Köşe Yazıları

Kudüs İçin Mahkeme Kararı. ..

Bismillâhirrahmanirrahim

“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”İsrâ, 1

Uluslararası Mahkemenin Filistin/Kudüs’teki Mescid-i Aksa’nın Tamamının Müslümanların Mülkiyetinde Olduğuna Dair Kararı.

Eğer bu karar Yahudilerin lehine olsaydı, dünyanın bütün dillerine tercüme edilmiş ve bütün insanların duyup bileceği bir belge olurdu.

İlgili Makaleler

İddia edebilirim ki genel olarak Müslümanların, özel olarak da Arapların % 99’u bu kararı duymamıştır.

Arapların ve Müslümanların çoğunun bilmediği şey,93 yıl önce Filistin’in İngiliz Mandası olduğu dönemde, uluslararası bir mahkeme kararı olduğu gerçeğidir.

Yahudiler Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunda dava açtılar:!

Dava, Filistin/Kudüs’teki Mescidi Aksâ, Müslümanların hakkı mıdır, yoksa Yahudilerin iddia ettiği gibi, Hz. Süleyman as’ın mabedi olarak Yahudilerin hakkı mıdır?!

Filistin’in İngiliz mandası olduğu dönemde. (1929’da İngiliz sömürgecilerine karşı Burak İsyanı patlak vermişti) İngilizlerin Yahudilere Mescid-i Aksa’nın batı duvarına gelip ibadet etmeleri için sağladığı kolaylıkları protesto etmek amacıyla Filistin’liler direniş başlatmıştı.

Ingilizler, konuyla ilgili karar verilmesi için anlaşmazlığı uluslararası bir mahkemeye götürmeyi kabul edene kadar da bu isyan ve direniş olayları devam etti. Duvar, Müslümanların isimlendirdiği gibi; Burak Duvarı mı,  yoksa Yahudilerin isimlendirdiği gibi Ağlama Duvarı mıydı?!

13 Eylül 1929’da İngiliz Sömürge Bakanı, olayların, direniş ve ayaklanmanın nedenlerini acilen araştırıp tekrarını önlemek için çözüm geliştirmek üzere “Shaw Komisyonu” olarak bilinen bir komisyon oluşturdu.

Bu komisyonun tavsiyeleri arasında, ayaklanmaların bundan sonra tekrar yaşanmasını önlemek için hak ve iddiaların açıklığa kavuşturulup, netleştirilmesi gerektiği de vardı.

İngiliz hükümetinin, Milletler Cemiyeti Konseyi’ne teklifte bulunması üzerine, bu amaçla bir heyet oluşturuldu. Cemiyet Konseyi’nin 15 Mayıs 1930’da onayladığı gibi, İsveç Hükümeti eski Dışişleri Bakanı’nın Başkan olarak belirlendiği ve Cenevre’deki Adalet Divanı Başkan Yardımcısının üyeliğini oluşturduğu bir komisyon oluşturuldu.

Böylece, “Avusturya-Romanya Karma Tahkim Mahkemesi Başkanı, Sumatra adasının doğu kıyısının eski Valisi ve Hollanda Parlamentosu üyesi, en yüksek yargı ve tahkim düzeyinde tarafsız bir uluslararası komisyon oluşturulmuş oldu…!!!”

Komisyon 19 Haziran 1930’da Kudüs’e geldi ve Filistin’de (tam bir ay) kaldı ve her gün bir veya iki oturum düzenledi.

Komisyonun düzenlediği 23 oturum sırasında 52 şahidin ifadesine baş vurdu. Bunlar arasında 21 Yahudi haham ve 30 Müslüman alim ve bir de İngiliz şahit vardı.

Her İki taraf, oluşan bu komisyona 35’i Yahudiler, 26’sı Müslümanlar tarafından olmak üzere toplam 61 belge sundu.

~Uluslararası Mahkeme, (Müslümanların iddiasını doğrulayan delilleri sağlam buldu) sunulan belgeleri müslümanların iddialarını teyit edecek yeterlilikte gördü.Çünkü müslümanların savunmaları, Şeriat Mahkemesi’nin belge ve kayıtlarına göre, Burak duvarını çevreleyen tüm alanın İslami bir vakıf olduğunu ispatlıyordu.

Kur’an’ı Kerim metinleri ve İslam gelenekleri de bu yerin kutsallığını açıkça belirtmekteydi.

Ve Yahudilerin Ağlama Duvar’ını ziyaret etme hakları olmadığı teyit edildikten sonra, bu ziyaret hakkının (Osmanlı Cihan Devletinin emri) ve (Mısır’ın Şam’daki yönetiminin talimatı) uyarınca özel bir ikram olduğu ve bu sadece mekanın tekrar tekrar ziyaret edilmesine yönelik taleplerine karşılık olarak tanınmış bir imkan kabül edileceği (ve bu mekanda namaz kılmalarına izin verilmemesi), Sadece sessiz olarak, kimseyi rahatsız etmeden, oturma düzeni veya perde olmaksızın dua etmelerini kapsar…!!!

Bu izin, Müslüman hükümetlerin bir müsamahası, bir tür dini hoşgörüsüydü; (tarihi, dini yönü olmadığı gibi mülkiyet hakkı da ifade etmez.)!

Mahkeme kararını, Uluslararası Komisyonun Kudüs’teki oturumlarını başlatmasından beş ay sonra verdi ve mahkeme Arap Müslüman ve Yahudi temsilcilerini dinledikten, iki tarafça sunulan tüm belgeleri inceledikten ve Filistin’deki tüm kutsal yerleri ziyaret ettikten sonra kararını ittifakla verdi.

Komisyon son toplantısını 28 Kasım-1 Aralık 1930 tarihleri arasında Paris’te gerçekleştirdi ve kararı oybirliğiyle aldı.

~Ayrıca kararda şu hükümlere de yer verildi:!

“Yahudilerin getirip duvarın yakınına yerleştirdiği ibadet aletleri ve diğer aletler, hiçbir durumda, Yahudilere duvar veya bitişiğindeki kaldırım üzerinde herhangi bir hak iddiası oluşturmaya etken olamaz veya buna gerekçe gösterilemez.”

Kararda başka hususlar da yer alıyordu. Bunlardan en önemlileri şunlardır:!!!

“Koltuk, sembol, minder, sandalye, perde, bariyer ve çadır getirilmesinin yasaklanması ve Yahudilerin duvarın yanında “trompet” çalmasına izin verilmemesi…!!!”

Bu kararın maddeleri 8 Haziran 1931’de yürürlüğe girdi ve İngiliz hükümeti, buranın Müslümanlara ait olduğunu ve tasarruflarını tanıyan bir beyaz kitap yayınladı.

Hem uluslararası karar hem de Beyaz Kitap, Yahudileri kendi sınırlarına uymaya zorladı ve kısa sürede Yahudilerin duvar meselesine dair sesleri azaldı.

Buna dayanarak İngiliz Kralı da bir kraliyet fermanı yayınladı.

“O dönemde yayınlanmış olan 1931 tarihli Ağlama Duvarı Kararnamesi”.  Filistin Resmi Gazetesinde yayınlandı. (Ter: Ahmet Ziya İbrahimoğlu 16/10/2023 )

Rabbimiz bizlere ve tüm ümmete Mescid-i Aksâ için gayret etmeyi nasip eylesin. ..

‎بالعربية :Yazının Arapçası aşağıdaki linkte mevcuttur.!!! /قرار-المحكمة-الدولية-حول-ملكية-المسلم/https://wdian.org

Lânete Uğrasınlar…//

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu