BOL BOL ENSE TEŞHİR EDECEĞİZ!
Önceki gün “Özgüveni Yılmaz’a bela oldu” adlı bir köşe yazmış ve Başkan Yılmaz’ın aşırı özgüven-güç zehirlenmesi konusunda ( https://gazetemerhaba.com/yilmazin-ozguveni-basina-bela-oldu/ )yaşadığı kimya bozukluğuna dikkat çekmiştim.
Köşe yazımın yayınlandığı gün, yani dün Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yaşanan bir garabet, eleştiri ve tespitlerimi adeta tescillemiş oldu. Büyükşehir Meclisinde görev yapan ve bu güne kadar (Sabri Uğur, İsmail Ok, A. Edip Uğur gibi başat isimler dahil olmak üzere) hiçbir Başkan tarafından engellenmeyen basın mensupları dün itibari ile Yılmaz’ın kimya bozukluğunun kurbanı oldu.
Neymiş efendim; Basın mensupları, tüm meclis üyelerinin ensesini görebildiği ve sadece ama sadece Yılmaz’ın hüsnü cemalini görebildiği balkondan izlemesi gerekiyormuş.
Neymiş efendim; Mecliste sessiz ve saygılı oturması gereken bürokratların alkışlı ve edep dışı görüntülerini (AK Parti grup sözcüsü İsmail Cankul’un bile maslara vura vura “sizin bunu yapmaya hakkınız yok” diyerek tepki gösterdiği görüntüleri) Basın mensupları almayacakmış.
Neymiş efendim; Başkan Meclisi yönetemeyince, ya da aslı dururken vekili Yasin Sağay’ın izleyici bölüme müdahale edip, “çıkarın şunları” diye nara atıp diğer siyasi parti yönetiminden insanları güvenlik görevlilerine attırması sonucunda ortaya çıkan kavgayı, ortaya çıkan kargaşaları, tartışma ve sahnelerin görüntüsünü basın mensupları kayda almayacakmış.
Her programını basından kaçarak ve daha sonrasında istediği kadarını servis ettirerek gerçekleştiren Başkan Yılmaz, belli ki mecliste de siz okurlarımıza sadece bol bol Ense fotoğrafı teşhir etmemizi istiyor.
Peki, orda olup izlemeyecek misiniz? Bu haber yapmanızı engeller mi? Diye sorduğunuzu duyuyor gibiyim.
İzleyecek ve haber yapacağız elbet. Ama Ense fotoğrafları ile bu haberleri sizlere sunduğumuz vakit “bakın yine fitne yazmışlar” “biz vermeyince yazıyorlar” vs. gibi gerçek dışı söylemleri bir anda sosyal medya şövalyeleri tarafından algı motoru olarak devreye girecek. Bu bir niyet okuma değil. Bu yöntemin ülke çapında nasıl kullanıldığını, bilginin nasıl bir usta algı ile yozlaştırıldığını 2011-2016 arasında FETÖ terör örgütü hepimize zarar vererek gösterdi.
Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımız bu zararın boyutunu çok iyi bildikleri için şeffaflık adına bu kadar dikkatli ve özenli bir tutum sergilerken, bu tutumdan örnek almak yerine Böyle bir tutum neden sergilenir acaba?
Kalın sağlıcakla…
