GündemKöşe Yazıları

Yeter Ki Kırılan Kalp Olmasın

Yeter Ki Kırılan Kalp Olmasın

 

Can-ı gönülden dualar dilemeli insan. Yaşadığı saatlerin kıymetini, nefes alıp vermenin şükrünü, küçük mutlulukların bereketini iliklerinde hissetmeli. Testiyle dağ yolundan su getirme, folluktan sıcak yumurta alıp ardından bahçedeki ilk salatalığı dalından yemek ayrı bir tat verir mesela. Yıldızlara bakıp onları saymalı, minik bir bisküvi paketi yahut atıştırmalık kutu yapmalı her insan kendi yolluğu için. Çocukken ahşap dondurma çubukları, Uludağ marka meyveli gazoz kapakları ve çerez çekilişlerinden bedava çıkardı ya hani; o şans beni pek bulmazdı.  Önceden kendime ait geniş kitaplığım yoktu, kocaman aile vitrinimizin üstteki gözüne koyardım okuma kitaplarımı. Kolilerden raf yapmıştım, meyve kasasından da güzel kitaplık oluyor. Düşünüyorum da en sinir bozucu hatıralardan bile mutluluk çıkardıkça çocukluk yıllarımı saygıyla selâmlıyorum. Çocukken sümüğünü ağzına atan ya da burnunu karıştırıp sümüğünü uzağa fırlatan yahut peçete yok diye salyasını yalayan ya da kazağına ışıl ışıl olan sümüğünü siliverenlerden çok tiksinirdim. Sosyal hayata adımlarken beden dili, kendine olan öz saygı, aile eğitimi bile edep çerçevesinde gelişmeli.

***

90’lı yıllarımızın favori oyunuydu “isim-şehir” oyunu. Biri içinden hızlıca alfabemizi sayar ve ne çabuk M harfine gelirdi. “DUR!” derdik. “İsim, Şehir, Hayvan, Bitki, Eşya, Artist, Not”; bu yedi sütundan ibaret olan zevkli bir kalem-kâğıt oyunumuzdu. Aynı kelimeyi yazanlar 5 puan alırken farklı kelime bulabilen 10 puan alırdı. Eğer belirlenen harfle ilgili hiç kimse istenilen o sözcüğü bulamazsa ve sadece sen bulursan, kocaman 20 puan alırdın. Kalemle toplama işlemi yapardık misafirlikte, çok sıkışır da üç haneli rakamlarda zorlanırsak anca o zaman bakkallarda olan pilli hesap makinelerimizi kullanırdık. “Artist” kısmında siyasetçi veya çizgi film-roman kahramanı yazanlarımız da olurdu. Güzel günler yaşamışız çay ve patlamış mısır eşliğinde sohbet ettiğimiz o uzun kış gecesi misafirliklerinde. Konuklara “oturmakçı” denir mesela bizim Çanakkale’nin Yenice ilçesi ve Yörük köylerinde. Adı üstünde oturmaya, sohbete gelen iyi yürekli komşulardan oluşurdu oturmakçı teyzelerimiz, oturmakçı/misafir/konuk amcalarımız.

          ***

Kırılan bibloları, çatlayan fincan takımlarını, yırtılan kıyafetleri, patlayan topları hiç değerlendirdiniz mi? Balıkesir’de üç ev uzağımdaki komşumun şahane bakımlı bir bahçesi vardı. Çocuklarının havası inmiş, markalı basketbol toplarına anneleri kıyamamış mesela. Bir baktım ki yuvarlak renkli topun içine toprak koyup saksı yapmış. Toptan yapılma saksının içindeki sardunya çiçekleri açınca yüzümde gülümseme oluştu aniden ve fotoğrafını çekivermiştim. Eskimiş kot pantolonların içini toprakla doldurup fide yetiştiren, yırtık çizme çiftlerini çatıdan akan su borusuna takan yahut kışlık çizmeye çiçekler koyan, delinmiş demir ibrikleri değerlendiren, çatlamış güveçlere ve yapıştıran eski teflon tavalara boya sürüp de ev eşyasına çeviren insanlara hayranım.

Çatlamış porselen çaydanlığınızı hiç atmayın. İçinde mis kokulu fesleğen, yeşilbiber yetiştirip koyuverin kahvaltı masanıza. Bahçeniz için kargalara karşı tatlı bir korkuluk yapın. Korkuluğun kafası bostandan olsa, gömlek içi saman doldurulup başaklar sopadan da olur. Halatla ip çekme oyunu, kaşığın ucuna kaynamış yumurtayı koyup hiç düşürmeden yürümeye çalışarak birbiriyle yarışanlar, çuvala girip zıplayan gençler ve daha fazla eğlencelerimiz hâlen köy okullarındaki çocuk şenliklerinde devam eden bir gelenektir. Camdan uzanıp sepete ip bağlayarak çerez sarkıtın mesela sokaktaki çocuklar oynarken. Siz de hayatın içine renkler katın.

***

Yeteneklerini bulup kendine güvenmeli insan. Kitap arasında kır çiçeği kurutmak bile nostaljiktir. Çömlek ve çatlamış güveçten muhteşem çiçek saksısı olur. Daldan dala atladım belki ama mutluluk ipuçlarını size aktararak yaşamınıza renk katayım istedim. Varsın kırılan eşyalar olsun, geri dönüşümlerle yeni bir eşya üretip kullanmak kolaydır. Yeter ki kırılan şey bir insan kalbi olmasın.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu