Köşe Yazıları

Ruhlarımız Yaz Güneşi İle Dinlenirken…

Havalar öylesine güzel bir hal aldı ve yüzünü gösterdi ki hepimizde evden çıkma beklentisi oluştu. Evden daha çok ve sık dışarıya çıkmak hatta bulunduğumuz şehirleri terk edip farklı şehirleri ,insanları görmek ister hale geldik. Normalleşme adımları  ile son adımı da atarak 65 yaş ve 18 yaş altı içinde kısıtlamalar kalktı ve belirli saat dilimlerinde rahatça dışarıda olabilecek herkes. Ruhlarımızın bu yıl yaz güneşiyle dinlenecek. Tedavi edilecek. Sosyal medyadan derdini anlatan evde delireceğiz diyenler sağlık bulacak.

Koronavirüs yok olacak mı sorusuda hep akıllardaysı ve soruldu ve hala net bir yanıt yok. 17 yıl önceki SARS virüsü salgını, yaz aylarında neredeyse kendi kendine sıfırlanmış, artan sıcaklarla birlikte o virüs ortadan kaybolup gitmişti. Peki aynı şey şimdi de COVID-19 salgını için söz konusu olabilir mi? Bu yeni koronavirüs de yaz aylarında hızını biraz olsun keser mi? Bu konuda sık sık dile getiriliyor ancak televizyonda uzamanlardan dinlediğimiz kadarıyle net bir yanıt bu konuda yok.

Uzmanlar tarafından ayrı ayrı görüşler bildirenlerde var.Osman Müftüoğluda  her konuda fikrini beyan edenlerden ve bu konuda net ifadeler yok diyenlerden. Onlarıda sizinle paylaşmak istiyorum bugün.Yazın sıcağını hissettirdiği bugünlerde sağlık ve güzelliklerle bugün ve yarınlarınız olsun diyorum.

YAZ DÖNEMİNE DAİR GÖRÜŞLER ŞÖYLE;

Yaza Güvenmeyelim Çünkü…

Her virüs aynı değil. Her birinin ayrı ayrı özellikleri var. Bu yeni koronavirüs, SARS etkeni virüs gibi ısıya ve ultraviyoleye duyarlı olmayabilir. Dolayısıyla “Ben yazdan, sıcaktan, ultraviyoleden filan etkilenmem arkadaş!” deyip gücünü koruyabilir.Yaz aylarında oluşabilecek aşırı sosyalleşme girişimleri, düğünler, sünnetler, konserler ve benzeri kalabalık ortamlar, sosyal mesafe ve maske önlemlerine dikkat edilmezse virüsün bulaşmasını kolaylaştırabilir.Aşırı sıcaklar, kapalı ve klimalı yerlerde insan sayısının artmasına yol açabilir ki bu da bulaşmayı kolaylaştıran önemli bir faktördür. Burada özellikle klima meselesi ve kalitesi AVM havalandırmalarında çok ama çok önemli bir ayrıntı olacaktır.

Yaza Güvenelim Çünkü…

Yaz aylarında artan hava sıcaklığı, virüsün bulaşma ve çoğalma gücünü olumsuz yönde etkileyebilir. Bu da salgının şiddetini azaltır.Güneşin ultraviyole ışınlarıyla virüsün dışını kaplayan yağ tabakası eriyebilir, bu da virüsü etkisiz ve güçsüz kılabilir. Koronavirüs özellikle ultraviyole-c ışınlarından olumsuz yönde etkileniyor.Yaz aylarında bağışıklığı güçlendiren iki vitaminin, D ve C vitaminlerinin ve antioksidanların kazanımı belirgin olarak artıyor, bunun da olumlu bir katkısı söz konusu olacaktır. Zira bu iki vitamin ve antioksidanlar güçlü bir bağışıklığın anahtarı gibidir.Yaz aylarında günün önemli bir bölümünü dışarıda geçirenlerin sayısı artıyor. Ev dışında açık ortamlarda geçirilen süreçlerde kişiler birbirinden daha uzak olacağından bulaşma ihtimali de düşebiliyor

Önümüzde Üç Kriz Daha Var

Salgınının ilk saldırısını başarıyla savuşturduk. Tedbirleri elden bırakmayarak inşallah sürecin bundan sonrasını da akıllıca yönetecek, salgınla savaşı biz kazanacağız. Ama bilelim ki bizi bekleyen üç ayrı kriz daha var.

O krizlere karşı önlemlerimizi de daha şimdiden almak zorundayız. Zira bu üç kriz de en az virüs krizinin kendisi kadar önemli ve tehlikelidir.

Muhtemel krizlerden ilki, ‘akıl sağlığı krizi’dir. Panik bozukluk, depresyon, post-travmatik stres bozukluğu vb birçok psikolojik sorun şimdiden uç vermeye başlamış durumdadır. Ruh sağlığı uzmanları hemen devreye sokulmalı, önerileri süratle uygulamaya geçirilmelidir.İkinci krizin ise ekonomi alanında olacağı kesindir. ‘Ekonomik kriz’ ile ilgili önlemler de son derece önemlidir. Ekonomide beklenenden daha derin bir kriz olursa akıl sağlığı ve sosyal sağlık bundan daha fazla etkilenecektir.Üçüncü krize gelince… O da ‘sosyal/toplumsal kriz’dir ve diğer iki krizin beklenen bir neticesidir. Toplumun her kesimiyle yakın, samimi, teskin edici ve güven verici ilişkiler kurulması sosyal krizi önlemenin en etkili ilaçlarıdır.Ben bir hekim olarak, özellikle krizin akıl sağlığımız üzerinde derin ve kalıcı travmalara yol açabileceğini düşünüyor ve bu konuda alınacak tedbirlerin hızla uygulamaya geçirilmesini öneriyorum.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu