GündemHüseyin YıldırımKöşe Yazıları

Kur’ân-ı Kerîm ile Konuşan Kadın. …

Abdullah b.Mübarek anlatiyor. Hacc yaptıktan sonra memleketime dönmek üzere yola çıkmıştım. Tam bu sırada, ileride yolun üstünde bir karartı gördüm. Yanına yaklaşınca yaşlı bir kadın olduğunu fark ettim. Önce ona selam verdim.
Yaşlı Kadın, “Onlara(cennet ehline) merhametli olan Rablerinden kıymetli bir selam vardır.”Yâsîn, 58. ayetiyle karşılık verdi.
Ben, Hz. Allah iyiliğini versin, bu mekanda yalnız başına ne yapıyorsun? diye sorunca,
Yaşlı kadın, “Allah, kimi şaşırtırsa artık onun için yol gösteren yoktur.” A’raf,186. ayetini okudu.
Yani; Allah, kimi kötü ameli nedeniyle sapıtırsa, onu doğru yola iletecek birini bulamazsın.
Yaşlı kadının bu okuduğu ayet-i kerimeden, yolunu kaybettiği anlaşılıyordu. Ona tekrar sordum:
Nereye gitmek istiyorsun?
Yaşlı kadın, “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu,
Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah, noksan sıfatlardan uzaktır. O, gerçekten işitendir, görendir. Isrâ,1. ayetini okudu.
Yaşlı kadın, bu ayet-i kerime ile de; hac farizasını eda ettikten sonra memleketi olan Kudüs’e gitmek
istediğini ifade etmiş oluyordu. Tekrar sordum, Ne zamandan beri buradasın?
Yaşlı Kadın, “Üç gün boyunca” Meryem,10. diye cevap verdi.
Ben, Üç günden beri aç, susuz ve yapayalnız nasıl dayanabildin? diye sorunca,
Yaşlı Kadın, “Beni yediren ve içiren O’dur(Allah’tır).” Şuarâ,79. ayetini okudu.
Tekrar sordum. Bakıyorum, yanında suyun da yoktur. Ne ile abdest alıyorsun?
Yaşlı Kadın, “…Ve bu hallerde su bulamazsanız, temiz toprakla teyemmüm ediniz.”Maide,6. ayetini okudu.
Ben, yanımdaki yiyecekten bir miktar vermek isteyince bunu red etti.
Yaşlı Kadın, “ Sonra akşama kadar orucu tamamlayınız” Bakara,184. ayet-i kerimesiyle oruçlu olduğunu anlatmak isteyince, ona dedim ki; Ramazan ayında olmadığımızı biliyorsun, onun için oruç tutmana gerek yok.
Yaşlı Kadın, “…Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa, şüphesiz Allah (yaptığı iyiliği) kabul eder ve (yapılan iyiliği) hakkıyla bilendir. “Bakara,158. ayet-i kerimesini okudu.
Ben, Yolculuk esnasında oruç tutmayıp iftar etmek bize mübah kılınmıştır, deyince;
Yaşlı Kadın, “…Eğer bilirseniz (güçlüğüne, zorluğuna rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” Bakara,158.ayet-i kerimesini okudu.
Yaşlı kadının, her sorduğuma Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerle cevap vermesi üzerine ona; Neden, seninle konuştuğum gibi sen de benimle konuşmuyorsun? diye sorduğumda,
Yaşlı Kadın, “İnsanın ağzından hiçbir söz çıkmasın ki, yanında gözetleyici ve yazmaya hazır bir melek bulunmasın (hemen konuştuklarını kaydetmek için).” Kâf,18. ayetini okudu.
Yaşlı kadının Kur’an’a karşı bağlılığı ve hassasiyeti karşısında; özür dilerim; (ne olur!) hakkını helal et, dedim.
Yaşlı Kadın, “..Yusuf) dedi ki; bugün sizi kınamak yok. Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir.” Yusuf, 92. ayetini okuyunca, ben, seni, kafilene(arkadaşlarına) yetiştirmek için buyur, deveme bin, dedim…”
Yaşlı Kadın, “Hayır adına ne işlerseniz Allah onu bilir” Bakara, 215.ayetini okudu. Devemi yanına getirdim. Binecekken,
Yaşlı Kadın, “Mü’min erkeklere söyle, bakışlarını sakınsınlar” Nûr, 30. ayetini okudu.
Ben, gözlerimi çevirdim; binecekken deve ürküp kaçtı, bu arada elbisesi az yırtıldı.
Hemen Yaşlı Kadın, “Başınıza musibet olarak ne gelirse, bu bizzat işleyip, onu hak etmeniz sebebiyledir” Şûrâ, 30. ayetini mırıldandı.
Ben, “Sabret, deveyi bağlayayım!” dedim.
Yaşlı Kadın, “Bu hususta Süleyman’ı anlayışlı ve daha isabetli davranır kıldık” Enbiyâ: 79) âyetini okuyarak, devemi yönlendirme konusunda benim başarılı olduğumu kasdetti.
Deveye bindi ve “Bunu bize baş eğdiren Allah’ı tesbih ederim; yoksa bunu biz başaramazdık.
Ve sonunda şüphesiz Rabbimize döneceğiz!” Zuhruf, 13-14. âyetlerini okudu.
Ben, “Haydi!”diye deveyi hızlandırdım.
Yaşlı Kadın, “Yürüyüşünde (ve davranışlarında) vakur ol ve sesini yükseltme.
Seslerin en çirkini, (bağıran) eşeğin sesidir!” Lokman,19. Âyetini okudu.
Ben yürürken şiir okumaya başladım.
Yaşlı Kadın, “Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun!” Müzzemmil, 20. dedi.
Ben “Şiir okumak haram değil ki!” dedim.
Yaşlı Kadın, “Bu hususu ancak gerçek idrak ve basiret sahipleri düşünüp anlar!” Bakara, 269. Ayetini okudu. Bir süre yol gittik;
Ben, onra evli olup olmadığını sordum.
Yaşlı Kadın, “Ey iman edenler! Cevabı verildiğinde sizi üzecek meselelerden sormayın!”
Mâide, 101. âyetini okudu.
Derken kafilesine ulaştık ve “Kafile içinde kimsen var mı?” dedim.
Yaşlı Kadın, “Mal ve evlât dünya hayatının süsüdür!” Kehf, 46. ?dedi.
Anladım ki, çocukları var. İsimlerini sordum.
Yaşlı Kadın, “Allah İbrahim’i dost edindi”.Nisâ, 125. “Allah Musa ile konuştu”. Nisâ, 164. “Ey Yahya, Kitab’a kuvvetle tutun!” Meryem, 12. Âyetlerini okudu.
Ben “Ey İbrahim, ey Musa, ey İsa!” diye kafileye seslendim. Nur yüzlü üç genç, “Buyur!” diye çıkageldi.
Yaşlı Kadın, Onlara , “Bununla içinizden birini şehre yollayın! Yemeklerin helâl ve temiz olanına baksın ve size bir yiyecek getirsin. Dikkatli davransın!” Kehf, 19. dedi.
Çocukları yiyecek ikram gelince , Yaşlı Kadın, bana; “Geçmiş günlerinizde yaptıklarınızın karşılığında şimdi afiyetle yiyip için!” Hakka, 24. Âyetini okudu.
Ben çocuklarına, “Annenizin bu durumunu bana söylemezseniz bu yemekten yemem!” dedim.
Onlarda, Annemiz, “Ağzından Cenab-ı Allah’ın gazabını çekecek yanlış bir söz çıkar korkusuyla 40 yıldır böyle sadece Kur’an-ı Kerim âyetleriyle konuşur.” Dediler.
Rabbimiz bizlere ve tüm ümmete ibret almayı nasip eylesin .

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu