Hüseyin Yıldırım

Mahmud Sami Hazretleri ks Hayatından bir hatıra…

“ Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin.”Bakara,172

1892 yılında Adana’da dünyaya gelmiştir.Babası  “Ramazanoğulları” dan Mücteba Bey, annesi ise Ümmügülsüm Hanımdır.

Sami Efendi ilk ve orta mektep tahsilini memleketi Adana’da tamamlar. Yüksek tahsil için İstanbul’a gelir. Dâru’l-Fünûn (İstanbul Üniversitesi) Hukuk Fakültesi’nde  tamamlar.

İlgili Makaleler

Sami Efendi, Bayezid meydanında bir Allah dostuyla karşılaşır. Bu zat Sami Efendi’ye, nereli olduğunu, İstanbul’da ne ile meşgul olduğunu sorar. O’da yüksek tahsilini tamamladığını söyler. Bu Allah dostu,

“–Sizi yeni bir tahsile başlatmama müsâade eder misiniz?” der. Onu Koca Mustafa Paşa semtinde bulunan Kelâmî Dergâhı’na götürür. Yolda sohbet ederken Allah dostu, Sami Efendi’ye der ki,

“–Evlâdım! Senin bu zâhirî tahsilin kâfî değil! Sana, kişiyi iki cihan saâdetine götürecek esas tahsili tavsiye edeyim. Bu yeni başlayacağınız irfan mektebinin ilk dersi kimseyi İNCİTMEMEK’tir; son dersi de aslâ İNCİNMEMEK… Yani Hâlık’ın şefkat nazarıyla mahlûkâta bakış tarzı kazanarak -ne hâl olursa olsun- hiç kimseye kırılmamak! Affedebilme olgunluğunun zirvesine erebilmek…”

Dergâhın mürşidi olan, zamanın Meclis-i Meşâyıh Reisi Es‘ad Efendi ks, genç Sami Efendi ile yakinen ilgilenir,

“–Evlâdım! Hastalık nerede ise tedâviye oradan başlamak icâb eder. En mühim uzvumuz kalp’tir… Bu sebeple, zâhirî nâfile ibadetlerden önce kalbimizi ihyâya başlayacağız. Kalp zikrine ehemmiyet vereceğiz!” der. Böylece  Sami Efendi için yeni bir hayat başlar.

Mahmud Sami Efendi Hazretleri hayatında her şeye özen göstermiştir. Helal ve haram gıda konusunda ise çok daha fazla hassas davranmıştır.

 “Kulun duâsına icâbet olunması için ilk şart; helâl lokma ile gönül âlemini ıslâh eylemek, son şart ise ihlâs ve huzûr-i kalptir. Yani Cenâb-ı Hakk’a lâyıkıyla yönelmektir. Eğer ağza konulan lokma helâl değilse, o kimsenin ihlâslı ve huzurlu olması, mâsivâyı terk edip Hakk’a yönelmesi çok zordur.” Buyururlar. M. Sami Ramazanoğlu, Musahabe,8

“Haram lokma kalbi ve kanı bulandırdığı gibi, âzâları da ifsâd eder. Fenâ ameller işletir. Helâl lokma ile beslenen kalp ve cesedden ise sâlih ameller sudûr eder. Tıpkı temiz ve münbit topraktan bereketli mahsul alınıp, çorak ve fenâ topraktan iyi mahsul alınamadığı gibi…”M.Sami Ramazanoğlu, Musahabe, IV,117

“Kazancın helâl yollardan olmasına dikkat etmek lâzım geldiği gibi şüpheli lokmalardan da uzak durmalıdır. Karmakarışık ve rastgele her lokmayı yemekten sakınarak alınan gıdânın tıyb olmasına (mânen temiz ve hoş kokulu, yani helâl olmasına) ehemmiyetle riâyet etmek şarttır.” der

Sami Efendi ks bir defasında bir nişan merâsimine dâvet edilmiş. Damadın yüzüğünün Hazret tarafından takılması taleb edilir. Sâmi Efendi Hazretleri tepsideki yüzüğün altın olduğunu görünce, hiç kimseye bir şey demeden kendi yüzüğünü çıkarıp damadın parmağına takar ve devamla..

“–Bunu bugünün hâtırası olarak kabûl edin, altın yüzüğü de hanımınıza hediye edersiniz!” buyurur. M.Eriş, Mahmud Sami Efendi’den Hatıralar, I,24

Böylece, altından yapılan süs eşyalarının erkeklere yasak olduğunu gâyet nâzik bir üslûpla ve fiilî olarak tâlim etmiş olur.

1957 senesinde yakınları kendilerine Eyüp Sultan’dan kabir yeri almayı teklif ettiklerinde,”herkesi arzusuna bıraksalar biz Cennetü’l-Baki’yi arzu ederiz” buyurmuşlardır. Nihayet,1979 yılında gönlündeki muhabbeti-i Resûlullah sav ateşi onu Belde-i Tâhire’ye hicrete mecbûr eder. Çünkü onun son arzusu Peygamberimiz sav’in şehrinde Hakk’a kavuşmaktır. Nihayet, 10 Cemaziyelevvel 1404 /12 Şubat 1984 Pazar günü saat: 4.30’da Medine’yi Münevvere’ de vefat etmiş ve Cennetü’l-Baki’ye defn edilmiştir.

 

Rabbimiz bizleri O’nun gibi hakikî ümmet eylesin, bir Fatiha ve üç ihlas-ı şerif…..

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu