Köşe Yazıları

Beni Nadir Yahudileri. ..

Bismillâhirrahmanirrahim

“O, kitap ehlinden inkâr edenleri ilk toplu sürgünde yurtlarından çıkarandır. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah’tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah’ın emri onlara ummadıkları yerden geldi. O, yüreklerine korku düşürdü. Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem de mü’minlerin elleriyle yıkıyorlardı. Ey basiret sahipleri, ibret alın.”Haşr, 2

“Onların mallarından Allah’ın, savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar için siz, at ya da deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini, dilediği kimselerin üzerine salıp onlara üstün kılar. Allah’ın her şeye hakkıyla gücü yeter.”Haşr, 6

Benî Nadîr, hicretten önce Evs ve Hazrec arasında meydana gelen Buâs Savaşı’nda Benî Kurayza ile birlikte Evs kabilesinin  yanında yer almıştır.   Benî Kaynukā‘ın yardım ettiği Hazrec’in yenilgiye uğratılmasına sebeb olmuşlardır.  O dönemde kendi aralarındaki mücadelede de Benî Nadîr diğer yahudi kabilelerine üstünlüğünü kabul ettirmiştir. Benî Nadîr’den bir kişi onlardan birini öldürdüğünde yarım diyet verirken onlar tam diyet ödüyorlardı.

Hicretten sonra Medine anlaşması ile Evs kabilesinin müttefiki olarak katılan Benî Nadîr Medine’de  Benî Hatme Mezarlığı civarında oturan  yahudiler arasında en kalabalık yahudi kabilesiydi .

Benî Nadîr’in Medine’den sürülmesiyle  ilgili iki ayrı rivayet vardır. Bir rivayete  göre, Temmuz 625 de meydana gelen Bi’rimaûne hadisesinde yetmiş İslâm davetçisinin tuzağa düşürülüp Kılıçtan geçirilmesi esnasında kurtulanlardan Amr b. Ümeyye ed-Damrî, olayı Resûl-i Ekrem sav’e haber vermek üzere Medine’ye dönerken yolda kendilerine saldıranlardan olduklarını zannettiği Benî Âmir kabilesinden iki yeni müslümanı öldürmüştür. Böylece  maktullerin diyetlerinin ödenebilmesi için Hz. Peygamberimiz sav bir grup sahâbîyle birlikte Nadîroğulları’na giderek aralarında mevcut anlaşma gereği diyete iştirak etmelerini istemiştir. Beni Nadir Yahudileri ise bir  duvarın dibine oturup beklemeye başlayan Hz. Peygamberimiz sav’in üzerine büyük bir taş yuvarlayarak onu öldürmeye çalışmışlardır. (Taberi, Tefsir,VIII,225-227)

Diğer rivayette ise Resûl-i Ekrem sav’i öldürmeleri konusunda Mekkeli Kureyş’ten aldıkları teklif üzerine Peygamberimiz sav’e  bir mektup yazarak İslâm’ı kabul etmeleri için üç arkadaşıyla birlikte gelip kendilerinin çıkaracağı üç hahamla tartışmasını istemişler ve üç haham yerine bir suikast ekibi hazırlamışlardır. Her iki rivayete göre de Hz. Peygamberimiz sav, Benî Nadîr yahudilerinin kendisini öldürmeye teşebbüs ettiklerini öğrenmiş ve onlara haber göndererek on gün içinde Medine’yi terketmelerini, aksi halde yakalananların öldürüleceğini bildirmiştir. Yahudiler, önce şehri terketmek için hazırlıklara başladılarsa da Abdullah b. Übey b. Selûl’ün kendilerine 2000 adamıyla yardım edeceği, ayrıca Benî Kurayza ve Benî Gatafân’ dan da destek geleceği haberini göndermesi üzerine yerlerinden çıkmayacaklarını ve savaşa hazır olduklarını söylemişlerdir

Savaş hazırlıklarını tamamlayıp ağustos 625 de yola çıkan Hz. Peygamberimiz sav önce Benî Kurayza’nın üzerine giderek onlarla bir tarafsızlık antlaşması yaptı. Ardından Benî Nadîr’in oturduğu yeri kuşattı. On beş gün sonra kuşatmanın şiddetinden bunalan Benî Nadîr yahudileri, bekledikleri yardım da gelmeyince develerinin yüklenebildiği kadar yükle Medine’den ayrılma talebinde bulundular. Taleplerinin kabul edilmesi üzerine bir kısmı 600 deve yükü ile Suriye ve Ezriât’a, daha az sayıdaki bir kısmı da Hayber’e gidip yerleştiler.

Benî Nadîr yahudilerinin geride bıraktığı mallar, bölgeden sürülmelerinin ardından nâzil olan Haşr sûresinin 6-10. âyetleriyle fey statüsüne tâbi tutularak Resûl-i Ekrem sav’e tahsis edildi.

Daha sonra ise Hz. Ömer ra halife olduğunda Hayber deki Beni Nadir  yahudileri, ensardan Muzahhir b. Râfi‘i öldürdükleri ve Hz. Ömer ra’in  oğlu Abdullah’ı uyurken damdan atıp ellerinin kırılmasına sebep oldukları için Suriye bölgesinde bir yere sürülmüşlerdir. (Mustafa Fayda,  Hz. Ömer Zamanında Gayr-ı Müslimler, İstanbul 1989, 183-187)

Rabbimiz bizlere ve tüm inananlara Hz. Peygamberimiz sav gibi davranmayı nasip eylesin

Kaynuka Yahudileri…

Dr. Hüseyin Yıldırım

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu