Köşe Yazıları

Cumhuriyet Ve Tarım

Geçmiş, yaşanmışlıklardan ders çıkarmak için iyi bir yol göstericidir.

Bu hafta sizlere tarımsal üretimle ilgili geçmişten, günümüzden, umutlarımız ve yarınlardan haber vermeye çalışacağım. Geçmişe bakıp günümüzle ilişkilendirerek, günümüzdeki durum ve hareket stratejisi hakkında tahminde bulunabiliriz. Hatta günümüzdeki mevcut durum ve mevcut potansiyelden hareketle tarımsal üretimle ilgili gelecek tahminler bile yürütebiliriz.

O zamanlarda tarlasını sürdüğü öküz ile cepheye mühimmat taşıyan ve asker et yesin de kuvvetli olsun diye orada kesip askere veren de çiftçiydi. Şimdi şehirde ben karnımı doyurabileyim diye benim gıdamı üreten de. Türk çiftçisi Türk milletinin her zaman baş tacıydı her zaman da öyle olmaya devam edecek.

Savaş zamanı tek düşünceleri var: ülkemde düşman esareti olmadan yaşayabileyim. Savaştan çıkmış bir millet, yokluk hat safhada. Allah o sıkıntıların tekrarını göstermesin. Her şeye ama her şeye tabiri caizse sıfırdan başlayacaklar. Kendine yetebilmesi için her alanda üretim şart. Milletin içinde “her şey düzelir” umudu var. Kara gün kararıp kalmaz elbet! Üretmeye mecburuz. Demiş birileri ve ortaya çıkmış! O zaman için köylünün elinin altında toprak ve kıyıda köşede kalmış biraz tohumda başka bir şey yok. Bir yandan tarımsal üretime başlanılmış, tarımsal üretim devam ederken bir yandan da Atatürk’ün tarım politikaları devreye girmiş. Yoktan var olmanın destanı yazılmış sizin anlayacağınız o yıllarda.

Mevcut durumda; tarımsal üretimin her dalında ve aşamasında ayrı bir sorun var. Bilinçli tarımsal üretimden bahsetmek pek mümkün değil. Tarımsal üretimin her dalında, çoğunlukla bilimden uzak üretim yapılmakta ve gelişip değişen teknoloji göz ardı edilmekte. Ekonomik koşulların ağır baskısından kaynaklı olarak tarımsal üreticiler uygun fiyatlı girdi aramakta. Ama bilimsel gelişmelerin ışığında, daha az üretim maliyeti ile daha verimli ve daha kaliteli tarımsal üretimin mümkün olduğu inanılmaz bir şeymiş gibi ilgi duyulmamakta.

“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini, daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdur.”

Geleceğin tarımsal üretiminde belki de sen olmayacaksın; senin neslini özeneceği bir tarımsal üretim modeli oluşturup uygulamaya koyarsan, bunu sen yaparsan geleceği şimdiden sen şekillendirmiş olacaksın.

Sıfırdan kendimize yeter hale gelip tekrar dışa bağımlılık yolunda mesafe kateden bizler çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Mevcut durumda ithal ettiğimiz tarım ürünlerinden öne çıkanlar: Arpa, Buğday, Mısır, Pirinç, Çay, Kuru Fasulye, Nohut, Soya, Fındık, İncir, Limon, Portakal, Pamuk, Kayısı, Üzüm, Ay çiçeği, Domates. Ben araştırırken şok oldum ülkemizde stratejik tarımsal üründür diye okuduğumuz Fındık ve Çaydan bahsediyor.

Üzerime düşen: Sağlığım yettiği kadar, eski veya yeni nesil fark etmeden uzman olduğum konularda bilgilendirmeye devam etmek. Üzerimize düşen: Kırsal hayatı geliştirmek, değiştirmek, kırsal nüfusu daha iyi şartlarda yaşatmak. Üzerinize düşen ise tarımsal üretimden vazgeçmemek, azaltabilirsiniz ama bitirmeyin. Üç kuruş fazla veriyorlar diye demirbaş toprağınızı satıp, zaten yaşım da var diye tarımdan el çekmeyin. Sizden sonraki nesil sizi örnek alıyor, unutmayın!

Cumhuriyet haftasını geride bıraktık ve 29 Ekim günü Cumhuriyetimizin 100. Yılını coşkuyla kutladık. Tarımsal üretimle karnı doyacak, tarımsal üretimle kazanacak, tarımsal üretimle değişecek ve gelişecek, tarımsal üretimi devam ettirecek olan köylü ve çiftçidir. Milletin efendisinin efendiliğinin devam etmesi arzusuyla…

Bitki Besini: Magnezyum//

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu