Düşmana Meyl Etmeyin

Dr. Hüseyin Yıldırım

Dr. Hüseyin Yıldırım

Tüm Yazıları

Düşmana Meyl Etmeyin

Bismillahirrahmanirrahim

“ Ey iman edenler! Eğer benim yolumda cihad etmek ve hoşnutluğumu kazanmak üzere yola çıkmışsanız, benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan kimseleri kendilerine sevgi göstererek dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkâr etmektedirler; üstelik rabbiniz Allah’a iman ettiniz diye peygamberi ve sizi (yurdunuzdan) çıkarıyorlar. Ben sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da bildiğim halde onlara gizliden gizliye sevgi besliyorsunuz. İçinizden kim bunu yaparsa bilsin ki doğru yoldan sapmıştır.” Mumtehine,1

“Onlar sizi bir yakalasalar size düşmanca davranırlar, elleriyle ve dilleriyle size kötülük etmeye çalışırlar ve isterler ki sizler de hakkı inkâr edesiniz.”Mumtehine,2

“ Kıyamet gününde yakınlarınız da çocuklarınız da size asla fayda vermeyecek. Allah aranızda hükmünü verecek. Yapıp ettiklerinizi Allah görmektedir” Mumtehine,3

Hz. Peygamberimiz sav Mekke’nin fetih hazırlığını gizlilik içerisinde yürütüyordu. Ancak, Hâtıb b. Ebî Beltea ücretli bir hanım tutarak Kureyş’i durumdan haberdar etmek istedi. Bu hâdise, Cebrâil as vasıtasıyla Hz. Peygamberimiz sav’e bildirildi. Haberin duyulmasını istemeyen Allah Rasûlü sav, Ali b. Ebî Talib ve Zübeyr b. Avvâm’ı gönderdi ve onlara:

“Hâh bahçesine kadar ilerleyin. Oraya vardığınızda mahfe içinde yolculuk yapan bir kadın bulacaksınız. O kadının yanında bir mektup var. Onu ondan alıp getiriniz.”

Onlar gidip kadını yakaladılar. Ondan mektubu istediler. Fakat o, kendisinde mektup olmadığını söyledi.

Hz. Ali: “Allah Rasûlü sav asla yalan söylemez. Ya bize mektubu verirsin ya da biz senden bir şekilde alacağız” dedi.

Kadın, Hz. Ali’nin kararlılığını görünce saç örgülerinin arasından mektubu çıkardı. Rasûlüllah sav’e getirilen mektupta:

‘‘Hâtıb b. Ebî Beltea’dan Mekkeli birtakım insanlara” diye başlayan yazıda Hz. Peygamberimiz sav’in Mekke’nin fethi için yaptığı hazırlıklar yer almaktaydı.’’

Rasûlüllah sav, Hâtıb’ı çağırtıp: “Ey Hâtıb! Bu ne haldir?’’ diye sordu?

Hâtıb şöyle cevap verdi:

“Ya Rasûlallah! Benim için acele etme. Ben, Kureyş’e andlaşma ile bağlı bir kişiyim. Fakat ben, kureyş’in samimi bir ferdi olmadım. Beraberinizde muhâcirlerden

şu kadar kimseler vardır ki, bunların Mekke’de ailelerini, mallarını koruyacak bir takım akrabaları var, benim ise hiç kimsem yok. Nesebim yönünden olan bu boşluğu Mekkeliler arasında minnettarlık kazanarak doldurmak ve bu suretle ailemi himaye etmek istedim. Yoksa dinimden döndüğüm için böyle bir yola başvurmuş değilim. Ben, Müslüman olduktan sonra kesin olarak küfre razı olmam.”

Hâtıb b. Ebî Beltea bu şekilde özrünü beyan ettikten sonra Rasûlüllah sav: “Hâtıb size karşı doğru söyledi” buyurdu.

Hâtıb’ın yaptığı bu ihaneti bir türlü kabullenemeyen Hz. Ömer:

“Ya Rasûlallah sav! Bana izin ver de şu münafığın boynunu vurayım” dedi. Rasûlüllah sav: “Hâtıb, Bedir savaşına katıldı. Sen bilir misin belki Hz. Allah cc, Bedir savaşına katılanların mücadelelerine şahit olmuştu da: “Ey Bedir’e katılanlar! Bundan böyle ne isterseniz yapın, ben sizleri affettim” buyurmuş olabilir dedi. (Muhammed b. Ömer b. el-Vâkıdî, Kitâbü’l-Meğâzî, Âlemü’l-Kütüb, Beyrut 1984, II, 797-798; Ebû Muhammed Abdülmelik b. Hişâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, thk.: Mustafa es-Sakkâ-İbrihm III-IV, 398-399; Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerîr et-Taberî, Târîhu’l-Ümem ve’l-Mülûk, Dâru’l-Kütübi’l-Ilmiyye, Beyrut 1997, II, 155; Ebu’l-Fidâ el- Hâfız b. Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, Dâru’l-Hadîs, Kahire1994, IV, 278; Hüseyin b. Muhammed b. el-Hasan ed-Diyârbekrî, Târîhu’l-Hamîs fî Ahvâli Enfesi Nefîs, Dâru’l-Kütübi’l-Ilmiyye, Beyrut 2009, II, 471-473)

Hz. Peygamberimiz sav tarafından Mısır’a elçi olarak gönderilmesi, onun böyle bir yanlışı yapmasına mani olmamıştır.

Hatıb b. Ebi Beltea’nın ailesini koruma içgüdüsünün ağır basması, kendisini böyle bir eyleme sevk etmiş, denilmiştir. O, bu hareketini Hz. Peygamberimiz sav’e ve Müslümanlara ihanet amacıyla yapmadığı anlaşılmıştır.

Hz. Peygamberimiz sav’in onun özrünü kabul etmesi bunun göstergesidir.

Ayrıca Allah Rasûlü sav, sahâbenin Hâtıb b. Ebî Beltea’yı kınamalarına müsaade etmemiş, onun geçmişte iyi işler yaptığını ve Hz. Allah’ın kendisini affedebileceğini belirterek ona yanlış gözle bakmamalarını tavsiye etmiştir.

Bu durum Hz. Peygamberimiz sav’in insanı kazanmaya ne kadar önem verdiğini göstermektedir.

Rabbimiz bizlere ve tüm ümmete müminleri sevmeyi nasip eylesin.