Köşe Yazıları

MEKTUPLAŞMA KÜLTÜRÜ

Haydi edebî mektuplar arasına yolcu olalım da bir örnek paylaşalım:

 

 

İlgili Makaleler

16 Ağustos 1951

 

     “Ey Benim İki Dünyâda da Evlâdım Olan Yavrum!

 

     Ne diyeyim ben sana? Ne diyeyim ki, Efendimin, kalbine verdiği ilham ile vücûda getirdiğin o irfan ve zarâfet şaheseri, gönlümü gözümü hayran bıraktı. Var ol, aziz ol, şerîf (şerefli, kutsal, mübârek) ol!

     Sen, o sultanın, dünyânın bir bucağında uyandırmış olduğu meşalesin. Dilerim gün günden nûrun ziyâde olsun.  ………………………..”

 

 

( “MEKTUPLAR – 1”, SÂMİHA AYVERDİ – BELKIS DENGİZ. Sayfa Numarası: 54, KUBBEALTI NEŞRİYAT,  1.Baskı – Ekim 2015 )

 

Mektup deyince Türk Edebiyatı’nın çok değerli bir yazarı olan Sâmiha Ayverdi Hanımefendi aklıma esiverdi. Kendini çok iyi yetiştiren, döneminin koşullarına göre yüksek tahsil ve ilim sahibi olan, bir kız çocuğu olarak yokluk yıllarına rağmen azimle hayata tutunan bir kadın yazarımızın satırlarına sizleri yolcu ederek kalemiyle tanıştırmak istedim. Ayverdi’nin manevî kızı Belkıs Hanımla olan mektuplaşmaları, eski dildeki Osmanlıca kelimelerin günümüz Türkçesi ile bizlere ulaşması muhteşem bir hediyedir. 2019 yılı Edremit Halk Eğitimi Merkezi (EHEM) yaz kursları dönemimde usta öğretici olarak üç ay ders verdiğim Balıkesir’in körfez şehri olan güzel Edremit’te ulaştım bu nadide kitaba. Hepinizin okumasını tavsiye ederim. “Mektuplar” kitabının devamı olan ve başka değerli isimlerle mektuplaşmayı içeren serisi de var, bilginiz olsun. Gittiğim her şehrin kütüphanesine ulaşan, oralardaki kitaplarla kaynaşan biriyimdir. O güzel zeytin ilçesinin de halk kütüphanesinde bu mektup türündeki edebî eserle tanışma lütfuna ermiştim.

Güzeldir kitaplar lâkin doğru kitapla tanışmışsak güzeldir. Faydasız ilimden, boş işlerden, cahil insanlardan uzak durmak gerek. Kitap konusunda da arkadaş seçer gibi seçici olmalıdır bir insan. Az insan, az eşya, bol bilgi ve çok kitapla çoğalıverir mutluluk. Mektuplaşma kültürü 2000’li yıllarda da devam etmeli ve yaşamalı, yaşatılmalı şahsımca. Silâh gelince mertlik bozulduğu gibi internet gelince de dostluklar yavanlaştı. Yavan, yapay kelimelerin yapmacık kurbanı oldu yalancı gülüşler. Öğrencilik yıllarımdan bu yana birine minnacık bir hediye dahi etsem içine koyduğum güzel bir notla, mektupla arkadaşlıklarımı pekiştiren biriyimdir. Seçici olmak gerek arkadaş ve hediye konusunda bile. Aldığım hediyeyi açmayan, önemsemeyen, mektubumu okumayan, iki satır da olsa dönüş yapmayan, teşekkürünü esirgeyen, beni unutan insanlarla sadece merhabalaşma kültürüm kalır. O da insan olduğu için, büyüklük bende kalsın diye saygı duyduğumdandır. Mektuplaşma kültürü apayrı bir kültürdür. Kapınıza ulaşan, sizin isminiz yazılarak gelen bir mektupta uçuşan sözler mutluluk verir. Pulsuz mektuba bile razı olur insan. Eskiden pul koleksiyonu yapılırdı, şimdi o tatlı koleksiyon sevinci de rafa kalktı. Aynı anda, aynı mesajı yüzlerce insana kopyala-yapıştır yöntemiyle ulaştırır olduk. Yapaylaştı duygular, sanal âleme konuk oldu arkadaşlık istekleri.

 

Mektuplaşmanın da bir kültürü, adabı vardır. Yıllardır görüşmediğiniz bir dostunuzdan, asker arkadaşınızdan, üniversite arkadaşlarınızdan, ailenizden gelen edebî ve içten bir mektup nasıl da yüzünüzü neşeye büründürür. Mektup yazalım, yazışalım, güzel Türkçemize sahip çıkalım ki iki satır yazmaktan aciz kalmayalım. Yeni nesli de güzel duygulara yolcu etmek gerek. Dostluk cevherinden nasiplenip kanatlanmalı anılar. Sizin de mektuplaşacak bir dostunuz olsun, anılarınız unutulmadan sıcağı sıcağına kâğıtlarda ölümsüzleşsin. Bir gün ansızın posta güvercini kapınıza dostça bir mektup bıraksın ki o özel duyguyu tam vaktinde tadın. Mektup tadında günler diliyorum. Hoşlukla kalın, sakın ha mektupsuz kalmayın.

 

 

 

 

ELİF YAVAŞ

 

TARİH = 29 Ekim 2019 – Salı,              SAAT: 20.00

 

Cumhuriyet Bayramı Akşamı

 ( Balıkesir’de Havai Fişek Eşliğinde Bayram Kutlaması Yapıldı. )

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu