GündemKöşe Yazıları

CEHALETİN BEDELİ: KEDİLERİN İNTİKAMI VE PİAGET’İN ÖĞRETİLERİ

Tarihin tozlu sayfalarında dolaşırken, cehaletin insanlığa ne denli büyük bedeller ödettiğine dair acı dolu hikayelerle karşılaşırız.

 

CEHALETİN BEDELİ: KEDİLERİN İNTİKAMI VE PİAGET’İN ÖĞRETİLERİ

Cehaleti̇n Bedeli̇: Kedi̇leri̇n İnti̇kami Ve Pi̇aget'İn Öğreti̇leri̇

Sevgili Okurlar,

 

Tarihin tozlu sayfalarında dolaşırken, cehaletin insanlığa ne denli büyük bedeller ödettiğine dair acı dolu hikayelerle karşılaşırız. Bunlardan biride 13. yüzyılda Papa Gregory’nin kedilere yönelik verdiği şeytani fetva, bu fetva tam bir felakete dönüşerek Avrupa’ya veba salgınını getirdi. Bu trajik olay, cehaletin, milyonlarca insanın hayatına mal olabilecek büyük bir tehlike arz ettiğini bir kez daha göstermiştir. Bu hikâyenin ardında yatan acı gerçeklere ışık tutarken, aynı zamanda Jean Piaget’in bilişsel gelişim teorileriyle de bu cehaletin izlerini sürmek istiyorum.

 

  1. yüzyılın karanlık günlerinde, Papa Gregory’nin kedilere dair yanlış inançları ve cehaleti bir fetva haline getirmesi, kedilere karşı kitlesel bir katliamı tetikledi. Ancak bu olayın düşündüğünden çok daha büyük bir felakete yol açacağını kimse tahmin edemedi. Kedilerin ortadan kaldırılmasıyla, farelerin nüfusu kontrolsüz bir şekilde arttı. Doğanın dengesi bozulduğunda, veba salgını hızla yayıldı ve Avrupa’yı kara bir ölüm bulutu sardı.

Jean Piaget’in bilişsel gelişim teorileri, çocukların dünyayı anlama süreçlerini açıklar. Ancak bu teoriler sadece çocukları değil, aynı zamanda toplumları da kapsar. Cehalet, bireylerin ve toplumların bilgi edinme süreçlerindeki eksiklik ve yanlış yönlendirmelerle ortaya çıkabilir. Papa Gregory’nin kararı, toplumun bilişsel uyumsuzluğuna işaret eder; yanlış inançlar, bilgi yapılarını etkiler ve doğru çıkarımlar yapma yeteneğini zayıflatır.

 

Cehaletin yarattığı bu felaket, Piaget’in vurguladığı gibi, toplumların doğru bilgiye ulaşma ve bu bilgiyi etkili bir şekilde kullanma ihtiyacını ön plana çıkarır. Çocukların dünyayı anlamak için yaşadıkları evreler gibi, toplumlar da zaman içinde bilgi edinme konusunda evrim geçirir. Ancak bu evrim, doğru bilgilerle beslenmediği sürece, cehaletin karanlık gölgesini üzerine çekebilir.

 

Günümüzde, bilgiye ulaşma ve doğru değerlendirme yetenekleri, toplumların aydınlık bir geleceğe yürümesinde kritik bir rol oynar. Cehaletin bedeli ağır olabilir; bu nedenle, bilgeliği, anlayışı ve doğru bilgiyi benimsemek, insanlığı gelecekteki felaketlerden koruyabilir.

Belki de tarih, cehaletin karanlık gölgesini hatırlatırken, bilgi ve anlayışın ışığında aydınlanmanın ne kadar kıymetli olduğunu bizlere öğretiyor. Geçmişten ders çıkarmak, bugünü daha bilinçli yaşamak ve geleceği daha güvenli inşa etmek için, bilgelikle dolu bir zihniyetle yol almamız gerektiğini hatırlamalıyız. Çünkü gerçek zekâ, doğru bilgiye ulaşma ve onu doğru şekilde kullanma yeteneğindedir. İnsanlığın yolu, aydınlık yarınlara ancak böylece açılacaktır.

 

Saygılarımla,

Hülya AYDIN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu