UMUT VE İNANÇ
Umut veya ümit, bu iki kelime genellikle aynı anlamda kullanılsa da aralarında nüans farklılıkları vardır. Umut daha çok güven duyma anlamında kullanılır. Ümit ise beklenti cümlelerinde tercih edilir. Bazı yerlerde umut soyut anlam ifade ederken, ümit somut anlamı ifade eder. Umut Türkçe, ümit ise Farsça’dır.
Umut; Bir şeylerin iyi gideceğine, düzeleceğine, olumlu şeyler olacağına olan inançtır. Umut dolu kişiler daha canlı, daha enerjik ve yaşama bağlılıkları daha yüksektir. Ayrıca umut düzeyi yüksek kişiler çevrelerine de pozitif enerji yayarlar. Dolayısıyla da çevrelerindeki insanlar tarafından sevilirler ve daha çok duygusal ya da sosyal destek alırlar.
Umut beklentileri yükseltir ama başarısız olunduğu takdirde de kişinin büyük hayal kırıklığı yaşamasına da neden olabilir. Bundan dolayı aslında en büyük başarıların da, en büyük hayal kırıklıklarının da sorumlusudur denebilir.
Umutlu olmak, olumsuz giden şeylerin son bulacağına, her şeyin tekrar yola gireceğine olan inancın bir göstergesidir. Umutlu kişi her sıkıntıdan çıkış için bir yol olabileceğini düşünür. Bu anlamda kişi onu kaybetmedikçe asla yenilmiş ya da tümüyle kaybetmiş sayılmaz. Umudun tükenmiş olduğu durumlarda ise, kişinin kendisini yeniden toparlaması, kendine gelmesi ve harekete geçebilmesi zordur.
Kültürümüz açısından ele alındığında, umut, olması istenen bir olgu olarak kabul edilir. Örneğin, “Umudunu kaybeden her şeyini kaybeder” sözü, umudun ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Yine bir Türk atasözünde “Umut fakirin ekmeğidir” denilir. “Allahtan ümit kesilmez”, “Gün doğmadan neler doğar” atasözleri de günlük konuşma dilinde oldukça yaygın kullanılan sözlerdir. “Umut belki de gelecek sayfadadır, kapatma kitabı.”, “Allah bir kapıyı kaparsa bin kapıyı açar.” ( Hz. Muhammed )” , “En karanlık gece bile sona erer ve güneş tekrar doğar. Umudunu kaybetme.”,“Umudunu yitirme! Cebindeki son anahtar belki de kilidi açacaktır.” ,“Darda kaldım diye umutsuz olma. Yok iken dünyayı var eden vardır.” Sözleri bizleri umuda çağırırlar.
Umut dile gelse, konuşsa şunları söylerdi her halde;
Tünelin ucundaki ışığım ben, karlar içinde açan kardelenim çiçeğiyim.
Varlığımdan söz etmek, “umutluyum” demek her zaman övünç kaynağıdır sahibim için.
Canlı bir duyguyum, genelde sevilirim. Girdiğim ortamlara pozitif bir hava katarım.
Saklanamam, sahibimin yüzünde, gözlerinde ve davranışlarında hemen kendimi belli ederim.
Benim olmadığım yere karanlıklar çöker, boş ve hüzünlü bakışlar gelir.
Kardeşlerim, iyimserlik, coşku, azim ve inançtır. Her gittiğim yere ardım sıra onları da götürürüm.
Umutsuzluk, karamsarlık ve hüzün hiç anlaşamadığım akrabalarımdır. Ben bir yerden ayrılınca hemen onlar gelir yerleşirler. Beni kaybeden, her şeyini kaybeder.
Umutluyuz dostlar, hem de çok umutluyuz. Çünkü inancımız bize umutlu olmamızı öğütlüyor. Yüce Allah buyuruyor ki; “De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer; 53) “Ey oğullarım! Gidin Yûsuf’u ve kardeşini araştırın. Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.” (Yusuf:87﴿
En büyük umut kaynağımız Rahman ve Rahim olan yüce Mevla’mızdır. Biz şuurlu Müslümanlar umudumuzu haramlarda aramayız. Helali helal bilir ona sarılır, haramı haram bilir ondan uzak dururuz. Haramlara yelken açmaz, haram sularda kulaç sallamayız.
2019 Yılı hepimiz için umut dolu mutlu ve huzurla geçireceğimiz yıl olsun. Gelecek yıl mazlumların umutlarının gerçekleşeceği, zalimlerin hak ettikleri cezalara yüzleşecekleri yıl olsun. Rabbim hepimizi umduklarımıza nail, korktuklarımızdan emin eylesin.
Fahri SAĞLIK
Karesi Müftüsü
