Hacc, Umre ve İnfâk
Hacc, Umre ve İnfâk
Bismillâhihirrahmanirrahim
“Hac (ayları), bilinen aylardır. Kim o aylarda hacca başlarsa, artık ona hacda cinsel ilişki, günaha sapmak, kavga etmek yoktur. Siz ne hayır yaparsanız Allah onu bilir. (Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma)dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının.” Bakara, 197
Abdullah bin Mübârek Hazretleri, haccı îfâ ettikten sonra Kâbe’de yakaza hâlindeyken iki melek gelir. Kendi aralarında konuşuyordu.
Biri diğerine,
“Acaba böyle ne kadar hacı vardır”
O biri de “Üçyüz bin dedi”
Birisi “ Acaba kaçının haccı kabul olmuş ola “ dedi.
O biri ise “ Hiç birinin haccı kabul olmadı” dedi.
Abdullah Bin Mübarek düşünde “ Ya bunca ademlerin emekleri ve uzak yerden geldikleri zâyî mi oldu “ der.
Dediler ki “ Hepsinin haccı, Şam’da Ali bin Muvaffak isminde, hacca niyet edip de gidemeyen bir ayakkabı tamircisinin sâlih ameli hürmetine makbûl oldu.”
Merak içinde kalan Abdullah bin Mübârek Hazretleri, ilk kervanla Şam’a gider, o zâtı bulup sorar.
“Sen hacca gitmediğin hâlde, ne amel işledin?”
Ali bin Muvaffak anlatır;
“Senlerdir hacca gitmeyi arzu eder dururdum. Ayakkabı tamirinden 500 dirhem para biriktirdim. Hacca niyet ettim. Fakat eşim hamile idi.
Hâmile zevcem; «Komşudan et kokusu geliyor; bana bir parça et ister misin?» deyince, komşuma gidip durumu anlattım.
Komşum ise ağlayarak;
«Yedi gün oldu ki çocuklarım açtır. Filan yerde ölü bir hayvan (eşek) buldum. Ondan bir parça kestim. Şimdi onu kaynatıp çocukları avutuyorum. Helâl bir gıda bulamazsam, mecburen onu yedireceğim. İsterseniz vereyim, fakat bu kaynayan et, ölümle burun buruna geldikleri için çocuklarıma helâldir; size ise, böyle bir zarûretiniz olmadığı için haramdır.»” dedi.
Bunu duyunca, sanki içimden bir parça koptu. Binbir zorlukla biriktirdiğim bu hacc parası olan 500 dirhemi ona verdim. Bu yıl benim haccım bu olsun dedim.
«Yâ Rabbi, hac niyetimi kabul et! Yâ Rabbi, hac niyetimi kabul et! Yâ Rabbi, hac niyetimi kabul et!…» diye Rabbime ilticâ ettim…” der. (Ferudiddin Attar, Tezkiret’ul Evliya, (Ter. Ramazanoğlu. Mahmud Sami,),67-68)
Rabbimiz bizlere ve tüm inananlara böyle tam ihlâs nasip eylesin. ..