Fahri SağlıkKöşe Yazıları

Hacı Karşılama ve Ziyaret Etme Geleneğimiz

Örf, adet, gelenek ve görenekler eski zamanlardan beri toplum içinde kabul görmüş yazısız kurallardır. Halk dilinde kısaca gelenek ve göreneklerimiz olarak da bilinen bu kavramlar, yaşanılan toplumun genel karakteristik özelliklerini yansıtır. Toplumların yaşantılarını, zevklerini, tutum ve davranış biçimlerini anlatır. Gelenek ve görenekler nerede nasıl davranılacağını belirler. Her toplumun kendine özgü örf, adet, gelenek ve görenekleri vardır.

Hacı Karşılama ve Ziyaret Etme Geleneğimiz… Kültürümüzü yaşatmak, örf ve adetlerimizi, gelenek ve göreneklerimizi unutmamak ve genç kuşaklara aktarmak gerekir. Gelenek ve göreneklerimiz toplumda birlik ve beraberliğin, yardımlaşma, dayanışma ve kardeşlik duygularının sürdürülmesinde en önemli etkenlerdendir. Gelenek ve görenekler, insanın özüne bağlı kalmasını sağlar. Geçmiş ve gelecek arasında güçlü bir köprü konumundadırlar.

Doğumdan ölüme hayatın bütün alanları ile ilgili gelenek ve göreneklerimiz vardır. Bunlar arasında asker uğurlaması, hacı uğurlaması yanında bir de hacı karşılama ve ziyaret etme geleneğimiz vardır. Arapça; kutlama, tebrik etme anlamına gelen Tehniye kelimesi hacı karşılama törenlerine ad olarak verilerek “Hacı Tehniyesi” kavramı türetilmiştir. Günümüzde pek çok yöremizde hacı uğurlama töreni yaşatılırken, hacı karşılama törenleri hemen hemen terkedilmiştir. Çoğunlukla hacıların yakın akrabaları havalimanlarına giderek hacılarını karşılayıp evlerine getirirler. Bazı kafileler topluca havalimanından alınarak il veya ilçelerine getirilir, yakınları onları oradan alarak evlerine götürürler. Herhangi bir tören yapılmaz. Hacı ziyareti geleneği ise canlı bir şekilde sürdürülmektedir.

Zorunlu olmamakla birlikte hacıların evlerine girer girmez abdestli değilse abdest alıp Allah rızası için iki rekât namaz ( şükür namazı ) kılmaları uygun olur.

Hacdan gelen kimseleri karşılamak dini bir görev midir? Hacı karşılamanın bir sevabı var mıdır?

İlgili Makaleler

Hacı karşılama dini bir görev değil, bir gelenektir. Karşılamanın sosyal ve psikolojik pek çok faydası vardır. Hz. Ömer (R.A.): “Hacdan, Umreden ve cihattan dönenleri çabuk karşılayın. Günah kirlerine bulaşmadan size dua etsinler” demiştir. Fakat bu karşılamalarda aşırılıktan ve gösterişten sakınmak gerekir.

Hacı karşılamaları veya ziyaretlerinde hacılar Kâbe’ye ellerini sürdükleri için Kâbe’ye hürmeten ellerinin içi öpülür ve eller alın ile yüze sürülür. Bunun da dini bir dayanağı yoktur. Fakat yüce milletimizin Kâbe-i muazzama’ ya karşı duyduğu derin saygı ve hürmetin bir tezahürü olarak kabul edilerek tasvip edilmesi mümkündür.

Hacca gidip gelen bir kimse dünya işlerinden elini çekmeli, metre, terazi tutmamalı, ziraat ve ticaret işleri ile ilgisini kesmeli ki, işte o zaman hakiki hacı olur, diye söylenen sözlerin dinimizde asla yeri ve değeri yoktur. Bunların tamamı hurafedir.

Şu husus çok iyi bilinmeli ki; Hac, dünyada yapılması gereken işlerin çoğunu yapıp bitirdikten sonra, artık sırası geldi deyip ömrün yarısından ( yaklaşık elli, altmış yaşından) sonra eda edilmesi gereken bir ibadet değildir. Dinen kendisine hac ibadeti farz olan her Müslümanın hemen kaydını yaptırarak sırası gelince yerine getirmesi gereken önemli bir ibadettir.

Hacca gidip geldikten sonra hacda kazanılan şuur sürekli sürekli canlı tutulmalı ve hayat bu şuurla yaşanmalıdır.

Muhammet İkbal’in bir sözünü özellikle zikretmek istiyorum. Hacdan dönen kişiler Muhammed İkbal Hoca Efendi’yi ziyaret ederek kendisine hurma, zemzem ikramında bulunurlar. İkbal hacılara hitaben: “Bu getirdiğiniz hediyeler için teşekkür ederim ama birde Hz. Ebubekir’in sadakatini, Hz. Ömer’in adaletini, Hz. Osman’ın hayâ ve Hilmi’ni, Hz. Ali’nin ilim ve cesaretini getirseydiniz de ülkemizi bunlarla yeniden inşa etseydik” der. Hacılar bu vasıflarla hayatlarına devam etmeli, zikredilen meziyetlerle bir hayat sürmeliler. Yüce Allah hepimize bu meziyetlere sahip olmayı nasip eylesin.

Hacı olmak Yüce Allah’ın insana büyük bir lütfudur. “Hacı olmak kolay, hacı kalmak zordur.” derler. Bu sözü şöyle güncellemek gerekir. “ Hacı olmak zordur fakat hacı kalmak daha da zordur.”

Hacıları ziyaret adabına gelince;

Hacı ziyaretlerinde hacıdan hurma ve zemzem ikramından başka bir şey beklenmemeli. Ziyaret esnasında ticaret, siyaset ve spor konuşulmamalı. Hacıdan başta Kabe-i muazzama, Mescid-i haram, Safa, Merve, Arafat, Müzdelife, Mina, Cemreler, Mescid-i nebi, Ravza-i mutahhara, Cennet’ül bâki, Uhut…vb. Mukaddes mekanların insana kazandırdığı yüce duygu ve düşünceler ile ilgili hatıralar dinlenmelidir.

Yeri gelmişken ben de bir hatıramı anlatmak istiyorum. Bir dost ziyaretinde orada bulunanlardan birisi “ hocam siz hacca gittiniz mi?” Dedi. Ben de evet gittim deyince “ o zaman ver şu mübarek elini öpeyim. Ben hiç hacı eli öpmedim.” Deyip elime sarıldı. Ben de fırsattan yararlanarak haccın, hacının anlam ve öneminden bahsetmiştim. Evet, hacı eli mübarektir. Öpülesi bir eldir. Hacıların, ellerinin bu mübarekiğini korumaları gerekir. Hacıların gözleri, ayakları da mübarektir. O gözler ki, Kâbe’yi gördü. Ayaklar Kâbe etrafında tavaflar yaptı. Onları korumak gerekir. Korumak, haramlara el uzatmamak, göz dikmemek, adım atmamakla olur. Gerçi bunlar hepimizin görevi. Fakat hacılar bu ve benzeri konularda daha dikkatli olmak durumundadırlar.

Zemzem içme adabı;

Zemzem, ayakta, kıbleye dönülerek besmele okunduktan sonra sağ elle ve üç nefeste gözü sudan ayırmadan, “Allahım! Senden faydalı ilim, geniş rızık ve her türlü hastalıktan şifa diliyorum” duasıyla içmeli ve yüce Allah’a hamd edilmelidir.

Bütün hacılarımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyor, örnek ve önder bir Müslüman olarak huzur, mutluluk ve başarılarla dolu bir hayat sürmelerini yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

Fahri SAĞLIK

Emekli Müftü

Daha fazla köşe yazısı için tıklayınız…

…Hacı Karşılama ve Ziyaret Etme Geleneğimiz…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu