Çocukluğumuzun demokrasisi…
Türkiye belkide tarihinin en önemli seçimlerinden birini geride bıraktı. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri ile ülkemiz yeni bir döneme adım attı. Demokrasi, Türkiye’de en iyi şekilde işleyerek yüzde 85’lerin üzerinde bir katılım ile seçimler gerçekleşti.
Mevcut AK Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, MHP ile kurduğu Cumhur ittifakı ile yeniden Cumhurbaşkanı seçildi. Üstelik yüzde 52 gibi büyük bir oy oranı. Yeni sisteme göre ise Devlet Başkanı oldu Erdoğan. Türkiye’de artık Başbakanlık kurumu kalmadı. Türkiye Cumhurbaşkanlığı sistemi ile yönetilecek.
Demokrasi basittir. Demokrasi için çoğunluğun tercihi yeterlidir. Yüzde 50 artı biri bulduğunuzda sizin dediğiniz olur, sizin kararlarınız uygulanır. Sevseniz de, sevmeseniz de. Beğenseniz de beğenemeseniz de demokrasi dünyanın her yerinde böyle işler.
Çocukken mahalle aralarında oynadığımız oyunlar aklıma gelir demokrasi denilince. 5-6 arkadaş toplandığımızda oynayacağımız oyun için genelde oylama yapardık. Hangi oyun fazla oyu alırsa onu birlikte oynardık.
Farklı oyun oynadığımız için içimizde ufak bir burukluk olsa da birlikteliğe ortak olduğumuzdan zevk alırdık. Yine aynı heyecanı taşırdık. Demokrasi böyle bir şeydir. Burukta olsanız alınan kararlara saygı göstermeniz gerekir. Yani yüzde 50 ve üstü yeterli mi? Evet yeterli. Dünya kuralı böyledir.
Ama bir diğer nokta ise sizinle birlikte oyuna girecek olan diğer kesimi de oyuna katabilmektir. Onları da oyuna katarak çoğulcu bir şekilde hareket edebilmek. Mesela bizim oyun oylamamız sonrasında; diyelim futbol oynayacağız, kazananlar istemeyenleri de kendi ekiplerine alırlar oyuna ortak ederlerdi.
Çocuklukta yaşadığımız bu demokrasi deneyimini TBMM’de de bekliyoruz. Belki biraz hayal ama bekliyoruz. Bundan sonra burukluklar bir kenara bırakılıp, oyuna ortak olmaya çalışmak en doğrusu olacaktır. Sonuçta bu ülke bizim. Deyim yerindeyse aynı gemideyiz. Su alması kimseye bir şey kazandırmaz. Oyununuzu birlikte oynayın.
Türkiye’ye seçim sonuçları hayırlı olsun…
