Gök Kubbede Hoş Seda
Gök Kubbede Hoş Seda
Hani duyarız ya baki kalan kubbede hoş bir seda imiş diye. Bu dünyada yeniden doğuşa hazırlanma adına bir sınavdan geçiyoruz. İşte tamda bu hayatın hazırlık sınavında yaptığımız ve ölüm sonrası yeniden doğuşun habercisi gibi izleri bugünden bırakmanın manası gibi Gök kubbede hoş bir seda bırakmak…
Bugün yaşadığımız her güne şükrederken ne yaptığımız ve nasıl yaptığımızı düşünerek hazırlık aşamasını tamamlamak nasip olsun. Bu dünyada yoksul ve yetimlerin haklarını koruyup bir çocuğun gülümsemesine nail olmayı rabbim nasip etsin. İş dünyasında insanlığa hizmet eden hizmetler nasip olsun ki gök kubbeden duyulsun. Gök kubbede hoş seda deyince Baki’de akla geliyor.Baki hakkında da birkaç bilgi vermek isterim.
1526 yılında İstanbul’da doğan Bâki’nin asıl ismi Mahmud Abdülbâki’dir. Aslında fakir bir ailenin çocuğu idi, babası müezzinlik yapan Baki, çocukluğunda cami aydınlatmalarının tamiri ile ilgili işlerle uğraşmış ve çıraklık yapmıştır. Baki’nin eğitime istekli olduğu fark edildiğinde medreseye alınmış sonrasında burada kendini kanıtlaması ile saraya kadar girmiştir. Baki Osmanlı imparatorluğunun çeşitli bölgelerinde kadılık ve kazaskerlik görevinde bulunmuş ve adalete olan tutkusu ile ön plana çıkmıştır. Şair görevi devam ederken yazdığı şiirlerle de Türk edebiyatına damga vurmuştur.
Zülf-i siyâhı sâye-i perr-i hümâ imiş
İklîm-i hüsne anun içün pâdişâ imiş
Bir secde ile kıldı ruh-ı âfıtâbı zer
Hâk-i cenâb-ı dûst ‘aceb kîmyâ imiş
Âvâzeyi bu ‘âleme Dâvûd gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş
Görmez cihânı gözlerümüz yâri görmese
Mir’ât-ı hüsni var ise ‘âlem-nümâ imiş
Zülfün esîri Bâkî-i bî-çâre dûstum
Bir mübtelâ-yı bend-i kemend-i belâ imiş
