Köşe YazılarıHüseyin Yıldırım

Bu Ramazan ve İnfâk …

Bu Ramazan ve İnfâk …

Bismillâhihirrahmanirrahim

‘Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça en yüce derece ye (iyiliğe) ulaşamazsınız.”Alî İmran, 92

Hz Peygamberimiz sav Muaz, b. Cebel ra’ı Yemen’e vali olarak gönderirken kendisine zekâtla ilgili olarak şu emri  vermiştir: “Ey Muaz! Onlara bildir ki, Allah Teâlâ kendilerine zekâtı farz kılmıştır. Zekâtı oranın zenginlerinden al, yoksullarına ver.” Buhârî, Zekât, 1, Tevhîd, 1; Ebû Dâvûd, Zekât, 5; Nesâî, Zekât,146.

İlgili Makaleler

Ensar’ın zenginlerinden Ebû Talha ra Nebi sav’e gelerek, Mescid-i Nebevî’nin karşısında çok sevdiği hurma bahçesini bağışlamak istediğini söyledi. Peygamberimiz sav  şöyle buyurdu: İşte kazançlı mal budur, kazançlı mal budur! Bunun mükâfatı cennettir. Ancak buranın gelirini senin akrabaların arasında ihtiyaç sahiplerine taksim etmeni (veya onlara öncelik hakkı vermeni) uygun bulurum.” buyurdu.

Bunun üzerine Ebû Talha ra, bu bahçeyi vakıf haline getirip, gelirini ihtiyaç sahibi olan akrabası ve amcaoğulları arasında bölüştürdü.” Buhârî, Zekât, 42, 44, Tefsîr, 3/5

Hz. Ömer ra, Hz. Osman ra gibi pek çok sahabenin sevdiği mallarını Allah yolunda infak ettikleri bilinmektedir.

Hz Ömer ra Hayber fethinden sonra bir çiftlik edinmiş ve gelirini yoksullar için vakfetmiştir.

Ecdadımız  Osmanlı Devletinde  varlıklı hanımların vakıfları dillere destan olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan, düğününde gelen büyük takı ve hediyeleri ne yapması gerektiğini zamanın şeyhülislâmı Ebûssud Efendiye sormuş, o da bunları çok sevdiyse, yanında mezara götürüp ebedi servet edinmesi için hayır müessesesi yaptırmasını tavsiye etmiştir. Böylece  Üsküdar’da ve Edirne Kapı’da bu takılarla inşâ edilen Mihrimah sultan camii ve külliyeleri yüzyıllardır hala bugün de insanımızın  hizmetindedir.

Yine Bezmiâlem Vâlide sultanın vakfı olan Terkos barajından yüzyıllarca İstanbul’un içme suyunun karşılanması, adına açılan hastanelerde her gelenin tedavi edilebilmesi sadaka-i câriyenin başka bir örneğidir.

Halife Ömer bin Abdülaziz döneminde, zekât verilecek fakir bulunamadığı için, zekât hazinesinde biriken nakit para ve mallardan; temel ihtiyaçlarında eksiklik bulunun işçi ve memurlara ev, ev eşyası ve binit edinmeleri için destek sağlanması karara bağlanmıştır. Çünkü onlar bu temel ihtiyaçlardaki eksiklik sebebiyle, zekât verilecek sekiz sınıftan birisi olan “borçlular (gârimûn)” sınıfından sayılmıştır.

Fakat, bu Ramazan-ı Şerif de tüm gayretimizi ve zekât, infâk gücümüz yettiği kadar Gazze de ki kardeşlerimize ulaştırmak daha hayırlı olur diye düşünüyoruz.

Rabbimiz bizleri ve tüm inananları bu seneye özel Gazze için infâk ehli eylesin…

Kur’an-ı Kerim’de  Oruç

Hüseyin Yıldırım

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu