Gündem

Bütünleşik Kıyı Alanları Planına Yönelik Açıklama

Bütünleşik Kıyı Alanları Planına Yönelik Açıklama

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünce yapılan 1/50000 Ölçekli Balıkesir-Çanakkale İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’na İlişkin olarak Mimarlar Odası açıklama da bulundu.

Balıkesir Mimarlar Odası Başkanı Betül Dikici  “Kuzey Ege kıyı alanları ile Güney  Marmara kıyı alanlarının talan edildiği Çevre Şehircilik Bakanlığınca  ilan edildi” dedi

 “KIYI ALANLARININ TALANI İLAN EDİLDİ”

Balıkesir Mimarlar Odası Başkanı Betül Dikici 1 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin ilgili maddesi  ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilen görevler doğrultusunda 646 km. kıyı uzunluğuna sahip Balıkesir ili, 710 km. kıyı uzunluğuna sahip Çanakkale ili kıyıları olmak üzere toplam 1356 km. kıyı uzunluğuna sahip 1/50000 ölçekli Balıkesir-Çanakkale İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planı stratejik planlar olsa bile Balıkesir Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile ilişkili olduğu için söz konusu plana askı süresi içinde Balıkesir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne itiraz edildiğini söyledi. Betül Dikici konuyla ilgili olarak  “Kuzey Ege kıyı alanları ile Güney  Marmara kıyı alanlarının talan edildiği Çevre Şehircilik Bakanlığınca  ilan edildi” dedi.

 “ÇEVRE KİRLİLİĞİ PLAN İLE DESTEKLENİYOR”

Balıkesir Mimarlar Odası Başkanı Betül Dikici  “Balıkesir ve Çanakkale’nin kuzey bölümlerini, Güney Marmara’yı sanayi / maden alanları ve otoban/köprü karayolu lojistiği ilan edenler, bu kez 1/50000 ölçekli kıyı planlarıyla, bu kirletici ve yok edici unsurları kıyılarla buluşturmayı, Bandırma, Gönen, Biga, Lapseki kıyı alanlarında bir çok yük limanı, tersane, depo/antrepo, önermektedir. ” diye konuştu. Dikici Bandırma-Biga-Lâpseki bölgesinde mevcut ve öngörülen maden ve sanayi komplekslerinin arttırılarak bölgede çevre kirliğinin artacağının ilgili planla desteklendiğini söyledi.

 “AYRICALIKLI KESİMLERCE İŞGAL EDİLMİŞ SAHİLLER YARATILIYOR”

Başkan  Dikici konuyla ilgili olarak açıklamada bulunarak şöyle kaydetti:

“Balıkesir-Çanakkale coğrafyasının, ulaşım akslarıyla her yönden eziliyor ve kirletiliyor olması, mevcut otoban, köprü, karayolu alanlarının bu planla korunuyor ve destekleniyor olması ve ilave olarak deniz ulaşımıyla tüm olumsuzlukların arttırılıyor olması, kirlenmeyi ve çevresel yok oluşu destekliyor olması, Kruvaziyer limanlar, her şey dahil turizminin deniz versiyonu, insanı ezen sanayi turizminin, yerele hiçbir etkisi katkısı olmayan, kirlilik, kıyı işgali, özel ve ayrıcalıklı kesimlerce işgal edilmiş sahiller yaratan hali demektir.

 “ÇEVRE DÜZENLEME PLANI DİKKATE ALINMIYOR”

1/50000 kıyı planları Balıkesir ve Çanakkale Sahillerinde, bu illerin Ege ve Marmara denizinde bulunan adalarında birçok kruvaziyer limanı önermektedir. Yat limanları/marinalar kentlerde insanların denizle ilişkisini engeller, kent dışında ise kıyıların işgaline yapılaşmasına yol açarak özel ve ayrıcalıklı alanlar yaratır… 1/50000 kıyı planları Balıkesir ve Çanakkale sahillerinde onlarca yeni yat limanı önermektedir.

Balıkesir Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Davalı olduğu, TMMOB Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası ve Ziraat Mühendisleri Odasının Davacıları olduğu Danıştay 6.Daire Başkanlığı’nda halen devam etmekte olan 2015/6640 nolu Dava Dosyası bulunmakta olup; Balıkesir – Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planının dikkate alınmadığı görülmüştür.

 “PLAN SINIRI HANGİ KRİTERE GÖRE BELİRLENDİ?”

Planlama alanı sınırının hangi kriterlere göre belirlendiği anlaşılmamıştır. Yasal mevzuatta geçerli olan doğal sit alanları sınırlarının ve derecelerinin bu planda korunup korunmadığı anlaşılmamıştır. Planda görülen kentsel alan sınırının hangi kriterlere göre oluşturulduğu anlaşılmamıştır. Kentsel sit alanı olarak belirlenen yerlerin, kıyı koruma ve zeytin alanları ile ilgili mevzuata uygun değildir.Etkileşim alanlarının hangi kriterlere göre oluşup sınırlandırıldığı anlaşılmamıştır. Kıyı düzenleme planına konu olan alanın deprem tehlikesi, çok kriterli değerlendirme analizinde bir parametre olarak ele alınmamış sadece 1. Derece deprem bölgesi tanımı yapılmıştır. Depremin oluşturacağı tehlike sadece sıvılaşma olayı olarak bahsedilmiştir. Oysa sıvılaşmanın yanı sıra, zemin büyümesi, yüzey faylanması tehlikesi, taşıma gücü kaybı, heyelanların tetiklenmesi ve depremin episantrının denizde olması durumunda tsunami de depremin meydana getireceği tehlikelerdir. Bu tehlikeler planda göz önüne alınmamıştır.

 “KIYI YAĞMASININ EN ÖNEMLİ GEREKÇESİ OLACAK ”

Tüm bunlarla birlikte; 1. Bölge: Bandırma Bölgesi 2. Bölge: Karabiga Bölgesi 3. Bölge: Çanakkale Merkez Bölgesi 4. Bölge Bozcaada Bölgesi 5. Edremit – Körfez Bölgesi 6. Bölge: Ayvalık Bölgesi 7. Bölge: Gelibolu Tarihi Yarımada Bölgesi olarak 7 bölgeye ayrılarak planlanmış bu kıyı düzenlemesinin, “Bütünleşik Kıyı Alanları Planı” olduğu tartışmalıdır. Adı geçen 7 bölgede de feribot, yat limanı, kruvaziyer limanı, çekek yerleri, tersane ve diğer iskele önerilerinin olması, kıyı yağmasının en önemli gerekçesini oluşturacaktır.

 “TARİHİ ALANLARA DİKKAT EDİLMEMİŞ”

Kıyı Planlama bölgesinde Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı/ Barış Parkı, Milli Park Alanları, Tabiat Parkı Alanları, Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Alanları, Tuzla Alanları, Sulak Alanlar (ekolojik-tampon), Arkeolojik-Kentsel-Tarihi-Doğal Sit Alanları, Askeri /Stratejik/ Güvenlik Alanları bulunmaktadır. Bu alanların önemine dikkat edilmediği gibi denizaltındaki doğal hayat ve tabiatın etkilenmesinden hiç bahsedilmemiştir. Söz konusu Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’nda Edremit ve Bandırma Körfezine ulaşan akarsulardan dikkate değer şekilde bahsedilmediği gibi bu akarsuların kirlilik tehlikesinden de hiç bahsedilmemiştir.

 “KORUMA VE KULLANMA DENGESİ SAĞLANMAMIŞ”

Sonuç olarak; Balıkesir-Çanakkale İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planındaki Kıyıların, etkileşim alanı ile birlikte, tüm sektörel faaliyet ve planları, sosyal ve ekonomik konuları da içerecek şekilde bütünleşik bir yaklaşımla ele alınmamıştır. Kıyı alanlarındaki fonksiyon ve faaliyetler ile kıyı alanlarına yönelik hedefler arasındaki uyum sağlanamamıştır. Kıyıda yapılacak öncelikli tesisleri, öncelikli alanlarda alt bölgeler düzeyinde öngörememiştir. Sürdürülebilir gelişme ilkesi doğrultusunda kıyı ekosisteminin korunmasını sağlayamadığı gibi doğal kaynakların kullanımını gözetmemiştir. Koruma ve kullanma dengesini sağlayacak biçimde mekânsal hedef, strateji ve eylem önerilerini belirlememiştir. Kıyı alanlarında yetkili kurum ve kuruluşlar, yerel yönetimler ve yatırımcıların, planlama, projelendirme ve uygulamalarını dikkate almamıştır.

 “BÜYÜKŞEHİR ÖNERİ VE PROJELERİ DE PLANA İŞLENMEMİŞ ”

“Balıkesir – Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı” göz önünde bulundurulmamıştır. Söz konusu Çevre Düzeni Planında iptal edilmiş/değiştirilmiş alanların  (Bandırma-Gönen Kıyı Denizindeki iptal olan OSB v.b.)  ya da ulaşıma ilişkin planlamaların kıyı tesisi önerilerinin belirlenmesinde dikkate alınmamış olması Çevre Düzeni Planı ile uyumlu değildir. Bölgede var olan Tabiat Parkı, sit alanları ile askeri alanlar vb. koruma statüsündeki alanlar dikkate alınmadığı gibi Altınova-Sarımsaklı bölgesinde Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin kıyıya yönelik projeleri/önerileri Çevre Düzeni Planında olmamasına rağmen plana işlenmiştir.”

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu