Roketsan Açıkladı Tayfun Füzesi Sadece Türkiye'ye Özel
Roketsan Açıkladı Tayfun Füzesi Sadece Türkiye'ye Özel
Yıl 2025... Biz gençler, sosyal medyada yapay zekâ trendlerini, influencer dramalarını ya da konser biletlerinin kara borsaya düşmesini tartışırken, Türkiye savunma sanayisinde sessiz ama tarihi bir hamle yaptı: Tayfun Block‑4.
Bu bir roket değil sadece. Bu, “ben de varım” diyen bir ülkenin gökyüzüne yazdığı imza. Roketsan’ın geliştirdiği bu hipersonik füze, sesi 5’e katlayarak 800 kilometrelik bir mesafeyi birkaç dakikada kat edebiliyor. Yani tespit etmek neredeyse imkânsız. Teknoloji manyağı bir kuşak olarak, bunun ne demek olduğunu iyi biliyoruz: Kontrolü kaybedersen geri dönüş olmaz.
Ve işte tam bu noktada önemli bir karar verildi:
Tayfun satılmayacak.
“Neden satılmasın ki?” diyenlere...
Savunma, dostlukla değil stratejiyle yürür. Bir ülke, savunma teknolojisinin en ileri aşamasını neden başkasının eline versin? Tayfun gibi bir sistemi ihraç etmek demek, bir gün o füzelerin sana karşı çevrilebilme ihtimalini de masaya koymak demektir.
Bizler Z kuşağı olarak her şeyin “globalleştiği” bir çağda büyüdük. Ama bazı şeyler globalleşemez. Savunma onlardan biri. Bu füze, yalnızca çeliğin gücü değil, mühendisliğin, bilginin, sabrın ve stratejinin eseridir. Ve bu eser bizimdir.
“Bizim” dediysem?
Evet, bizim. Yani bu ülkede doğmuş, büyümüş, üniversiteye girmeye çalışan ya da yeni mezun olmuş her gencin. Çünkü bir ülkenin kendi kendine yetebilmesi demek, gençlerine güvenli bir gelecek bırakabilmesi demek. O yüzden bu füzeyi üretmek kadar, onu başkalarına satmamak da bir özgüven göstergesidir.
İhraç edilmeyecek ama örnek olacak
Tayfun’un ihracatı şu an gündemde değil. Belki yıllar sonra, belki hiçbir zaman. Ama onun ortaya çıkışı, başka ülkeler için de ilham olacak. Bu coğrafyada “biz yapamayız” ezberini bozan bir dönüm noktası olacak.
Ve ben bir genç olarak, yıllar sonra “bu topraklarda artık sadece tarih değil, teknoloji de yazılıyor” diyebildiğim bir dönemin tanığı olmaktan gurur duyuyorum.