GündemKöşe Yazıları

Mendil Satan Çocuklar

Mendil Satan Çocuklar

Ne zordur ana babasız kalmak. Kaldırım kenarında zabıtaya yakalanmadan sessizce bir şeyler satarsın ekmek parası uğruna, yüzüne bakan bile olmaz fakir olunca. Mendil, yara bandı, su, çiçek, tespih, simit satar kimisi de. “Bi yara bandı alır mısın? Ağabeyler ablalar, altı kutu yara bandı 1 Lira, altmış tane yara bandı 1 Lira!…”,  “Su var… Soğuk su, ılık su!…” nidaları etrafta yankılanır. Kimileri dinlemek istemez onları, cırtlak bir ses gibi gelir kulaklarına. Kırmızı ışıkta duran araç sahipleri sokak çalgıcılarıyla yüz yüze gelmemek uğruna hemen arabasının camını kapatırlar, kulaklıklarını takıp (hem de trafik esnasında) yüksek sesle müzik dinlemeye başlarlar.

Mendil satan bir çocuğun burnu akarken sümüğünü koluyla silmesi kadar acımasızdır bu hayat. Bir paket içindeki 10’lu mendillerine burnu aksa yahut kanasa dokunamıyor, bir kutudaki 10’lu yara bandıyla eli kesilse yarasını saramıyor. Çünkü onları satmak, bir kibrit çöpünü dahi ziyan etmemektir gayesi. Bir yandan tartıyla insanların kilosunu ölçüp para kazanırken diğer yandan soğuk betona uzanıp ödevini yapan, bir eliyle sokak müşterisinin ayakkabısını itinayla boyayıp cilalarken diğer eliyle de kuru ekmeğini yiyen o pamuk ellere duygulanmak gerek. Cam silen, dilenen, bir şeyler satan çocukları kurtarmak gerek.

***

Kimden dua alacağımızı, kimin bedduasıyla trafik kazası yaşayacağımızı, verilmiş sadakamızla bir kazadan sağ çıkan tek kişinin kendimiz olabileceğini tahmin etmek güçtür. Emniyet kemeri hayat kurtarır ne de olsa. Mendil satarak haftalık harçlığını çıkaran minik yürekleri üzmemeli. Ailesiz yavrular, çocuk çetesi veya mafya örgütü tarafından tehditle çalıştırılabiliyorlar. Tiner koklayan, köprü altında yaşayan, kapkaççılıkla hayat süren gençlerimiz varsa onları hemen polise bildirmeli yahut devletin eline teslim etmeliyiz. Mendil ve su satarak, yara bandı-çakmak-kibrit-tarak-kırtasiye malzemesi seti satarak okul harçlığını çıkarmaya çalışan o “çocuk çalışan, çocuk işçi” grubumuz köprü altlarında zalim insanlarca sömürülüyor. Eğitim hakkı elinden alınmamalı hiçbir çocuğun.

***

Simit tablası büyükşehir belediye zabıtaları tarafından kırılan bir çocuk görsem, seyyar meyve arabası mafya örgütlerince devrilip paramparça olduğu için hüngür hüngür ağlayan bir üniversite gencimizi görsem, elindeki yara bantlarını satamadığı için üvey babası tarafından akşam evde dövülen bir kız çocuğumuzu duysam hüzünlenirim. Buz gibi kış gününde caddelerde yalınayak kibrit satan, sıcacık şömineli bir evi ve fırında pişmiş kaz yemeğini hayal eden, ısınmak için yaktığı son kibrit çöpünün ardından sessizce ölen “Kibritçi Kız” masalının hüzünlü sahneleri gözümün önüne geliverir. Eğitim, her çocuğun hakkıdır. “Baba Beni Okula Gönder!” diyen bir çocuk, “Bırakın Kızlar Okusun” isimli sosyal sorumluluk projesine benim gibi destek olan eğitimciler, devlet büyüklerimiz yahut hayırsever işadamlarımız erken yaşta çalıştırılan çocuklarımızın geleceği için çırpınmalılar. Eğitim almak, her çocuğun hakkıdır. Soğukta mendil satan o eller belki de bizler sayesinde kalem tutacak ve ülkenin kaderini değiştirebilecektir. Yaşamak, bilgilenmek, sevmek, sevilmek, gülümsemek, mutlu olmak, hayal kurmak, nefes almak herkesin hakkıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu