Gündem

Hipertansiyon Hastaları Artabilir

Tüm erişkin yaş grubunun yüzde 30-45 arasını ilgilendiren hipertansiyon, tek bir hastalıkta ziyade tüm hayati organları etkileyen ciddi bir sorun.

Bu nedenle hipertansiyonu buzdağının üzerindeki kısmı gibi düşünülmesi gerektiğinin altını çizen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Olcay Özveren, 2015 verilerine göre, hipertansiyonun dünya üzerinde 1.15 milyar kişide görülmekte iken, 2025 yılına kadar bu rakamının 1.5 milyara ulaşacağının tahmin edildiğine dikkat çekti.

Genellikle rutin kan basıncı ölçümleri sırasında fark edilebildiği için de hastanın hekime başvuru nedenleri de, baş ağrısından kulak çınlamasına, sık idrara çıkmaktan bulanık görmeye kadar farklı nedenler olabiliyor. Kardiyovasküler hastalıklar ve böbrek yetmezliğinin hipertansiyonun ortaya çıka sebepleri arasında önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Olcay Özveren, “Sistolik (büyük) kan basıncının >140 mmHg ve diyastolik (küçük) kan basıncının >90 mmHg olarak ölçülmesi ile hipertansiyon tanısını konur” dedi.

60 Yaş Üstü Her 3 Kişiden Biri Hipertansiyon Hastası

Tüm erişkin yaş grubunda (18-75 yaş ) sıklığı yüzde 30-45 olmasına rağmen 60 yaş sonrası bu oran yüzde 60 ve üzerine çıktığı görülüyor.Ülkemizde ise 34 milyon kişi tahmin edilen 20 yaş ve üstü popülasyonda beş milyon erkek ve altı milyon kadın hipertansif hasta olduğu tahmin ediliyor. Bu tahmine göre, tüm erişkin erkeklerin yüzde 30’u, kadınların da yüzde 35’i yüksek tansiyona sahiptir. Sıklık 30-39 yaş grubunda yüzde 19 dolayında iken 50-59 yaş grubunda erkeklerin yarıdan biraz azı, kadınların yarıdan fazlası hipertansiyonludur. Altmış yaşını aşkın bireylerde ise, hipertansiyona her üç kişinin ikisinde rastlanmaktadır.”

Belirtiler

“Baş ağrısı, eforla artan nefes darlığı, tıkanma hissi, göğüs ağrısı, çabuk yorulma, halsizlik, bulanık görme, baş dönmesi, kulak çınlaması ya da uğultu, sık idrara çıkma, bacaklarda şişlik, kalp atışlarında düzensizlik ve burun kanaması gibi şikâyetler hastanın hekime başvurmasına neden olur. Dolayısıyla bu şikâyetlerle başvuran hastalarda hipertansiyon varlığının aranması da zamanında tanı ve tedavi için önek taşır”

TEDAVİ

“İlaç tedavisi tamamen hekim tarafından düzenlenirken yaşam tarzı değişiklikleri tamamen hastanın aktif rol oynadığı tedavi yöntemidir. Yaşam tarzı değişikliklerinin ise şöyle sıralamak mümkün:“Tuz kısıtlanmalı ve potasyum alımının arttırılması gerekir. Artmış potasyum alımının KB düşürücü etkisi artmış sodyum alımıyla doğru orantılıdır. DASH diyeti 4.7 gr/gün potasyum önermektedir. Böbrek fonksiyon bozukluğu olanlarda ve potasyum atılımını bozan ilaçları kullanan hastalar bu konuda dikkatli olunmalı. Alkol tüketiminin azaltılmalı, sigara kesinlikle bırakılmalı ve Akdeniz tarzı diyet beslenmeye tercih edilmeli. Yani, sebze, meyve ağırlıklı, yağ oranı düşük ürünler, balıketi ve doymamış yağ asitlerinden zengin yağların tüketmeye dikkat edilmeli.Fazla kilosu olanlar mutlaka kilo vermeli. Bel çevresinin erkeklerde 94 cm’nin altında, kadınlarda ise 80 cm’nin altında olmalı. Bunu sağlayacak şekilde kilo verilmelidir. Düzenli fiziksel aktivite ise 30 dakika orta-şiddette dinamik aerobik egzersiz (yürüme, bisiklet, yüzme vb.) haftada 5 ila 7 gün yapılması önerilmektedir.”

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu