Doğayı çoğu zaman gözümüzle görür, aklımızla tanımlarız. Oysa kalbimizin ve belleğimizin doğayı hatırlama biçimi çok daha farklı bence. İşte Sinan Avinal’ın “Belleğin Doğası” sergisi tam da bu farkı görünür kılıyor. 22 – 30 Eylül 2025 tarihleri arasında Mekân Blogspot’ta sanatseverlerle buluşan bu sergi, doğayı birebir kopyalamak yerine belleğimizde bıraktığı izlere odaklanıyor. Görülmesi gereken ve içsel yolculuğun izlerini adım adım takip ederek sergiyle öneçıkan doğayı izlemek inanın farklı bir keyif.
Avinal’ın seramiklerinde kimi zaman yumuşak ve akışkan bir his, kimi zamansa sert ve keskin formlar öne çıkıyor. Bu karşıtlık, bana hem doğanın değişkenliğini hem de insan hafızasının çok katmanlı yapısını düşündürüyor. Çamurun dönüşümü, sanki belleğin derinliklerinde saklı anıları açığa çıkarıyor.
Bazı eserlerde, yeryüzünün katmanlarını ve vadilerin boşluklarını andıran izler dikkat çekiyor. Ama burada görünen, coğrafyanın değil belleğin haritası. Renk paletinde toprak tonlarına gökyüzünün maviliği, denizin dalgalı ritmi ve bulutların dokusu eşlik ediyor. Yani seramikte yalnızca toprak değil, doğanın tüm unsurları belleğin izleriyle yeniden kurgulanıyor.