Bu Üzücü Tablo Bağıra Bağıra Geldi
Bu Üzücü Tablo Bağıra Bağıra Geldi
Covid-19 illetinin bu gün neden olduğu feci tablo adeta “ben geliyorum” diye bağıra bağıra geldi. Okurlarımız bu köşeden, önce rehavet uyarılarını içeren 5 Ağustos’ta ki (https://gazetemerhaba.com/bu-rehavetin-sonu-buyuk-tehlike/) ve durumun artan ciddiyetini vurgulayan 7 Kasımda ki (https://gazetemerhaba.com/uc-ay-once-uyarmis-ve-hatta-yalvarmisim/) köşe yazılarımı okumuştur.
***
Aslında bu öngörüde bulunan sadece biz değildik. Özellikle başta Balıkesir Valisi Hasan Şıldak olmak üzere, Sağlık camiasından uzmanlar neredeyse her gün, bizimde gönderme yapıp uyarıda bulunduğumuz rehavet konusunda mesajlar verdiler. Sadece Mesajla da yetinmediler, bizzat denetlemelere katıldılar, farkındalık yaratmak adına alınan tedbirleri duyurmak için, takdire şayan bir gayret sarf ettiler.
Ancak Merhaba Gazetesi olarak, Aralıksız olarak verdiğimiz günlük yeni vaka sayıları ile Covid-19 konusunda Balıkesir’de yaşanan gelişmeleri hep gündemde tuttuk. Sağlık Bakanlığının tabloda tekrar günlük vaka sayılarını açıklamaya başlaması ile Merhaba gazetesi olarak, itibar ederek paylaştığımız rakamların, gazetemize duyulan güveni perçinlediğini, okurlarımızın ve takipçilerimizin bunu fark ettiklerini gösteren yorumları kendi adımıza sevinç veren bir durum olsa da, hala bu tehdide inanmayanların olduğuna şahit olmak bir o kadar üzücü oldu.
***
Çok yakından takip ettiğim için, Devlet kurumlarının üstüne düşen her görevi eksiksiz ve fazlası ile yerine getirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Her ne kadar cezai yaptırım kısmında oy kaybı nedeni ile görünmekten kaçınsalar da, siyasetçilerinde hassasiyet gösterdiğini yine aynı rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak ne var ki, bu gün geldiğimiz noktada, gazeteci olarak birinci görevim olan ve menfaatleri adına hareket ettiğim toplumumuz, maalesef Pandemi ve Tedbirlere uyma konusunda sınıfta kaldı.
***
Hem öyle 10 üzerinden 4 alarak değil, 3 alarak değil, özellikle bilime inanmayan ve “bu da grip hastalığı kadar etkiliyor” diyen cehalet nedeni ile sıfırı çekerek sınıfta kaldı. Öyle 100 kişiden üçü beşi olsa böyle düşünmeyeceğim. Neredeyse toplumumuzun 3’te biri, üstelik okumuş-okumamış her gruptan insanın oluşturduğu kesim salgın tehdidine inanmadı.
***
Ekonomik değil, geçim kaynağı yüzünden salgını yok sayma psikolojisi hoş görülebilir belki, ama geçim sıkıntısının dahi “yaşam söz konusu olduğunda” geçerli bir olgu olduğunu kabul etmeyen nefis ve hırsa, bu günlerde Covid-19 kaynaklı can kayıplarından sonra, nasıl hoşgörü ile bakabileceğiz?
***
Bilimin, Devletin, Uzmanların bağıra bağıra DİKKAT uyarılarını yok sayan, “oy korona korona” istihzası ile karşılayan zihniyetin mal olduğu tablo ortada. Ha, bir de devlet madem gevşetmeseydi serzenişinde bulunanlar da var. Eh onlar zaten bana göre kendinden aciz ve iflah olmayan tipler.
***
Ki bunu ifade eden her kese “ kardeşim devlet, bu konuda tam uzmanlık sahibi olan kişilerden oluşmuş bir kurulun önerileri ve belirlediği tedbirler çerçevesinde, vatandaşının menfaati doğrultusunda Kontrollü Sosyal Hayata geçti. Bunun nesi gevşeklik? Yani sen kişisel hiçbir tedbiri almayarak toplumsal bir bulaşa neden olacak ve sonra da ‘devlet neden gevşetti’ diyeceksin” şeklinde çıkışıyorum.
***
Şimdi 7 Kasımda köşemde belirttiğim “Zira bu gün ciddi ve üzücü olan bu tablonun da daha kötüsü var ve o kötü duruma bir tık yakınız artık” şeklinde ki üzücü tabloyu yaşıyoruz. Hem yeni vaka sayıları, hem hasta sayıları, hem ağır hasta sayıları, hem de can kayıpları tahammül edilemez boyutlara geldi. Doğal olarak ta ekonomik, sosyal hayatımızı zorlayıcı hale getiren kısıtlamalar geldi.
Bu gün yaşanan tablo kötü, ama sakın daha da kötüsü olmaz diye düşünmeyin. Şayet bu gün zorunlu olarak getirilen son kısıtlamalara ve alınan tedbirlere dikkat edilmezse, Allah korusun ama daha kötüsü ve daha, çok daha sert kısıtlamalar yolda haberiniz olsun.
MASKE-MESAFE –HİJYEN ile sağlıklı kalın…
