GündemTürkiye Gündemi

Balıkesir Tabip Odası Yönetimi: “11 Yılımızı Neden Çaldınız?”

Balıkesir Tabip Odası Yönetimi: “11 Yılımızı Neden Çaldınız?”

 

Balıkesir Tabip Odası Yönetim Kurulu, yazılı bir açıklama yaptı ve Sağlık Bakanlığı 2011 yılında kapattığı ve yeniden açacağını duyurduğu Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü ile ilgili “11 yılımızı neden çaldınız?” dedi.

 

Balıkesir Tabip Odası Yönetimi, yaptığı yazılı açıklamada, Sağlık Bakanlığı 2011 yılında kapattığı ve yeniden açacağını duyurduğu Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü ile ilgili görüşlerini beyan etti. Açıklamada, “Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı veya Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü Türkiye’de yaşayan halkın sağlığının korunması amacıyla temel laboratuvar hizmetleri yürütmek için kurulmuş Ankara’da bulunan bir ulusal referans laboratuvarı idi” ifadelerine yer verdiler.

 

“Dışa bağımlı bir duruma dönüşmüştür”

 

Açıklama şöyle devam etti; “2002 yılından itibaren ‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ ile birlikte sağlıkta yıkıcı etkinin artması sonucu olarak; 100 yıldan daha fazla tarihi geçmişleri olan Ankara ve İstanbul’da yıllardır eğitim veren ve toplumun sağlığına hizmet eden birçok köklü kurum ve hastaneler şehir-şirket hastanelerinin rantı uğruna kapatılmıştır. Ranta kurban edilen önemli kurumlardan biri ise Hıfzıssıhha Enstitüsü olmuştur. Enstitünün kapatılması sonucu ulusal aşı politikamız veya aşı üretimimiz ortadan kalkmış, tamamen dışa bağımlı bir duruma dönüşmüştür. Ülke olarak COVID-19 salgınında koruyucu sağlık hizmetlerinin ve aşının ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır.”

 

“Bütçenin yüzde 20’si 13 şehir hastanesinin”

 

Yapılan açıklamada, “Koruyucu sağlık hizmetlerine hiçbir dönem ayrılmayan paya ne yazık ki pandemi sürecinde de dikkat edilmemiştir. 2022 yılı Sağlık Bakanlığı bütçesinin neredeyse 3/4’ü tedavi hizmetlerine ayrılırken 1/4’ü koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılmıştır. Bütçenin yüzde 20’si 13 şehir hastanesinin kira ve gider bedellerine ayrılmıştır. Genel bütçeden ise koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan pay geçen yıllarda olduğu gibi yüzde 1,2 civarındadır.” ifadeleri yer buldu.

 

“Enstitü, 2011 yılında kapatıldı”

 

Balıkesir Tabip Odası Yönetimi, açıklamada, “663 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2/11/2011 tarihinde yürürlüğe girmesi ile Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’na devir olunmuştur. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu da, daha sonra T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü olarak isimlendirilmiştir. Bu müdürlük altında Refik Saydam isimli herhangi bir birim artık bulunmamaktadır. 1950’lerden sonra Hıfzıssıhha Enstitüsü; Türk halk sağlığının korunmasında laboratuar hizmetlerinin Türkiye genelinde yaygınlaştırılması başlatıldı. 16 ilde bölgesel düzeyde hizmet vermek amacıyla şubeler açıldı. Enstitü, 2011 yılında kapatıldı.” şeklinde cümleler sarf etti.

 

“Aşı üretimini kendimiz yapalım”

 

Açıklama şöyle devam etti; “Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’nin yeniden bağımsız bir kurum haline getirilerek faaliyete geçirilmesini sağlamak amacıyla yasal düzenleme yapılması ülkemiz açısından oldukça önemlidir. Oluşturulması önem arz etmektedir. Balıkesir Tabip Odamızca;  14 Aralık 202 tarihinde Hemen Şimdi; Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü bağımsız yapısıyla yeniden açılsın. Aşı üretimimizi kendimiz yapalım. Hiçbir ülkeye bağımlı kalmayalım. Kampanyası başlatılmış, 6 Ocak 2021 tarihinde de Türk Tabipleri Birliğince de Basın açıklaması yaparak Aralık ayında Balıkesir Tabip Odası olarak başlattığımız “Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü bağımsız haliyle yeniden açılsın” kampanyamıza destek sunulmuş ve kampanya yaygınlaştırılmıştır.”

 

“Birilerinin rantına kurban etmemeleri için”

 

Yapılan açıklamada, “İktidarın salgın dönemini bilimsel ve şeffaf yürütmemesinin bedelini ağır ödedik/ödüyoruz. Şimdiden bu süreci de böyle yürütmemeleri; halkın sağlığını birilerinin rantına kurban etmemeleri için uyarıyoruz. Hıfzıssıhha Enstitüsü kapatılmak yerine modernize edilip daha iyi bir konuma getirilebilirdi. Ancak iktidar sağlıkta her adımı ne yazık ki yıkmak üzerine yaptığı gibi şehir-şirket hastaneleri uğruna şehir merkezlerinde kapattığı birçok hastane ile Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü de rant uğruna kapatmıştır. Ülkemiz aşı, aşılama kampanyaları ve aşı politikaları konusunda geçmişi ve tecrübeleri olan bir ülke konumundan dışa bağımlı, aşı ithal eden bir ülke konumuna getirilmiştir. İktidar bunlarla birlikte pandemi ve aşı sürecinin iyi yönetilememesi nedeniyle hastalanan milyonlarca ve ölen on binlerce yurttaşın hesabını vermemiştir. Hıfzıssıhha Enstitüsü yaşatılsaydı, COVID-19 salgınında da uluslararası geçerliliği de olabilen aşıyı çok daha erken bulup insanlığın hizmetine daha erken sunabilirdik.” ifadeleri yer buldu.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu