Gündem

20’li Yaşlarda Depresyon

20’li yaşlarda depresyon geçirmek nasıl bir şeydir?

30 yaşın altında depresif bir kadın olmanın 3 ilginç yönünü bir araya getirdik..

 

20'Li Yaşlarda Depresyon

 

 

1.“Depresyona girmek için fazla genç” olduğunuz söyleniyor

Depresyon, yalnızca yetişkinlere özgü değildir. Amerikan Kaygı & Depresyon Birliği, depresyon istatistiklerindeki yaş sınırını 15 olarak belirtiyor. Elbette ki çocuklar ve ergenlikteki gençler de depresyona girebiliyor; Amerikan Akıl Sağlığı Ulusal Enstitüsünün 2014 yılında yaptığı bir ankete göre, ABD’de tüm 12-17 yaş nüfusunun yaklaşık %11,4’ü, en az bir kez majör depresif dönemden geçiyor. Yani tam olarak 2,8 milyon genç.

 

Genç insanların depresyona girememeleri düşüncesi, saçma sapan fikirlere dayanan inanılmaz derecede anlamsız bir mit. Genç insanların beyinleri, gençlikleri ve canlılıkları sayesinde, zihinsel hastalıklara karşı bağışıklık kazanmıyor. Hatta ergenliğin ve erken yetişkinliğin karmaşası ve hızlı değişimleri, gençleri depresyona çok daha yatkın hale getiriyor. Zaten 20li yaşlar, pek de stressiz, keyifli geçen zamanlar değildir. 20li yaşlardaki “düşük seviye bilişsel talepleri olan, minimal beceri gerektiren” ilk işler, kişinin depresyon başlangıcına katkıda bulunabiliyor.

 

2.Yalnızca duygusal olduğunuz söyleniyor

Geç kadınların, hayatlarının baharında oldukları için bir şekilde depresyona karşı bağışıklık kazanmaları gerekir. Bununla birlikte başka bir hasar verici konsept daha var: her şeyden önce, kadınların duygularının abartıldığı ve saptırıldığı düşüncesi. 20li yaşlarda bir kadın olarak, depresyon sahasına hoş geldiniz. Depresyonunuzun değeri iki misli düşürülüyor; çünkü genelde cinsiyetçilikle birlikte sunuluyor.

 

Kadınlarda depresyon hakkında yeni bilgiler elde etsek de – depresyona, erkeklere kıyasla daha meyilli oldukları, genetiğin ve cinsiyet rollerinin getirdiği ciddi baskıların etkili olması gibi – kadınların ‘duygusal’, erkeklerin ise daha ‘akılcı’ olduklarını öne süren antik konseptlerle, antik Yunan’a dek uzanan ve kadınların zihinsel hastalıkları ile ilgili uzun süre boyunca korunan fikirler öne süren bu konseptlerle hala savaşıyoruz.

 

3.Cinsiyetler arası maaş farklarının baskısı ile de uğraşıyorsunuz

20li yaşlardaki kadınlar, özellikle de farklı ırklardan kadınlar, yalnızca toplumsal güvensizlikle ve depresyonlarının değersiz görülmeleriyle uğraşıyor. Bununla birlikte stresi, kaygıyı ve depresyon süreci ihtimalini önemli ölçüde artıran bir takım sosyal ve ekonomik şartlarla uğraşıyorlar.

 

2016 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, kadınların cinsiyetçi maaş farkları deneyimleri ile anksiyete ya da depresyon yaşamaları ihtimalleri arasında doğrudan bir bağlantı var. Çalışma kapsamında, erkeklerden daha az maaş alan kadınların zihinsel hastalıklara yakalanma ihtimallerinin 2,5 kat daha fazla olduğu; erkeklerle eşit maaş alan kadınların depresyon oranlarının ise erkeklerle denk olduğu görülmüştür. Cinsiyetler arası maaşlardaki fark, beyaz olmayan kadınlarda daha da kötü olduğundan, onları zihinsel rahatsızlıklara daha da hassas hale getiriyor. İş hayatına giren genç kadınlar, genelde bu durumla mücadele edecek ya da iş verenleri konusunda seçici olacak pozisyonda olmuyorlar; bu durum, 20li yaşları, kadınların güçsüz, dezavantajlı ve stresli hissettikleri yıllar haline getiriyor.

 

Daha fazlası için tıklayınız.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Geri bildirim: Depresyon Ne Değildir? « Balıkesir Merhaba Gazetesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu