Pandemi sonrası verilen izinlerin akabinde, yapılan programlarda kurallara uyuluyor mu?
Kıymetli okurlarımız bu ilk cümlemiz önemli bir soru.
Maske mesafe ve hijyen üçlüsünü çocuklardan tutun, yetişkinlere kadar biliyorken buradaki en önemli husus, bu kurallara uyumun ne derece sağlandığı. Hele ki halkın karşısına çıkan örnek profil gördüğü siyasetçi iseniz bu işi ciddiye alın.
Güneşli günlerin kapı araladığı yaz ayları, capcanlıdır Balıkesir’in sahillerinde. Durgun sular bir martı çırpınışının kanatları gibi hareketlenir adeta…
Ayvalık, Akçay, Altınoluk, Burhaniye, Bandırma, Erdek ve sahile yakın ilçeler 34- 41-06 …plakalarla dolup taşar. Bu hafta yine deniz kenarında denize girmek isteyenler kapladı kumsalları. Şezlongların üzerinde rengârenk havlular atılmış, kiminin kitap okuyor olması kiminin küçük çocukları ile ilgilenmesi ve güneşlenmesi göze çarptı. Salgından uzak bir yaşam havası hâkim körfezde.
Pandemi salgınının kontrollü yaşam olarak geçirildiği bugünlerde sadece denize girmek isteyenlerin tercih noktası değil Balıkesir. Aynı zamanda termal zenginliği ve lavanta çiçekleri ile donatılmış ilçelerinde fotoğraf çektirmek, temiz havayı içine çekmek isteyenlerin de tercih noktası.
Turizm sezonunu açtık. Koronavirüs olsun olmasın ekonomi daha da batmasın diyerek belki haklı belki haksız turistleri çağırdık. “Gelin buralar güzel” dedik. Keşke dış turizm yerine iç turizmden başlasaydık hani önce iç turizm diyerek kendi insanlarımızı davet etseydik daha iyi olmaz mıydı?
Geçtiğimiz günlerde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın özellikle yurtdışı kaynaklı bazı ülkelere vurgu yaparak Balıkesir bölgesini çok sevdikleri, beğendikleri gelmek istedikleri ni de Büyükşehir Belediyesinin haberlerinden öğrendik. Bunlar kötü değil ancak geçirilen bu süreçte daha çok iç turizme odaklanmak daha önemli diye düşünüyorum. Hani dışarıdan ziyaretçi yerine daha çok iç ziyaretçiler bölgeye çekmek…
Bu böyle sürüp gitmeyecek elbette koronavirüs salgın sürecini geride bıraktığımız günler. Ancak Bilim Kurulu üyelerinin” Virüs bitti de haberimiz mi yok cümlelerinden tutun, Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın sürekli “ kontrollü hayat” vurguları ile Cumhurbaşkanımızın “maske-sosya lmesafe-hijyen” uyarıları her akşam tv’lerde sık sık hala yapılıyor.
Gar Yolunda Me-Sa-Fe-Siz Ulaşım! Sağlandı dün. Hayırlısıyla bu yol Balıkesirlilere hizmet edecek. Gayet temiz, parlatılmış, cilalanmış ve halkın kullanımına sunulmuş. Masalar –maskeler-dezenfektanlar yolun girişe bakan tek yönüne 2-3 görevli ile bırakılmış. Açılış sonrası ne kadar boş şişeler açılış alanında kalmış ve temizlenmemişse de hijyen konusu da maalesef göz ardı edilmiş…
Açılış alanında ilk gözüme çarpansa Meşhur “Mor Otobüslerimiz” oldu. Sıra sıra dizilmiş. Bu süreçte Otobüsler konusunda halktan gelen şikâyet yoğunluğu fazlaydı. “Otobüsler yetersiz, tek otobüse biniyoruz kalabalık oluyor” diyen ilçelerimiz geldi hemen aklıma. Sadece o kadar da değil Üniversite yolu ve otobüsleri düşündürdü…
Bir öğrencinin saat 11 deki sınava sabah 6 da kalkıp sınava yetişmek için “ilk otobüs beni almazsa” diye, saatlerce durakta beklediğini söylemesini getirdi aklıma. Ve baktım mor otobüslere öylece kara kara…
Adı FETÖ ile bağlantılı olduğu iddia edilen Willmont Otel yine gündem oldu. Çarşamba günü 2 kez gazetemizi arayan ve DEVA Partisinden aradığını belirterek Willmontta basın toplantısı düzenleyeceklerini söyleyerek davet eden şahıs, kendisini arayıp burada toplantı yapacaktınız kimse yok ?denilmesi üzerine toplantı bir kafeye alındı benim artık Deva Partisi ile de işim kalmadı diyerek ilginç bir nokta koydu.
Toplantının yapılacağı kafeye ulaştık DEVA Partisi ve gönüllü olduğu belirtilen bileşenleri toplantıdaydı. Basın toplantısı nedeni ile çağrıldığımız bu toplantı yerine geç kaldık diyerek kamera ve fotoğraf makinamız hazırdı ancak girişte DEVA Gönüllüsü genç “çekim yapamazsınız. Kamerayı kapatın diyerek üslubunu da değiştirince araya DEVA Partisi Balıkesir Sorumlularından Burcu Kılıç girdi. Ardından Balıkesirli olduğunu belirten Zehra Zeynep Dereli herkes adına özür diliyorum bu toplantıyı ben organize ediyorum. Bir karışıklık oldu gece geç saatte karar verileceği için ben açık havada olmasını istedim bu arada haber vermemiz gerekirken….!dedi. Yorum sizin
Bu arada DEVA Gönüllülerinin toplantısından görüntü alınması istenmedi. Kişilik hakları gerekçe gösterildi. Dikkat çeken isim ve adı İl Başkanlığı için geçiyor denilen AK Parti Karesi İlçe Başkanlığından istifa eden Kemal Aydemir’de oradaydı.
İş Adamı Dedik, Büyükşehiri yöneticilik anlamında iyi yönetir dedik.
Ancak Yücel Yılmaz çelik çomak oynuyor.
Hani bilirsiniz; yere küçük bir çukur kazılır ya da minik tümseğe iki küçük taş ayarlanır.
Dünyada etkisini ciddi anlamda göstermiş ve ülkemize de ulaşmış olan koronovirüs COVID-19 Salgınıyla mücadelenin içindeyiz yani bir sağlık savaşındayız. Karşımızda saldırgan bir virüs ve ona karşı koyan insanlık var.
İlk defa 2019 Aralık ayında Çin’in Vuhan kentinde görülen ve 3-4 ay gibi kısa bir sürede 180’den fazla ülkeye yayılan Covid-19 hastalığı, mart ayında ülkemizde de tespit edildi.
Koronavirüs nedeniyle en fazla risk altında olan kişiler yaşlılar ve kronik rahatsızlığı olanlar. Son yapılan araştırmalar, çocukların yetişkinlere göre Covid-19’a karşı daha dayanıklı olduklarını ortaya koymuş durumda. Bazı çocukların, hiçbir hastalık belirtisi göstermese de koronavirüsü taşıdığı, bu sayede yetişkinlere bulaştırarak salgının yayılmasını hızlandırdığı düşünülüyor. Ülkemde bu nedenle önce 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağının ardından 20 yaş altıda yasak kapsamına alınmıştı.
Koronovirüs (covid-19) salgını ile ilgili olarak Dünya genelinde alınan önlemler içinde Türkiye elzem bir refleks göstermiş ve bu süreci en iyi en sağlıklı biçimde atlatma ciddiyetiyle ilerleme sağlamıştır.
Örneğin en fazla ölümlerin vakaların duyulduğu İtalya’da koronovirüs salgını niye dünyanın bütün ülkelerinden daha yıkıcı ve kötü etkiler doğurdu hiç düşündük mü? İtalya’da bİlinçsiz yaklaşımın hakimiyetini görebilmek mümkün uzaktan da olsa. Her kafadan çıkan ayrı sözler, görüşler, inanmışlar inanmamışlar ne olursa olsun bağışıklık kazanırız gibi düşüncelerle gelinen bugün ki tablo. Hepimiz Dünya’da ne olup bitiyor televizyonlardan Radyolardan takip ettik, dinledik, yorumladık…
Türkiye’de basında bir sınava girdi bu noktada ancak başarılı bir süreci yine başarıyla atlatma gayretiyle ve bilinciyle yapılma hissini uyandırdı ciddi kanallar…Birde konunun farklı boyutlarnı da gözden geçirmek gerekir diyorum. Örneğin; Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur. Tüm kampanyalar sadece devletimizin açıklamış olduğu birimler tarafından yürütülmektedir” dedi. Çarpıcı ve önemli bir mesajdı bu…
Bir varmış bir yokmuş. Adı güzel, kendi üreten ellere sahip bir şehir varmış dillere destan. Bu şehir Serin sularında balık tutulan, toprağından bereket fışkıran ve yeşilliğinde hayvanları besleyip, Türkiye’yi doyuran çiftçilerin yaşadığı bereketli bir yurtmuş.
Şehirdeki ortak aklın esnafları toplanıp “ne yapsak ta hem kendimize, hem de bu şehre katkımız olsun” diye düşünürken bir fikir gelmiş akıllarına. Şehrin tatlı mı tatlı bir Höşmerim tatlısı varmış. Şehrin esnafı fikri beyan edip destek görmek için bir büyüğe de danışalım demiş ve tutmuşlar bir büyüğün yolunu…
Varmışlar kapısına “ Höşmerimi üreten çok. Birlikte çalışalım, elbirliği yapalım bir yazıyla tarihe de not bırakalım, günümüzün coğrafi işareti ile taçlandırıp festivalde halkla buluşturalım demişler” Şehrin büyüğü fikri beğenmiş ve yaverine dillendirmiş. Yaver durur mu? Hemen allayıp pullayıp höşmerimi bırakın bakın burada kaç çeşit ürün var diyerek, esnafın ortak aklını tek akılla kendi istediği gibi allamış pullamış. Çıkmış meydana “çeşit çeşit var” demiş.
Çok söze gerek yok! Ancak ; söylenmesi ve bugüne bırakılması gereken notlar var.
Kıymetli Balıkesirliler, şehrimizin adı, değerleri ,ve gerekse yerel idarecileri bugüne dek Balıkesir’in dışına taşan ünleri ile biliniyor.
Ve bir türlü neden birliktelik bu şehirde sağlanamıyor? sorusu da sık soruluyor
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz “beni eleştirenlere siz cevap verin” diyerek teşkilatları yapılan toplantılarda uyardı ancak baktı gördü ki söylediği bazı cümleler “espriydi” dese de ciddiye alınıp kendi teşkilatında bile karmaşıklık yarattı. Öyle ki kendine yapılan eleştirilere yine kendisi yanıt vermek zorunda kaldı. ”Örneklem yaptım” öyle değil bu bir örnek manasına gelen cümleler kurdu. Örnekleri çoğaltan örnek cümleleri ise hala sohbetlerinde kullanıyor olması gel-git mi yaşıyor dedirtti.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Bandırma Üniversitesi’nde katıldığı bir panelde ‘Bir makam sahibi olabilmek için ya Trabzonlu olacaksın ya da İmam-Hatipli..’ dedi.
“Bugün gençlerle yaptığımız üniversitedeki bir söyleşiyle ilgili tabii bu aylar önce olan söyleşide Balıkesir’in değerlerini, Balıkesir’in insanlarının özelliklerini anlatırken gençlerin siyasete girmeleri gerektiğini örneklendirirken bir espri mahiyetinde Trabzonlular ve İmam Hatipliler işi iyi yapıyor manasında kurduğumuz cümle” diyor.Orada bu konuşmayı yapıyor sonrasında karmaşıklığa dur demek için açıklamalar yapıyor.Peki sadece panelde değilde gittiği yerlerde sohbet ettiği insanlarla konuşurken bu ve benzeri cümleleri kullanırkende örneklem mi yapıyor?
