Çamur At, İzi Kalsın

Psikolog Çisem Özkan

Psikolog Çisem Özkan

Tüm Yazıları

Çamur At, İzi Kalsın

Balıkesir’de yine klasik bir senaryo sahnede: AKP İl Başkanı, mikrofonu eline alıp CHP Büyükşehir Belediyesi’ni hedefe koyuyor. Gündem: bitmeyen dere ıslah çalışmaları. Suçlu? Elbette CHP’li belediye! Ne de olsa gerçekleri anlatmak yerine algı yaratmak, siyasi geleneğin artık ezberlenmiş bir parçası.

Ama durun ! Şu “bitmeyen” çalışmaların sorumluluğu aslında kimde? Devlet Su İşleri (DSİ) yani merkezi hükümetin bir kurumu, yani AKP’nin doğrudan sorumluluğunda olan bir yapı. Yani aynı siyasi kadronun yıllardır yönettiği bir kurum.

Gerçek şu ki; dere ıslahı gibi dev altyapı projeleri belediyelerin değil, DSİ’nin görev alanında. Belediyeler, DSİ’nin belirlediği planlara ve izinlere göre sadece çevre düzenlemeleri yapabilir. Ancak işler gecikti mi? Vay haline belediyenin. Hemen topu karşı tarafa at, üstüne de biraz çamur serp. Belki biri inanır.

İşte tam da burada devreye giriyor siyasetimizin meşhur taktiği: “Çamur at, izi kalsın.”

Bugün dere, yarın kaldırım, öbür gün çöp… Yeter ki seçmen unutsun kimin asli görevini yerine getirmediğini. Gerçekleri bilen birkaç kişi çıkıp “Ama bu DSİ’nin işi” dese de sesleri, köpürtülen algı dalgasında boğulup gidiyor.

Oysa vatandaş artık bu ezberi görüyor. Kimin çalıştığını, kimin sadece konuştuğunu fark ediyor. Göstermelik açıklamalarla, eksik bilgilerle yapılan siyaset artık insanları tatmin etmiyor.

Eğer gerçekten bir şeyler yapılmak isteniyorsa, partiler arası rekabet değil, kurumlar arası işbirliği gerekiyor. Dere ıslahı da, şehir planlaması da bu işbirliğiyle mümkün.

Ama kim uğraşacak değil mi? Çamur atmak varken…Neyse gelelim bu çamur atma psikolojisinin nedenlerine…Bir psikolog olarak bu konuya da değinmezsem içim rahat etmeyecek !

Çamur Atma Psikolojisi: Suçlu Aramak mı, Kendini Aklamak mı?

Bir insan neden çamur atar? Gerçekten inanmadığı bir suçu karşısındakine neden yakıştırır? Bu sorunun psikolojide oldukça net cevapları var. Ve çoğu zaman bu cevapların özeti şu: Kendini koruma, yetersizlik hissini bastırma ve kontrolü kaybettiğini gizleme.

Projeksiyon (Yansıtma):

Freud’un savunma mekanizmalarından biri olan yansıtma, bireyin kendi kabul edemediği kusurlarını veya zayıflıklarını başkalarına atfetmesidir. Yani kişi aslında kendi beceriksizliğini ya da ihmalkârlığını başkasına yükleyerek rahatlamaya çalışır.

“Ben yapamadım ama kimse bilmesin. O yaptı desinler.”

Algı Yönetimi ve Manipülasyon:

Özellikle siyasette sıkça kullanılan bir taktiktir. Gerçek sorumluluğu gizleyip alternatif bir hikâye yazmak… Çünkü insanlar çoğu zaman ilk duyduklarına inanır, düzeltmeyi duymayabilir. Bu nedenle “çamur atmak”, hem gündemi belirlemek hem de dikkat dağıtmak için güçlü ama etik dışı bir stratejidir.

Kendilik Değeri ile Başa Çıkma:

Bazı bireyler ve kurumlar, başarısızlıkla yüzleşmek yerine dış tehditler yaratarak benlik değerlerini korumaya çalışır.

“Ben değilim, onlar yüzünden.”

Bu tür bir söylem, bireyin ya da bir grubun sorumluluk alma kapasitesinin düşüklüğünü gösterir. Çünkü gerçek güçlüler öz eleştiri yapabilir; çamur atanlar değil.

Toplumsal Belleği Şekillendirme İsteği:

Çamur atmanın uzun vadeli bir amacı da vardır: Kolektif hafızayı lekelemek. Bir kişiye ya da kuruma tekrar tekrar aynı suçlama yöneltilirse, zamanla bu kişi hakkında önyargılar oluşabilir. Bu da “algı gerçekliğin önüne geçer” dediğimiz durumu doğurur.

İşte bu yüzden, çamur atmak sadece bireysel bir savunma değil, aynı zamanda bir toplumsal manipülasyon aracıdır.

Manipüle olmaya izin vermediğimiz günlere niyetle !

siyaset