazının Devamı

Prostat Büyümesi: Erkeklerin Korkulu Rüyası!

Prostat hastalıkları gerçekten erkekler için büyük bir sorun. Pek çok hastalık sayılabilir ancak bunlar arasında en yaygın görüleni iyi huylu prostat büyümesidir. Genellikle 60’lı yaşlarındaki erkeklerin % 60’ında (yani her 100 erkekten 60’ ında) ve 70 yaşından büyük erkeklerin % 90’ında (yani her 100 erkekten 90’ ında) mevcuttur. Peki bu kadar yaygın olan ve neredeyse her erkekte görülen bu hastalık tam olarak nedir diye sorarsanız işte cevabı. İyi huylu prostat büyümesi habis olmayan yani kötü huylu olmayan prostat dokusu büyümesi olarak tanımlanır. Bu durum sanki erkeğin normal yaşaması gereken bir süreçmiş gibi düşünülse de aslında değildir. Bu insanın yaşam kalitesini ileri derecede bozan bir durumdur. O nedenle mutlaka tedavi edilmesi gerekir.

Önce sizlere bu durumun neden geliştiğini anlatmak istiyorum. Metabolik sendrom (yani tansiyon, şeker, yüksek kolesterol, şişmanlık gibi durumların birlikte olması), obezite, hipertansiyon ve genetik faktörler prostatta büyümeye neden olabilecek nedenler arasındadır. Yine son yıllarda çok sık insülin direncinin prostat büyüme riskini artırdığı da gösterilmiştir.

Peki iyi huylu prostat büyümesinde ne gibi şikayetler olur derseniz işte cevabı.

Yazının Devamı

Egzersizin Hiç Bilmediğiniz Bir Faydası!

Prof. Dr. Nilay Şahin

Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı

www.profdrnilaysahin.com

Yazının Devamı

C Vitamininin Farklı Yönlerini Öğrenelim?

C Vitamininin Farklı Yönlerini Öğrenelim?

En son yazımda sizlere biraz C vitamininin nerelerde kullanıldığını ve yan etkilerini anlatmıştım. Bu hafta sizlerle bu vitaminin daha farklı yönlerini paylaşacağım. C vitamini aslında sadece bir antioksidan değildir, gerçekten vücut için o kadar faydalı şeyler yapıyor ki biraz bunları sizlere anlatmak isterim. Örneğin cilt ve eklem sağlığımız için gerekli olan kollajenlerin üretimine yardım eder. Yine vücudun ana ihtiyaçlarından olan demirin bağırsaklardan emilimini arttırır. Yaraların daha hızlı ve kolay iyileşmesine yardımcı olur. Bir de benim çok sevdiğim bir özelliği de iltahap olayını vücutta azaltmaya destek vermesidir. İşte tüm yaptıkları nedeniyle C vitamini eksikliği vücutta skorbüt denilen bir hastalığa yol açarak kişide eklem ağrıları ve şişlik, diş etinde kanama ve dişlerde kayıp, kansızlık ve yorgunluk hissi yapabilir.

Peki C vitamini neden eksilir, ne olur da ihtiyaç artar? Bu sorunun birkaç maddelik bir cevabı var, şimdi sizlere bu maddeleri sıralamak istiyorum. En sık C vitamin eksikliği nedenlerinin başında sigarayı aktif veya pasif olarak içmek diyebilirim. Bunun dışında aşırı kaynatılan süt içen bebekler, tek düze beslenip yeme kültüründe çeşitliliği bulunmayan bireyler, çölyak gibi bağırsak emilim bozukluğu bulunanlar da maalesef C vitamin eksikliği görülebilir. Aslında yeri gelmişken şunun altını çizmek isterim ki sigara içen bireylerde yapılan çalışmalarda sigaraya bağlı olarak gelişen oksidatif stres nedeniyle C vitamini gibi antioksidanlar bununla başa çıkmaya çalışır. İşte bu sırada da yoğun çalışan C vitamini gibi antioksidanlar tükenir. İşte çalışma sonuçları da zaten sigara içenlerin C vitamin seviyelerinin düşük olduğunu göstermiştir. Ayrıca sigara içenlerde görülen ağız, boğaz yaralarının nedenlerinden biri de bu vitaminin eksilmesidir. İşte sigara içmek bu noktada da bize zarar verebiliyor.

Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi C vitaminin alımını mutlaka bir hekime danışarak yapın. Aksi taktirde yoğun alım bazı doku hasarlarına yol açabilir.Herkese iyi ve doğal yollu C vitamini alımları diliyorum…

Yazının Devamı

C Vitaminini Bir De Benden Dinler Misiniz?

Hep biraz halsiz kalınca veya yorgun hissedince “C vitamini alsana” der çevremiz bize veya biz birilerine. Peki gerçekten doğru mu bu C vitamini mucizevi bir takviye mi bize hiç zararı yok mu? İşte bu sorulara bu hafta cevap verelim.

C vitamini belirli gıdalarda bulunan ve ilaç olarak da eczanelerde reçetesiz satılan bir takviyedir. İyi bir antioksidan olduğu da yıllardır bilinmektedir. Bu nedenle de başta grip ve bunun gibi vücut direncinin artmasını istediğimiz durumlarda, kalp hastalıklarında ve bazı kanser tiplerinde uzun süredir önerilmekte olan C vitamini daha başka pek çok sağlık sorununda daha kendine yer bulmaya devam etmektedir.

Öncelikle bu vitamini doğal yollardan nelerden alabiliriz onu sizlerle paylaşmak istiyorum. Çoğu meyve ve sebzede bulunan C vitamini özellikle; biber (kırmızı da daha belirgin), brokoli, brüksel lahanası, kavun, çilek, patates, lahana da oldukça boldur. Ancak bazen bu gıdalarla almanın yanında C vitamini takviyesi ihtiyacı da hissedilebilir. Çünkü bu vitaminin vücuttaki eksikliği özellikle sadece inek sütü içen bebeklerde, gebelerde ve emziren annelerde, çölyak, kron (Crohn) gibi bazı barsak hastalıklarında, ayrıca mide ameliyatı olan bireylerde görülebilir. Bunlar dışında çok çalışan guatr hastalığında, alkol kullananlarda, yoğun sigara içenlerde, astım ve şeker gibi hastalıklarda ve kanser hastalığı olanlar da takviye ihtiyacı olacak kadar C vitamin eksiliği görülebilir.

Yazının Devamı

Bitki Sularını Denedin Mi?

Suyun hayatımızdaki önemi tartışılmaz. Vücudumuzun %60’ ı sudan oluşmaktadır. Bu nedenle sudan uzak kalma şansımız hiç yoktur. Su hayattır, hayatımız da sudur. Bu çok nettir. Elbette ki saf su içmek en sağlıklı olandır ancak bazen suyunuza katacağınız mevye, sebze ve hatta çiçek yaprakları ile de sudan daha farklı yönleriyle yararlanabilirsiniz. Peki hangi bitkileri suyumuza katalım, bir de tabii ki nasıl katalım? İşte sorumuzun cevabı.

İlk sırada elbette limonlu su yazmam gerekir ki bu en popüler olanıdır. Limonlu su en doğal detoks yöntemlerindendir. Suyumuza limon sıkmak ve her öğünden önce içmek gerçekten bağışıklığı destekleyecek, cildinizi güzelleştirecektir. Ayrıca limonlu su midenizi de rahatlatacaktır. Diğer bir su ise pirinç suyudur; evet yanlış okumadınız pirincin suyu. Parlak bir cilt, sağlıklı saçlar için denenmiş olan pirinç suyunun gerçekten başarılı olduğu gösterilmiştir. Ayrıca yorgun görünen ciltlerde de parlaklık sağladığı için tercih edilebilir. Pirinci suyla karıştırıp durulayın, sabah veya akşam için. Cilt ve saç yanında enerji olarak da olumlu bir fark hissedeceksiniz. Bir diğer önerim de suya rezene eklenmesidir. Özellikle adet sancılarında başarılı olan rezeneli su sindirim sorunlarında da size yardımcı olacaktır. Yine adet sancılarında zencefil suyu da çok başarılıdır. Elbette zencefil soğuk algınlığı ve sindirim problemlerinde de vücuda iyi bir destek vermektedir.

Eğer sivilce sorununuz varsa size naneli su tüketmenizi öneririm. Ayrıca naneli su solunum ve sindirim sorunlarınızı varsa onları da rahatlatacaktır. Bir diğer önerim ise benim hayranı olduğum gül suyudur. Gül suyunun o kadar çok faydası var ki size anlatamam. Taç yapraklı gül ile demlenmiş bir su saçınızı parlatır, yara izlerini hafifletir, sivilceleri azaltır. Ve cildinizi daha genç gösterir. Eminim hepinizin denediği bir suda salatalıklı sudur. Ferahlatıcı ve lezzetli olan bu su mide bulantısını hafifletir, cildinizi nemli tutar ve ciltteki kahverengi lekelerinizi azaltır. Bir diğer sivilce sakinleştiricide ballı sudur. Ballı suyu içerseniz; boğaz ağrısı, karın şişliğini rahatlatır, cildinizde sürerseniz de sivilcelerinizi iyileştirir.

Yazının Devamı

Hibiskus Nedir: Biliyor Musunuz?

Aslında herkesin adını çok duyduğu bir bitkidir hibikus; namı değer ebegümeci ailesinden olan hatmi çiçeği. Ben hep bu bitkiyi konuşunca aklıma Barış Manço’ nun “içine hatmi çiçeği, biraz dere otu” diyerek devam ettiği şarkısı gelir. Evet bu hafta size hatmi çiçeğinden yani hibiskusun marifetlerinden bahsedeceğim.

Öncelikle şunu söyleyeyim ki bu bitki sıklıkla çay olarak tüketilirler. Kızılcığa benzer ekşi bir tada sahip olan hibiskus çayı hem sıcak hem de soğuk olarak tüketilebilir. Peki bize ne faydası var bu çayın derseniz işte cevabı.

İlk olarak çok yüksek bir antioksidan etkisi vardır demek yanlış olmaz. Yani vücudumuza zarar veren serbest radikaller ile çok iyi savaşır. Bunu faydalı enzimlerin sayısını arttırarak yapar.

Yazının Devamı

Cilt Kanserine Dikkat!

Prof. Dr. Nilay Şahin

Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı

www.profdrnilaysahin.com

Yazının Devamı

Güneş Güzel Ama Cilt Kanserine Dikkat Et!

Prof. Dr. Nilay Şahin

Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı

www.profdrnilaysahin.com

Yazının Devamı

Kurban Bayramında Eti Nasıl Tüketelim?

Haftaya hepinizin bildiği gibi haftaya Kurban Bayramı. Hepimizi bir kurbanlık alma ve ailelerinden uzak olanlarda buluşma telaşı sardı. Elbette bayramların vazgeçilmezi neler hazırlasak, neler yesek telaşı! Tabii ki Kurban Bayramı nedeniyle mutfağımızın ana menüsü et oluyor; yoğun et tüketim dönemi. Yoğun et tüketiminde dikkat etmemiz gereken bazı noktaları sizlerle bayramın hemen öncesi paylaşmak istedim.

Bir kere kurbanlık alırken veterinere mutlaka aldığınız hayvanı gösterin. Bu bizi et yoluyla bulaşan bazı hastalıklarından korumak için gereklidir. Gerçekten özellikle benim alanımda da çok sorun yaratan etle bulaşan hastalıklara dikkat etmek gerekir.

Sağlıklı kurbanlık bulup eti elde ettikten sonra da sıra et yemeye geldi. Eğer mümkünse sindirim ve eti pişirmedeki kolaylık açısından 24sa dinlenmiş eti yemenizi öneririm. Özellikle büyükbaş hayvan etleri bir hafta beklediğinde daha da yumuşak ve kolay pişip-yenen bir hal alır.

Yazının Devamı

İmmun Sistemi Güçlendiren Takviyeleri Bir De Benden Dinleyin!

Prof. Dr. Nilay Şahin

Maalesef kovid pandemisiyle birlikte vücut direncimizin yüksek olmasının gerçekten ne kadar önemli olduğunu gördük. O nedenle hep vücut direncimizi yani immün sistemimizi arttıran bir takım desteklere yöneldik hepimiz. Peki hangi destekler bunlar? İşte hepsini şöyle bir güncel literatürler ile birlikte özetleyelim.

İlk sırada elbette vazgeçilmezimiz D vitamini var. Bu vitaminin takviyesi grip, alerjik astım, hepatitler ve daha pek çok enfeksiyon durumunda güçlü bir destekçidir. Bir diğer destek tedavisi de çinkodur. Çinko akciğer enfeksiyonlarında çok başarılı bir takviyedir. Gerçekten immün sistemi çok da iyi destekleyen bir elementtir. Elbette immün sistemi destekleyen önemli vitaminlerden biri olan C vitaminini de unutmayalım. Bu vitamin vücutta anti-oksidan etki yaratarak oksitadif stres sonucu gelişen zararlı maddelerin uzaklaşmasına yardımcı olur.

Yazının Devamı

Bir Sempozyum Daha Bitti!

Prof. Dr. Nilay Şahin

Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı

www.profdrnilaysahin.com

Yazının Devamı

Ağıza Gelen Acı Su Tedavi Edilebilir Mi?

Prof. Dr. Nilay Şahin

Geçen hafta sizlerle reflü yani ağıza gelen acı suyun ne olduğundan bahsetmiştim. Bu haftada reflünün tedavisinden bahsedeceğim. Öncelikle şunun altını çizmek gerekir ki reflü tedavisi gerçekten zordur. Çünkü temelinde uzun bir diyet listesine uymak var. İşte bu listeye uymakta çok kolay değil sanırım. Şimdi size yediğinizde reflü yapabilecek o listedeki yiyecekleri sıralamak istiyorum. Listenin ilk sırasında yüksek yağlı ve baharatı bol olan yiyecekler gelmektedir. Bunun dışında; çikolata, narenciye, ananas, domates, soğan, sarımsak, nane, alkol, kahve, çay ve soda listenin içinde yer almaktadır. Keşke listemiz bunlarla sınırlı kalsa! İlave edeceğim başka yiyecekler; patates kızartması, cips, tereyağı, tam yağlı peynir, dondurma, bazı salata sosları, yağlı kırmızı et ürünleridir. Maalesef bu saydığım yiyeceklerden uzak durmanızı öneriyorum.

Elbette ilaç tedavisi de reflüde önemlidir. Ancak bu ilaçları devamlı kullanmak çok doğru değildir.

Yazının Devamı

Ağzıma Acı Su Geldi: Reflü!

Prof. Dr. Nilay Şahin

Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı

www.profdrnilaysahin.com

Yazının Devamı

Probiyotik Nedir: Vücut İçin Kesinlikle Gerekli!

Son yılların önemli sağlık destekçilerinden biri olan probiyotikler nedir biliyor muyuz? İşte bu hafta sizlere gerçekten sağlıkta şimdilerde ve muhtemelen gelecekte önemli olan probiyotiklerin ne olduğunu paylaşmak istedim.

Probiyotiklerin daha iyi anlaşılabilmesi için sanırım önce biraz vücudumuzdan bahsetmek iyi olacak. İnsan vücudunda da o kadar çok mikroorganizma yani bakteri var ki say say bitmez sanırım. Peki bu mikrobun vücudumuzda ne işi var derseniz faydalı işleri var diyebiliriz. Bu mikroorganizmalar vücudumuza fayda getiren; daha rahat sindirim yapmamız, karın şişliği veya gaz gibi sorunları daha az yaşamamıza yardımcı olur. Ayrıca iltahaplı romatizmalar gibi vücutta artan iltahabın azaltılmasında da önemli bir rol oynarlar. Kişilerin kolayca hastalanmamasını sağlarlar. Daha pek çok faydası olan bu mikroplar bazen çeşitli nedenlerle vücudumuzda sayı ve güç bakımından azalabilirler. İşte bu durumda sayısı azalan bu mikroorganizmalar için takviye almak ve onları güçlendirmek gerekir. Bu takviyelerin başında da probiyotikler gelir. Yıllardır her evin mutfağında yer alan yoğurt ve turşu iyi bir probiyotiktir. Yine ekşi mayalı ekmek, bazı peynir çeşitleri, elma sirkesi iyi birer probiyotiktir. Bazen süt, çikolata ve kahvenin de probiyotik olduğunu söyleyen yazılar okusam da bu yiyecekler tek başlarına iyi bir probiyotik destekçisi demek zordur.

Bazen biz daha hızlı probiyotik desteği istediğimizde de bunları tablet olarak hastalarımıza öneririz. Özellikle yoğun antibiyotik kullanmak zorunda olduğumuz dönemlerde ya da bir nedenle ishal olduğumuzda, çok ağrılı ve artmış iltahaplı romatizmalarda mutlaka bir probiyotik desteği vermek hastamızın tedavisine iyi bir destektir. Hatta bazen süt allerjisi olan çocuklarda bu tür destekler faydalı olabiliyor.

Yazının Devamı

Ozon Aldınız Mı: Saf Oksijen!

Ozon yani saf oksijen tedavisi yıllardır tıpın içinde olan ancak son yıllarda ciddi ivme kazanan bir tedavi yöntemi olmuştur. Çünkü dünya yaşlılığa karşı savaş açmış durumda. Bu amaçla kullandığı ajanlardan biri de ozon olmuş ve bu nedenle son yıllarda ozon çalışmaları artmıştır. İşte bu hafta size bu çalışmalardan ve ozonun kullanım alanlarından bahsetmek istedim. İlk olarak dediğim gibi yaşlılığı daha sağlıklı geçirmek amacıyla ozon kullanımı dünyada yerini almıştır. Yapılan çalışmalar özellikle ozon uygulaması ile yaşlanma sırasında gelişen bazı enzimlerin üretiminin azaldığı gösterilmiştir. Bu sayede ciddi bir yaşlanma karşıtı başarı elde edilmiştir. Bir diğer kullanım alanı halsizlik ve yorgunluk durumlarıdır.

Özellikle kas ve iltahaplı romatizmalarda gelişen bu şikayetlerde oldukça iyi sonuçlar elde edilmektedir. Yine benim çok tercih ettiğim kireçlenmelerde de ozon tedavi enjeksiyon yöntemi ile uygulandığında hem mevcut ağrıyı azaltmada hem de yıpranan kıkırdağa iyi bir destek sağlamaktadır. Üstelik bu uygulama bir de PRP dediğimiz kişinin kendi kanında bulunan trombositten zengin sıvı ile birleştirilip yapıldığında etkinliği daha da artmaktadır.

Benim çok tecrübe ettiğim ve yayınların da ozon kullanımında yer verdiği kulunç ve kas ağrılarında, kas ve kulunç noktasına yapılan enjeksiyonların hem ağrıyı azaltmada hem de oksijensiz kalan kas dokusunun beslenmesinde yaptığı olumlu etki yine ozon tedavisi için bir tercih nedenidir. Zaten kulunçların temel gelişim nedeni çeşitli nedenlerle kasın oksijensiz kalması ve hasarlanmasıdır. İşte bu noktada saf oksijen olan ozon tedavisi bu hastalıkta gerçekten çok başarılı sonuçlar vermektedir. Tabii burada bu başarıyı elde etmek için etkin dozda ve yeterli sayıda enjeksiyon yapmak önemli.

Yazının Devamı

Ot Mu Et Mi?

Evet bu hafta sizlere hep tartışılan et mi faydalı, ot mu sorusuna cevap vermeye çalışacağım. Özellikle bu beslenme şekillerinin kalp üzerine olan etkilerinden bahsetmek istiyorum. Bu yazımı hazırlarken hem kendi hasta gözlemelerimi hem de yeni yapılan literatürlerin sonuçlarını sizlerle paylaşacağım.

Vejetaryenlerde yani ot dediğimiz sebze ağırlıklı beslenen bireylerde yapılan kan testlerinde toplam kolesterol ve kötü kolesterol seviyelerinin et yiyenlere göre daha iyi olduğu pek çok çalışmada gösterilmiştir. Tabii buradan şu anlamı çıkartmak çok doğru olmayacaktır; o zaman hep sebze mi yiyelim? Bu sorunun cevabını size şöyle vereyim. Örneğin evet vejetaryenlerin kolesterol düzeyleri et tüketenlere göre daha iyi ama bunun yanında D vitamini düşüklüğü ve vücut için çok istenmeyen trigliserit ve sitatin-C seviyelerinde ise yükseklik tespit edilmiştir. İşte halen aslında vejetaryen beslenmenin yarar ve zararları tam olarak bilinmiyor.

Tabii yapılan çalışmalar sonucunda ot yiyenlerin kalp hastalığı riski et yiyenlere göre daha düşük olmakla birlikte bu grup bireylerde de farklı sorunların uzun vadede karşımıza çıkabileceğinin altı çizilmiştir.

Yazının Devamı

Herkese Şeker Gibi Bir Bayram Diliyorum!

Ramazan ayı mübarek ve hayırlı bir ay olması yanında sağlıklı yaşamda da bedenin doğru yapılan bir beslenme ile mutlu olacağı bir aydır aynı zamanda. İşte bu mutlulukların yaşandığı bir ayı daha bitirdik. Şimdi de Ramazan ayını bitirip bayramını kutlayacağız. Tabii bir ay boyunca farklı bir beslenme düzeninden her zaman ki rutin beslenmemize geçeceğiz. İşte bu geçişlerde dikkatli olmak gerekir.

Son orucumuzu tutup sabah oruç sonrası yapacağımız ilk kahvaltımızda çok yoğun ve hızlı bir yeme şekli kesinlikle seçilmemeli. Aksi taktirde bazı sindirim yani hazım sorunları ve kalp problemleri yaşayabiliriz. Örneğin aşırı ve hızlı yemek kalp çarpıntısına, karında şişlik, nefes darlığı ve reflüye yol açabilir.

Bir bayram ritüelimiz olan baklava, börek, sarma gibi yiyeceklerin özenilerek yapılması var. Bu çok güzel bir gelenek ve devam etmesi de bence çok önemli. Ama burada da bunları abartmadan ve ölçülü yemek önemlidir. Küçük porsiyonlarda ve her öğünde yememek gerekir.

Yazının Devamı

Kovid-19 Bunuda Yapıyor: Pes Artık!

Bu hafta sizlerle yeni okuduğum bir literatürü paylaşmak istedim. Bu literatür hepimizi ilgilendiren kovid-19 ile ilgiliydi. Şimdi şunu demeyin artık sıkıldık bu kovid-19’ dan, her yerde o var. Evet olmak zorunda ve bir süre daha da olacakta gibi.

Evet bu hafta okuduğum literatür çalışması Amerikalı bilim adamları tarafından yapılmış. Çalışmanın ileri sürdüğü ve bulduğu şey kovid-19 infeksiyonunu hafif geçirenlerin 6 ay içinde çok farklı ve ağrı sorunlarla karşılaşabileceği yönünde. Hatta bunlar arasında ölüm bile var. Peki nedir bu sorunlar, biz kovid-19 infeksiyonu geçirdikten sonra neyimiz olursa dikkat edelim? İşte sorunun cevabı.

Özellikle felç ve diğer sinir sistemi hastalıkları kovid-19 sonrası çok sık karşılaşılan bir sorun haline geldi. Yine ağır depresyon ve kaygı, endişe hissi çok sık görülen bir komplikasyon oldu kovid-19 geçiren hastalarda.

Yazının Devamı

Kulak Çınlaması Tedavi Edilir Mi?

Prof. Dr. Nilay Şahin

Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı

www.profdrnilaysahin.com

Yazının Devamı

Kulakların Çınlıyorsa Dikkat Et!

Kulak çınlaması çok sık yaşanan sorunlardan biridir. Ve maalesef biri arkamızdan konuştuğu için değil bazı hastalıkların habercisi olduğu için kulaklarımız çınlıyor. Peki neden kulağımız çınlar? İşte bu hafta sizlerle bu konuyu paylaşmak istedim.

Kulak çınlaması bazı hastalıklarda çok sık meydana gelmektedir. Bu hastalıklar peki hangileri şimdi onlara bir bakalım. İlk sırada özellikle 6sa az uyuyanlar ve stres-gerginlik altında olanlar demek sanırım yanlış olmayacaktır. Yine çok yaygın olarak görülen kolesterol yüksekliği de bunlar arasındadır. Benim de çok yoğun olarak takip ettiğim kireçlenme, iltahaplı romatizmal hastalıklarda da kulak çınlaması sık görülen bir şikayettir. Tabii sorun kulakta olup da kulağa ait sorunlar olmaz mı; elbette olur. Özellikle kulak zarı sorunları ve duyma problemleri de kulakta çınlamaya neden olabilirler. Yine kulakta görülen iltahaplanmalarda da çınlama sorunu görülebilir.

Bir diğer sık neden ise aşırı gürültülü ortamda bulunmaktır. Bu gürültü çok kısa bir süreliğine bile olsa kişilerde kulak çınlaması yapabilir.

Yazının Devamı