GündemKöşe Yazıları

GİZEMLİ İNSUYU MAĞARASI

Hayatım boyunca mağara gezmeyi sevmişimdir. Mağaraların turizme açılmasına her ne kadar karşı olsam da daha öncede defalarca geldiğim İnsuyu Mağarasına bu kez eşimle bir ziyarette bulunmak istedim.

İnsuyu Mağarası’nın her metrekaresini karış karış iyi biliyorum. Daha önce buraya çocukluğumda ailemin getirdiğini hatırlıyorum. Ama ben mağara’nın her köşesini 2005 yılında Kanal 7 için çektiğim “Mağara” isimli bir film sayesinde tanıdım. O yıllarda İstanbul’da hem oyunculuk hem de yönetmenlik yaptığım dönemlerde yapımcıdan, filmin büyük bir kısmının mağara içinde çekileceği bir film teklifi aldım. Filmde görevim yardımcı yönetmenlik ve oyunculuk olacaktı. Filmin bir kısmını Behramkale’nin taş sokaklarında çektikten sonra Burdur’da filmi “İnsuyu Mağarası”nda tamamlayacaktık. Film “Roma İmparatorluğu döneminde, üç Romalı olan Numa, Maro ve Linus’un çıktıkları yolculuğu anlatıyor. Yağmur sebebiyle bu üçlü bir mağaraya sığınıyorlar.

Girdikleri mağara içinde, buldukları küpten çıkan altınları paylaşmada anlaşmazlığa düşen üç Romalı, kıyasıya bir tartışmaya giriyorlar. Tam bu sırada yaşanan deprem sonrası altın dolu küp bir yarıktan aşağı düşüyor ve büyük bir kaya kütlesi de mağaranın ağzını tamamen kapatıyor. Kaya tarafından çıkışı kapanan mağarada mahsur kalan Romalılar, buradan kurtulmanın yollarını aramaya başlıyorlar.” Filmin büyük kısmı mağara içinde geçince çekimler mağaranın ziyaret saatlerinin dışında sabaha kadar sürecek şekilde yapılıyor. İşte o dönemlerde yaklaşık 10 gün boyunca her gün akşam üzeri saat 5 den sabahın ilk ışıklarına kadar mağaranın her köşesinde bir anım var. Şimdi gelelim bu harika, kesinlikle görülmesi gereken mağaranın hikayesine…

İnsuyu Mağarası Burdur’a 13 km uzaklıktaki Çatalağıl köyünde yol kenarında bulunuyor. Bu mağara turizme 1966 yılında açılan ilk mağara ve giderek her geçen yıl daha da zarar görüyor. Bu gittiğimizde neredeyse içinde hiç su kalmamıştı. Ama bu mağaranın özelliği içinde büyüklü küçüklü derin göllerin bulunması. Mağaranın toplam uzunluğu 597 metre ve yatay ilerleyen bir mağara. Mağaranın içinde tam 9 gölet bulunuyor. Ama son gördüğümde artık bu göletlerin hiç birinin içinde su bulunmadığına şahit oldum. Mağaranın girişinde ki karbonatlı maden suyu kaynağından çıkan suyun mağaranın içindeki su ile karışması, bu mağaranın hidrolojik kaynak olarak da bilinen farklı bir özelliği olmasını sağlıyor. Bu suyun şeker hastalarına ve mide rahatsızlıklarına iyi geldiği söyleniyor.

Mağaranın içinde onlarca ucu açık ufak tüneller var. Bu bölgelere ziyaretçiler alınmıyor. Yapılan araştırmalara göre ziyaretçilere açık ve keşfedilen bölümlerin dışında halen mağara içinde gizli kalmış bir çok bölüm olduğu söyleniyor.

Sarkıt ve dikitlerin harika bir görsellik oluşturduğu İnsuyu Mağarası’nın oluşumu binlerce yıl geçmişe gidiyor. Bu denli muazzam bir doğa harikası varlığı ile ister istemez efsanelere konu oluyor. Mağaranın girişinde de efsanenin yazılı olduğu bir tabelaya rastlayabilirsiniz.

Efsaneye göre Sagalassos kentinin kralı olan Severianus’un bir kızı varmış. Kralın isteği ile kızı Asume, soylu bir ailenin oğluyla evlendiriliyor. Fakat çiftler anlaşamıyorlar. Kral bu duruma hem üzülüyor hem de çok kızıyor. Çifti cezalandırmaya karar veriyor. Bunun üzerine adamlarına, çifti İnsuyu Mağarası’nın en ücra köşesinde ölüme terk etmelerinin emrini vermiş. Olayın ardından günler geçiyor. Kızı ve damadı mağaradaki şifalı suyu içtiği için hayatta kalıyorlar. Garip bir şekilde de birbirlerine aşık olmaya başlıyorlar. Birbirlerine olan sevgileri bir ışık doğuruyor ve bu sayede mağaranın çıkış kapısını bulabiliyorlar. Rivayete göre o günden sonra mağarayı ziyaret eden çiftler, bir yastıkta kocayıp, hiç bir zaman ayrılmazlarmış.

Yazımın başında da dediğim gibi tercihim her zaman turizme kapalı olan mağaraları gezmek olmuştur. Henüz daha keşfedilmemiş sürprizlerle dolu mağaralar benim için apayrı bir keyif. Ama bu bölgede yer alan bu ilginç mağarayı görmenizi tavsiye ederim. Şair Mustafa Ceylan bir şiiri ile anlatmış bu mağaradaki gözlemlerini ve duygularını. Yazımı onun bu güzel şiiri ile bitirmek istiyorum. Sevgilerimle…
Ülkemin en büyük yer altı gölü,dağ içinde şehir gizli burada.

Şifalı sularıyla hayat kaynağı için için kaynayan nehir gizli burada…
Burada yâr burada.
Gel, bekle, nefeslen ey can, yeraltı sarayında hayat bul, konakla…
On milyon yıl öncesinden bir öyküdür,söylenir ağızdan ağıza, kulaktan kulağa.
Akar efsunkâr şırıltılarla,akar dilden dile.
On milyon bu kadar yıldır ‘Dilek Gölü’ dilek tutar sevdaya…

Derler ki:
Sagalassos kentinin yüce kralı Severianus,biricik kızı Asumeyi evlendirir, sus be canım sus!
Evlendirir soylu bir ailenin oğluyla ancak, geçinemez çiftler, hayat bu, neylersin cancağızım,
Önemlidir krallar kralına bu husus…

Gene derler ki:
Yüce kral çok üzülür, kızar, öfkelenir, delisi tepesinde; ateş saçar,adamlarına emir verir
-“Bu kızımı da, bu damadımı da İnsuyu mağarası’nın en uzak köşesine terkedin !
Ölsünler, görmesin gözüm !..”

Kovalar birbirini günler.Takvim geçer, saat düşer, gün dans eder akreple;bilinmez nice zamandır geçen.
Mağaranın en dibinde tutsak edilen çift, içer sarkıt ve dikitlerden sızan şifalı sulardan,
İçtikçe kurtulurlar karanlık korkulardan. Sonra; bir sevgi, bir aşk ışık olur yüreklerinde, ölmezler…
Ölüm ölür ya, bilirsiniz,sevenler zaten ölmezler.
Çıkarlar el ele mağaradan,el ele tutuşup çıkarlar güne, güneşe…
İşte, o günlerden bu yana cancağızım, bu İnsuyu Mağarasını ziyaret eden eşler,
Kocamışlar aynı yastıkta,bilmemişler ayrılığı..

Yolunuz düşerse unutmayınız İnsuyu’ na uğrayınız mutlaka.
Sagalassos Antik kentinde selam verin kentin kralına.
Taşoda’da içip kahvenizi;Bakibey ve Çelikbaş konağında
Yaslanıp minderlerde arkanıza,yudumlayın çayınızı..

Yukarı Pazardan benim için birkaç paket ceviz ezmesi sarsanız, hiç hayır demem valla…
Süzme yoğurt yanında Burdur şişini veya alabalık yerseniz, inanın ben yemiş gibi olurum.
Burdur alacası olsun elinizde eşe dosta hediye için.
Aman ha, unutmayın,bir de selâmlarımı söylemeyi “Göldeki Yansıma”ya
Unutmayın tamam mı?

************************************

Bana her konuda fikir ve önerilerinizi yazabileceğinizi sakın unutmayın dostlar sevgi ile kalın.
İletişim için; onurayan@hotmail.com

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu