GündemKöşe Yazıları

Çocukluk Ruhuna Tutunmak

Çocukluk Ruhuna Tutunmak

 

Aslında travmalarla doludur bir çocuğun ruhu ve bu nedenle de ruhsal iyileşmeler için özellikle durulur üzerinde. Ancak her ne kadar yaralı olsa da bir çocuğun ruhu, çabuk unutur ve bulunduğu andan keyif almak ister. Mesela kırgınlıklarına rağmen ısrarla güvenmek ister ve gülümser hayata yine de parlayan gözleriyle.

Zaman geçer çocuk büyür. Büyürken çocuk ruhunu kaybetmemiş olanlar, hayatın ağır yükünden, mutsuz olayların çaresizliğinden ve bazen de altında ezildiği sorumluluklarından kaçıp, tutunmak ister o içindeki mucize çocuğa. Belki de hayata tutunmayı motive eden en doğal güçtür o.

Elbette çocuk ruhlu olmak, yetişkinliğin gereği olan olgunlaşmayı göz ardı etmek ve çocukça davranmak anlamına gelmiyor. Tıpkı samimiyetle laubalilik arasındaki ince çizgi gibi bir ayırımın olduğu bilinci ile yaşatmak gerekir onu. “İçimdeki çocuk” bahanesi ile her türlü şımarıklığın hoş görülmesini beklemekten öte bir yaşam felsefesidir çocuk ruhunu yaşamak.

Zira yaşam süreci içinde rüzgârın savurduğu yapraklar misali, her gün bir yenisi eklenen sorunlarımızın üstesinden gelebilmek için çocuk ruhumuza tutunduk.  Kirlenen dünyada hala saf kalabilen, yıkılan umutlara rağmen hayaller kurabilen, yiten sevinçlere inat olmadık şeylere gülen, sabırla ayakta kalmaya direnen ve bizi güçlü kılan ruhumuza tutunduk.

Çünkü çocuklar; özgürlük, barış, eşitlik, adalet, sevgi, saygı, hoşgörü, huzur gibi kavramların yaşanılacağı ve yaşatılacağı, kahkaha seslerinin sonsuzluğa ulaşacağı bir dünya istiyor…

 

Demet TOK

Köşe Yazarı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu