“Ben Geliyorum!” Diyen Tehlike – Çölleşme Ve Bile Bile Lades!
“Ben Geliyorum!” Diyen Tehlike – Çölleşme Ve Bile Bile Lades!
17 Haziran “Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü”
17 Haziran 2019 tarihinde Ankara’da kutlandı. “Toprağımız için el ele” temasıyla kutlanan bu önemli farkındalık günü tüm ülkede “Arazi bozulumu” başlığında; iklim değişiklikleri ve insan etkileri/aktiviteleri sebebiyle meydana gelen bir sonuç olarak lanse edildi.
Çölleşme, iklim değişikliğinin tetiklediği bir olay olarak karşımıza çıkmaktadır. Çölleşmeye tarımsal aktivitelerin etkisi tarafından bakacak olursak; anız yakılması sonucu toprağın canlılığının yitirilmesi, toprakta aşırı ve gereksiz gübre kullanımından kaynaklı olarak elementlerin birikimleri, yanlış toprak işleme teknikleri sebebiyle toprağın gereğinden fazla yorulması gibi çok önemli tetikleyicilerin baş rol oynadığını görürüz.
Tarım ve Orman Bakanlığımız bünyesinde kurulmuş olan Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü’nün Çölleşme/Arazi tahribatı ve Kuraklıkla Mücadele Raporuna göre dünyada çölleşme (mevcut çöl değil verimli veya orta verimli tarım topraklarının) yaklaşık 2,3 milyon insanı etkilediği, ülkemizin ise genel olarak kurak bir ülke statüsünde olmasından dolayı çölleşmeye hassas olduğu belirtilmektedir.
Çölleşmeden dolayı üzerinde tarım yapılan toprakların tarım yapılamaz hale gelmesi: insanların gıda üretememesine, gıda bulamamasına, kıtlığa ve nihayetinde çölleşmeden kaynaklı olarak başka yaşam alanlarına göç etmelerine sebep olmaktadır. Bu da sosyal, ekonomik, sosyal ve çevresel sonuçlara sebep olmaktadır ve bu sonuçlar azımsanmayacak kadar önemlidir.
Doğal kaynaklarımızın geri dönüşü olmayacak şekilde, hiç bitmeyecekmiş gibi ve hunharca kullanılması; kendimize, insanlığımıza, gelecek neslimize ve başka yaşam haklarına ihanettir. Elimizin altındaki kaynaklarımızın farkında olarak; sahip olduğumuz kaynaklarımızı korumak, herkes kendi kapısının önünü süpürsün misali birey olarak üzerimize düşen vazifedir.
Zor değil. Unutmayalım toprak canlıdır. Gereksiz ve yanlış toprak işlemeyelim-toprak canlılığını öldürmeyelim, gereksiz ve fazla gübre kullanmayalım-toprağımızın ihtiyacını verelim, gereksiz ve fazla sulama yapmayalım-suyumuzu iyi kullanalım.
Toprak olmadan ve su olmadan Kimi? Nasıl? Ne kadar? Besleyebiliriz ve biz ne kadar yaşayabiliriz?