Manşetlerde boy boy ödül aldık haberleri ile gündem olan Büyükşehir Belediyesinin 4 projesi önceden beri var ama bir türlü projenin aslını görüp yaşayan yok. Uğur döneminde halk tarafından seçilen ve proje olarak doğan, ancak çalışmalarına başlanıp yıkımların başladığı süreçte, Yücel Yılmaz’ın göreve gelmesiyle çalışmaların devam etmediği bir süreç var. Bu projeye dair hiçbir açıklama yokken ve çalışma gerçekleştirilmiyorken “Ödül aldık” dediği projeyi gören yok. Ödül aldık sözünü ise duyan çok. Şimdi şunu belirtmek gerekir: Proje kağıt üzerinde ödül aldıysa; projenin aslı, demek ki gerçekten doğmayı bekliyor. Artık doğsun ki Balıkesir meydanına kavuşsun. Ödülü de o zaman alsın. Yani gerçekten o ödülü o projeyle hak etsin.
Bugün neresinden bakarsak bakalım Zağnos Paşa Camii ve çevresinin kimliğinin, eski dokusunun ortaya çıkarılması için hazırlanan “Zağnos Paşa Kent Meydanı” projesi Büyükşehir Belediyesi tarafından sekteye uğratıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz halka test uygulama, ne istersiniz sorularını sorma ve çalıştaylar yaptırarak hala öğrenebilme aşamasında. Ancak Balıkesir’le ilgili dışarıdan gelen ödüllerin farkında değil herhalde. Bu projenin ödül aldığını da bilerek övünüyor. Hatta birini de Sındırgı’da yapılan bir toplantıda dile getirdi. Başkan Yücel Yılmaz vizyon sahibidir. Bizi yanıltmamasını Balıkesirli olarak isteriz. Hem Balıkesir’de yaşayan hem de yaptığımız işin özü doğru olsun diye. Özümüz Balıkesir’den çıkandır. Ancak projeyi hala uygulatıp uygulatmayacağı yada meydanı artık meydan yapıp yapmayacağı bilinmiyor, tartışılıyor. Öyle ki bu güzel meydan her geçen gün bir bir açılan çay ocağı, çiğ köfteci, mısırcı vb…lerin varlığını çoğaltma aşamasında. Çiğ köfteci açılıyor ertesi gün o gidiyor mısırcı Belediye Büfesi ile konuşlanıyor. Niye? Bir tarih meydana çıksın denilerek yapılan projenin öteki yüzü çirkin bir görüntüden ibaret!
Zağnos Paşa Camii çevresinde yaşayan bir Balıkesir isteği ile çıkılan yol bugünlerde yerini sadece övgülere bırakacak gibi. Konuyla ilgili olarak projenin mimarı olan eski başkan Ahmet Edip Uğur meydan projesi ile ilgili olarak, “Balıkesir’e, bir değer kazandırmak, Balıkesir’in, tarihini, geleneğini, geçmişinde yansıtacak, Zağnos Paşa Camii meydanının kimliğinin, eski dokusunun ortaya çıkması için bugüne kadar çalışmalar yaptık. Bir taraftan proje ile ilgili çalışmalarımız devam etti. Bir taraftan da bu bölgede yapılacak olan istimlaklarla ilgili, kamulaştırmalarla ilgili yaptığımız çalışmalar halen de devam ediyor.” demişti. Bu çalışmalar şimdilik rafa kaldırıldı.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın yürüdüğü yolda neler duyduk bugün anlatacağımız yaşanmış gerçek öykülere değineceğim.
Bir dokunuşla başladı herşey. Ancak o dokunuş sert oldu. Millet Kıraathanesi diye anılan Adnan Menderes mahallesindeki çalışma masalarındaki geçlerin buruk sesiydi gelen…
“Yücel Yılmaz yüzü gülen herkese gül dağıtan ancak kılık kıyafete giydiğiniz çorabın marka değerine kadar pek önem veren biridir” diyordu yakınları. Bu sözleri doğrulatan bir yaşanmışlığı dün gazetemize gelen üç gencin bakışlarında ve sözlerinde buldum.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisini takip etmek için dün Büyükşehir Meclis salonunun yolunu tuttum. Bir süredir yurtdışında olduğum için katılamadığım meclis toplantılarında ne olup bitmiş toplantı öncesinde bilgi aldığım bazı meclis üyelerimiz sağolsunlar enine boyuna anekdotlarla anlattılar olup biteni…
Meclis’in başladığını Başkan Yücel Yılmaz anons edip yoklamaları başlatırken Kapıda Susurluk Belediye Başkanı Nurettin Güney ile karşı karşıya geldik? Siz nerelerdesiniz? Diye sorunca meclisteki yokluğumun hissedildiğini net görmüş oldum.
“BURADAYIM” yanıtını verdim kısa bir sohbetle birlikte hoşbeş yaptığımız başkanlarımızda oldu. Bu arada ciddiyetle meclisi takip eden iki basın mensubu arkadaş hariç, meclis toplantılarındaki gündem ve konuşmaları, kararları merak edip okura iletme derdinde olan pek yok.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın Büyükşehir Belediyesi vasıtası ile gönderilen haberleri şaibeli olmaya başladı. Neden mi?
Öncelikle bugün ki manşet haberimizde yer verilen 30 büyükşehir belediye başkanı ile düzenlenen 29 Büyükşehir belediye başkanının katıldığı toplantıyı hatırlayalım. Bu toplantıda ortak sorunlar ele alındı. Cumhurbaşkanı mesajlar verdi ve toplantıdan ayrıldı.
Balıkesir’i ilgilendiren sevindiren ve sonrasında üzen durumun yaşanması ise, bazı Büyükşehir Belediye Başkanlarının Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ile ilgili söylemleri oldu. Bu söylemlerin, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Yücel Yılmaz’ın söylemleri ile örtüşmemesi ve hatta Ulusal kanallarda haber olarak yapılıp, Haber Türk TV’de Mansur Yavaş’ın whatsap grubu ile ilgili açıklama yapması, Balıkesirliyi Yücel Yılmaz ve ekibi kandırıyor mu? Dedirtti.
Kabine değişikliği sorulduğunda Erdoğan, “Böyle bir şey yapılması gerekiyorsa biz yaparız, siparişle bu işler olmaz” demişti. Kabinede değişim sık duyulan ve kabine bu hafta açıklanıyor diye yorumlanan söylemlerle geçiyor bugünler…
Öyleki siyasetin belirgin parlak yüzleri telefonla aranıp yarın adın açıklanacak diyerek heyecanlandırılıyor.Birileri heyecan yaratıyor bu kabine değişimi için.En önemliside en çok merak edilen ve son aylarda geri çekilen yada çektirilen hiçkuşkusuz “damat”Berat Albayrak…18 Eylül’de MKYK toplanıyor ve ardından MYK var.Ve birde kongre tarihi belli.7 Ekimde start verecek AK Parti.
Balıkesir’de İl Danışma geçtiğimiz hafta sonu yapıldı.Peki siyasetin hareketliliği bu danışmada varmıydı? Katılım sağlayan AK Partili kadınlar önceki heyecan yok diyor… Perşembe günü AK Parti’de il başkanları toplantısı vardı.Bu toplantı sonrasında Ankara’dan yayılan söylentiler Balıkesir’e kadar geldi. Dendi ki İl Başkanları toplantısı sonrasında teşkilatlar yumak yumak sarmalansın.Eğri ile düz ayrılsın sapasağlam olanlar kalsın.Birde bekleme yapmadan teşkilatlara sağlam adamlar yerşleştirilsin.Kulağa gelen bir diğer söylentide Cumhurbaşkanı Erdoğan il başkanları toplantısından sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile görüşmüş bu görüşmenin perde arkasında sadece gölgesi var detayı yok…
Üzülerek başlanan cümleler ve hep aynı hikâye. Şiddet, Nefret, Korku, Sonuç: Ölüm. Vicdanı olmayan Canilerin Vicdanlara attığı korkunç bıçak darbeleri. İzledik,duyduk ve yine üzüldük Üzüldüğümüzle kaldık ancak yinelemeyi unutmadan Artık Son Bulsun çığlıklarımızı hala atmaya devam ediyoruz.Peki çığlık nereye kadar…Hepimiz üzülüyoruz. Ancak caniler çoğalıyor mu? Yoksa aramızda hala git gide artan cani topluluklar mı yaratıyoruz?
Yine bir eski koca, yine bir vahşet…. Yazarken, Okurken, dinlerken kanımız donuyor. Gözlerimiz dalıp gidiyor uzaklara bir damla göz yaşı en yakınlardan başlıyor ve artarak çoğalıyor bazen artan o gözyaşlarında yine bizler boğuluyoruz. Artık Son bulsun diyoruz. Yazarken ellerimiz bakarken göz merceklerimiz titriyor. Bu kez Fedai Baran’mış insanlık suçunu işleyen Vicdansız, ahlaksız ve akılsız. Dört yıl önce boşandığı karısı ile kafede bir araya gelmiş.. Yanlarında 10 yaşında pırıl pırıl bir çocuk.Ha birde kız çocuğu masum bakışları vicdansıza ses olmamış olamamış sadece anne ölme diyebilmiş…Hem yüreği hemde biricik annesi gözlerinin önünden kayıp giderken Annesinin yüzünü avuçlarının arasına alan masum yürek “Anne lütfen ölme” diye yalvarmış…
Bir feryat, Bulutlardan inen iki damla gözyaşıyla gözyaşında hepimizi boğan üzüntüyle buluşuyor.: “Ben ölmek istemiyorum…”diyor. O bıçak bir kadının yaşam hakkını elinden alırken, küçücük ruhta da izi hiç geçmeyecek derin iz ve yaralar açıyor. Caninin polisteki ifadesi şöyle: “Eski eşim ve çocuğumla lokantada bir araya geldik. Önce konuştuk. Ardından tekrar başka biri ile evlenip evlenmeyeceğini, böyle bir şey duyduğumu söyledim. Kendisi de bana evleneceğini beyan etti. Ardından çocuğumun velayet konusunu konuştuk. Ancak kendisi bana çocuğumun yanında hakaret etti, küfür etti. Ben de sinirlenerek sürekli yanımda gezdirdiğim bıçakla, önce karın kısmına vurdum. Ardından benim boğazıma sarılarak bağırmaya başladı, ben de vücudunun değişik bölgelerine bıçak vurup, lokantanın önünde bulunan taksiye binerek kaçtım.”
Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi bir süredir durağanlığından kurtuldu. Adeta geçmişe döndü dinleyici koltuklarının bir dönem boş kaldığı meclis koltukları yine dolmaya başladı. Sadece onlar mı? Elbette ki değil mecliste rakamlar önemli hale geldi çoğunluk berekettir denilerek kalkan eller zaman zaman hareketliliğe neden olan kalkışlara işaret etti.
Hatta o kadar olağan hale gelen “kaldır indir” söylemi Büyükşehir Belediye Meclisinde Başkan Yücel Yılmaz’ın diline gelip, “ sadece kaldır indir için burada değiliz” söylemleri, whatsap gruplarında sohbet konusu olup gülüşmelere, eleştirilere vb… neden oldu. Şehirde o görüntüler belirli bir kesim siyasetçilerin “saklayalım” diyerek, depolarına attığı görüntüler olarak depoya atıldı.
Önceki gün gerçekleşen Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisine katılım gösteren AK Parti Milletvekilleri Mutlu Aydemir, Yavuz Subaşı, Mustafa Canbey meclise renk kattı. Vekiller şehirle ilgili konularda dinleyici oldu. Meclis salonuna ilk gelen vekil Mutlu Aydemirdi ve kendisine gösterilen Genel sekreterlerin oturduğu koltuklardan birine oturdu. Az zaman sonra diğer vekillerde gelerek Aydemir vekilin oturduğu bölüme doğru ilerledi. Burada AK Partili Belediye Başkanları vekillerle aynı salonda hatıra fotoğrafları çektirirken, olaya vakıf olan Burhaniye Belediye Başkanından farklı bir tepki geldi. Ali Kemal Deveciler soluğu meclis başkan vekili olan Dursunbey Belediye Başkanı Ramazan Bahçavan’ın yanında aldı. ”Bakın bu aykırı genel sekreterlerin ve daire başkanlarının oturacağı yere bu mecliste, vekiller oturamaz bu olmaz” dedi Oda yetmedi Mutlu Aydemir’e bunun doğru olmadığını ifade eden cümleler kurdu. Milletvekilleri bu duruma haliyle bozuldular yüzlerinden okundu ancak, sakin davrandı. “Problem yok” dedi. Basın için ayrılan dinleyici koltuklarına geçti vekiller…
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin “Protokol iftarı” olarak adlandırdığı programın adına yakışan bir davet olmayışı açıkçası hayal kırıklığı. Baştan hayal kırıklığının devamı program akışında gözlemlediğim diğer hususlardır.
*Öncelikle davetlilerde gözlemlediğim şu: Nasıl davet ederseniz davete katılımı o şekilde alırsınız şeklinde bir cevap ve katılım sağlanmıştır.
*Protokol dediğimizde “protokol iftarı” adını taşıyan bir programa protokoldeki zevat ve eşli katılımlarda eşler spor kıyafet ve günübirlik kıyafetle o programa katılmamalıdır.
Yapılan her işin kalitesi bakımından, insanların yetenekli ve istekli olduğu dallarda eğitim almaları gerektiği günümüz koşullarına bakıldığında da ne kadar net olarak göze çarpıyor.
Hiç işi bilenle bilmeyen bir olur mu? Diye boşuna dememişler. Alanında uzman olmak zamandan, enerjiden ve malzemeden tasarruf sağlar. Nitelikli eleman çalışma hayatındaki dinamizmi her daim korur. Aksi zamandan çaldığı gibi, enerjinizi alarak israfa yol açar.
İnsanlar doğru mesleğe yönlendirildiğinde işini daha iyi bir şekilde yapar, daha üretken olur, yenilik ve gelişmelere açık, tasarruflu olur. Mesleğe yönlendirmenin doğru yapıldığı ülkelerde, şehirlerde insanlar, mutlu oldukları ve sevdikleri işleri yaptıkları için çalışma alanlarındaki verimlilikleri artar. Memnuniyette aynı ölçüde ilerleme sağlar.
Kesin olmayan Seçim sonuçlarına göre önemli görünen büyük şehirleri muhalefetin oluşturduğu ittifak kazandı.
Seçim sonrası siyaset de, ekonomi de ve Türkiye de seçim öncesi ile aynı Türkiye olacak diyebilir miyiz. Hiçbirşey eskisi gibi olmayacak. Bunun en somut nedeniyse büyük şehirlerin yönetiminin el değiştirmesi. Yeni açılımları, değişimleri, siyasette rekabeti ve farklılıkları beraberinde getirecek.
Siyasilerin argümanlarından biri işsizliğe çareydi. Bu konuda öne çıkan bir detaysa büyük illerdeki kaybın genç kesimin gösterdiği etki ve tepkisi gibi. Yani Büyük illerde gençlerin varlığı bir gerçek. Çalışmayan gençlerin ise ortalama aylık 300-400 lira ve altındaki aylık gelirle yaşamını sürdürdüğünü biliyoruz. Genç nüfustaki işsizliğin ise genel işsizliğin iki katı düzeyinde arttığı da düşünüldüğünde sonuç kaçınılmaz. Veriler doğrultusunda bakıldığında Son 5 yılda genel işsizlik 3.6 puan artarken genç nüfustaki işsizlik 7.8 artmış. Geçtiğimiz yıllarda bu artış en son 2018’de 24,5’e çıkmış. Bu açıdan bakıldığında durumun özeti, Her dört gençten birinin işsiz olması büyük kentlerde sandığın sonucunu belirleyen etkenlerden biri oldu diyebiliriz.
Balıkesir’de ve ilçelerinde seçim sonuçları heyecanla takip edilirken ilginç durumlar yaşanmadı değil. Birbirine yakın seyreden sonuçlar yürek hoplatırken hem Cumhur İttifakı’nın hem de Millet İttifakının partilerinde kutlama hazırlığı son dakikaya kadar sürdü. İl’de olduğu kadar ilçelerdeki teşkilatlarda ve kahvelerde de bayram havası vardı.
Havai fişekler her iki tarafta da patlatıldı. Kazanan yada kazanamayan değil kazanmaya yakın olanların kutlaması gibiydi Balıkesir’de seçimler. Türkiye genelinde İstanbul ve Ankara’daydı gözler ve akabinde diğer iller. Özellikle 15 Temmuz sonrasında kayyum atanan illerde ne olup bittiği merak ediliyor ve haber kanallarından bu iller yorumlarıyla birlikte veriliyordu.
Balıkesir özel bir ildi. Adaylarının seçimleri zor oldu. Hangi aday mı? Hem Cumhur ittifakı hem de Millet ittifakı adaylarının belirlenme süreci, sanırım seçimin sonucu kadar birbirini yakın takip eden gel-gitler yaşadı. Balıkesir’de yakın geçmişte yaşananları hatırlarsak, cesur söylemlerle ve dik duruş sergileme özelliğine sahip yiğitlerin mekânıydı Balıkesir.
Bu aralar yazmamak için kendimi tutuyorum. Niye diyenler olacak. Hemen aktarayım. Malumuz bir seçim süreci yaşıyoruz. Görevimiz eksik aramak değil, şehrimiz için kamuoyunu doğru bilgilendirip kamuoyu menfaati taşıyan şehrin isteklerini yetkililere duyurmak vb…
Bugünlerde Balıkesir’de hiçbir siyasetçiyi kolay kolay eleştiremiyorsunuz. Ya oncu ya buncusunuz yafta hazır. Neden mi? Sosyal medya habercileri Aday hayranı ise ‘Para alamamış-Yiyememişler’ değilse ‘para istiyor’ moduna öylesine kendilerini kaptırmışlar ki Sanırsınız Balıkesir’in duayen gazetecileri kendileri…
Konum kim gazeteci kim değil olmadığı için bu konuyu bir başka bahara bırakıyorum. Ancak altını şehrim için çizmem gereken birkaç satırla vurguluyorum. Gözlemim o ki; Büyükşehir Balıkesir için adayların açıkladığı projeler beklentileri karşılamıyor…
Cumhuriyet Halk Partisi genelde ve yerelde iktidar yüzü görür mü? Her seçim kaybedildiğinde sonrasında yapılan açıklamalarda hep şu dendi:.” seçimi kaybetmedik kazandık”
Genelde haberlerden izlediklerinizle hergün neyin ne olduğunu zaten yorumluyorsunuz ancak Balıkesir kanadı biraz eksik. O halde hatırlayalım dedim.
*2004 CHP’de Belediye Başkan Adayı Naim Durmaz adı heyecan yarattı. O dönem alınan oy yüzde 32.5 Seçim kazanılamadı ancak CHP Balıkesir tarihindeki en yüksek oy oranına ulaştı. Rahmetli Sabri Uğur 50 bin oy alarak seçimi göğüslemiş ve AK Parti seçimi almıştı. MHP adayı Rafet Çetinel 10 bin 495 oyda kalmıştı.
