Yangınlar...

Dr. Hüseyin Yıldırım

Dr. Hüseyin Yıldırım

Tüm Yazıları

Yangınlar

Bismillahirrahmanirrahim

“Sizden biri arzu eder mi ki, hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, içinde ırmaklar akan ve kendisi için orada her çeşit meyvenin bulunduğu bir bahçesi olsun da bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken kendine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kül etsin! Düşünesiniz diye Allah önünüze açık işaretler koyuyor.” (Bakara,266)

Yangınlar...

Ebû Mûsâ ra şöyle rivayet ediyor.

Medine’de bir ev, geceleyin ev halkı ile birlikte yanmıştı. Durum Peygamberimiz Efendimiz sav’e haber verilince,

– “Ateş size düşmandır. Uyuyacağınız zaman onu söndürünüz” buyurdular. (Buhârî, İsti’zan 49 ; Müslim, Eşribe 101.)

Câbir ra’ den rivayet edildiğine göre Resûlullah sav şöyle buyurmuştur,

"Kapların ağzını örtün. Tulumları bağlayın. Kapıları kapatın ve lambaları (mumları) söndürün! Çünkü şeytan bağı çözemez, kapıyı açamaz ve kapağı kaldıramaz. Eğer herhangi biriniz, kabının üzerine bir çalı-çırpı parçası koymaktan ve besmele çekmekten başka bir çare bulamazsa, bunları yapsın. (Lambaları da söndürsün) Çünkü fâre, içeridekilerin üzerine evi yakabilir." (Müslim, Eşribe 96, 99.)

Yangınlar...

Ayrıca Hz. Ömer ra hilafeti dönemde "Hicretin 19. yılında Harretü Leylâ denilen, Medine'ye yakın bir yerde ateş akmaya (yangın çıkmaya, yayılmaya) başladı. Bunun üzerine Hz. Ömer, sadaka verilmesini emretti." (İbnü'l-Esir, el-Kamil fi't-Tarih, 2/382)

Hz. Ömer ra devrinde 638'de Basra ve Kûfe'de çıkan büyük yangınlarda birçok ev yanmış, birçoğu da ağır hasar görmüştü. Bunun üzerine Kûfe valisi Sa'd b. Ebî Vakkâs ra evi yanan kişilerden oluşan bir heyeti Hz. Ömer ra'e göndermiş ve bu heyet Hz. Ömer ra'e hem yangın haberini vermiş hem de evlerini tekrar kerpiçten yapmak için izin istemişlerdi. Hz. Ömer ra'in onlara şöyle cevap verdiği rivayet edilir. "Yapabilirsiniz, fakat hiçbiriniz üç odadan fazla yapmayın. Büyük evler yaparak kibirlilik ve ululuk göstermeyin. Allah resulünün sünnetinden ayrılmayınız ki devlet de sizden ayrılmasın."

Yangınlar...

Yangından sonra Hz. Ömer ra'e geldiler ve Hz. Ömer ra onlara birtakım tavsiyelerde bulunuyor. İlki maddî ve aklî, ikincisi manevî tavsiyeler. İlk önce bir daha tekrarlanmaması için evi kerpiçten ve en fazla üç odalı yapmaları, yani yangın olduğunda az hasar verecek şekilde yapmalarını tavsiye etmiştir. Günümüzde ise yapılar tüm ilmi ve tecrübi bilgiler ile her acıdan dayanıklı ve güvenli yapılmalıdır.

İkinci olarak onlara bir Müslümanın nasıl davranması gerektiğini hatırlatmakta. "Büyük evler yaparak kibirlilik ve ululuk göstermeyin." sözü bize Kuran-ı Kerim’de hikâyesi anlatılan Ad kavminin başına gelenleri hatırlatmaktadır.

Osmanlı Devleti’nde ise

Kaynaklarda "harik‑i kebir" şeklinde adlandırılan 24 Temmuz 1660 tarihli Büyük İstanbul Yangını, bu zamana kadar İstanbul'un gördüğü yangınlar arasında en büyüğü olarak bilinmektedir .

Osmanlı Devleti'nde ilk itfaiye teşkilatı olarak Yeniçeri Ocağı'na bağlı Tulumbacı Ocağı'nın 1714 gibi kurulmasıyla yangınla mücadele dönemi de başlar. Bu dönemde tarihçiler tarafından 44 büyük yangın kayıtlara geçirilmiştir.

Yangınlar...

Yeniçeri Ocağı ile birlikte 1826'da Tulumbacı Ocağı da kaldırılırken, yangın söndürme görevi bu tarihten itibaren belediyelere devredilir. 1826-1874 yıllarını kapsayan bu dönemde, 36 önemli büyük yangın kayıtlara geçmiştir.

Yangın söndürme görevinin askeriyeye verildiği ve Orman Nizamnamesi ilk defa yayınlanır. Böylece 1874-1923 yıllarını kapsayan askeri itfaiye döneminde kentte 50 ila 7 bin 500 binayı etkileyen irili ufaklı birçok yangın kayıt altına alınmıştır.

Yangın gibi, ihmal sonucu meydana gelen âfetlere karşı ise daha tedbirli ve dikkatli davranmak bir vazifedir. Bilerek yakmak ise çok büyük bir haram ve vebaldir. Yanan her canlı ve ağaç âhirete davacı olacaktır.

İşte Peygamberimiz Efendimiz sav bizi bu konuda uyarmakta, özellikle uyumadan önce evlerimizdeki ocağı, sobayı veya tehlikeli olabilecek diğer ısıtıcıları söndürmeyi tavsiye etmektedir.

Ateşin düşman olarak nitelendirilmesinin sebebi ise mala ve cana verdiği zarardan dolayıdır. Çünkü kişinin canına ve malına kasteden, ona en büyük zararı veren düşmanıdır. Bu sebeple, insan en etkili tedbiri düşmanına karşı alır. Resûlullah sav’in ateşi düşmana benzetmesi bu yüzdendir.

Rabbimiz bizlere ve tüm insanlara tedbirli davranmayı nasip eylesin...

orman yangınları