GündemKöşe Yazıları

Hüzünlü Bayram

Hüzünlü Bayram

 

Bayramlar toplumda birlik, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar ve de sosyal yaşama katkıda bulunurlar. Bu nedenle de Kurban Bayramı, imkânı olmayan yoksulların bu ihtiyaçlarının giderilmesi ile toplumsal yardımlaşmaya örnek teşkil eder. Ancak içinde bulunduğumuz ekonomik şartlardan olacak ki, kurban bayramı inanılan manası dışında genelde insanların kendi et ihtiyaçlarını stoklamak için kutladıkları bir amaç halini almış. Ayrıca aynı anda bağış yapanların adına kesilen milyonlarca hayvanın depolarda bekletilmesi ya da bu amaçla toplanan paraların nasıl sarf ediliyor olduğu da düşündüren önemli bir konu.

Elbette dini inançlara ve inançların gerekliliklerine saygım var ancak yine de bir gerekliliği yerine getirmeden önce bütüne sağlayacağı faydanın düşünülmesinden yanayım. Çünkü inancımıza göre aklı da aynı yaratan vermiş bize öyle değil mi?  O halde onu en etkin bir şekilde kullanmak lazım diye düşünüyorum. Bu nedenle de Hz. İbrahim’in Allah’ın buyruğuna itaat ettiğini göstermek için oğlunu kurban etmek istemesini anlatan bu hikâyenin, asırlardan beri günümüze kadar hatta amacının da değişerek gelmiş olmasını ve bayram olarak kutlanmasını geleneksel bir davranış olarak değerlendiriyorum. Zira Hz. İbrahim’e koç kesmesi emredilmeseydi şu anda hangimiz evladımızı kurban ederdik ki? Ve illa bir kurban mı gerekiyor itaatin göstergesi olarak? Mitolojide, insanlığın tanrı arayışı içinde korkulu rüyası olan doğa olaylarına anlam veremeyip, tanrı olarak seçtiklerine onun gazabından korunmak için armağan sundukları anlatılır. Oysa bizler tanrı arayışında olan ilk insanlar değiliz ve tanrının gazabından korkmak yerine, iyi insan olmaya çalışmak daha mantıklı olmaz mı?

İşte milyonlarca sevimli hayvanın aynı anda yaşama veda etmesi nedeniyle bu bayramı hüzünlü bayram olarak anıyorum ve “ya tam tersi olsaydı, yaşam bizim için nasıl olurdu?” diye de düşünüyorum.  Elbette besin sağlama döngüsü içerisinde normal bir tüketim olacak. Ancak ihtiyaç olan kadar tüketimin doğaya karşı daha saygılı bir davranış olduğu inancındayım, tıpkı avcı atalarımızda olduğu gibi ve tıpkı hayvanların, doğada ihtiyaçları kadar avlanması gibi.

 

Demet TOK

Toplumsal Konular Yazarı

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu