Hüseyin Yıldırım

Kudüs ve Hz. Ömer’in Emanı

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Allah cc bizlere şöyle seslenmektedir.

“Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm´dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ´ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.” İsra, 1

Peygamberimiz Efendimiz sav İsra yolculuğunda Burak’a binip Mekke’den Kudüs’e, Kudüs’ten miraca yolculuk yaptı.

İlgili Makaleler

Peygamberimiz Efendimiz sav Mekke’de iken kıble olarak namazda Kudüs’e doğru durmaktaydı. Yine hicretten sonra Medine’de  17 ay boyunca, namaz kılarken yönünü  Kudüs’e dönmüştür. (Razi, Mefatihu’l Ğayb, IV, 4)

“Peygamberimiz sav bir hadislerinde “Ziyaret için sadece üç mescide seyahat edilebilir. Mescid-i Haram, Mescid-i  Nebevi ve Mescid-i Aksa” buyurmuştur. Buhari, Fazailü’s Salat, 6, Hac, 26; Müslim, Hac, 288; Tirmizi, Salat, 243

Bir gün Peygamberimiz sav’ in  eşi Meymune “Ey Allah’ın Resulü bize Beyti Makdis (Kudüs) hakkında bilgi verin” deyince, Peygamberimiz sav “ Oraya gidin, içinde namaz kılın. Gidip içinde namaz kılamıyorsanız, hiç olmazsa kandillerinde yanacak zeytin yağı gönderin”  buyurmuştur. Ebu Davud, Salat, 14

Yine başka bir hadiste Peygamberimiz sav “ Şurası muhakkak ki yeryüzündeki ilk ev, mübarek olsun ve içinde namaz kılınsın diye  Mekke’de ki Kabe’dir” deyince, Sahabe efendilerimiz sonra neresi dediler. Peygamberimiz sav “ Kudüs’ deki Mescid” dediler. Aralarında ne kadar zaman var denilince Peygamberimiz sav “kırk yıl” buyurmuştur. Müslim, Mesacid, 2

Hz. Zekeriyya as ve oğlu Hz. Yahya as; Hz. Meryem ve Hz. İsa as döneminde orada bir mescid Beyt-i Makdis olduğu bilinmektedir. İşte Beyt-i Makdis denilen mabedde bu mabeddir. Rivayete göre Süleyman as döneminde yapılmıştır. Bazı tarihi kaynaklarda Kudüs’ün M. S. 70 yılında işgal edildiği, Beyt-i Makdis’in de yıkıldığı ifade edilmektedir. Ancak yeri hep  mabed olarak biliniyor ve Beyt-i Makdis’in kalıntıları da korunuyordu. Bugün yahudilerin “Ağlama Duvarı” Müslümanların ise “Burak Duvarı” olarak adlandırdıkları duvar eski mabedin bir kalıntısıdır.

Hicretin 15. yılında (miladi 638) Kudüs’ü sulh yoluyla ilk fetheden Hz. Ömer’dir. İslam orduları, O gün  İliya  ismi kullanılan  Kudüs’ü kuşatmıştır.

O gün İliya (Kudüs) da yaşayan halkın ileri gelenleri uzun müzakerelerden sonra savaşmadan sulh ile şehri teslim etmeyi kararlaştırır ve yerli halkın isteği üzerine Hz. Ömer, Hz. Ali’yi de yanına alarak Kudüs’ü teslim almaya gelmiştir.

Hz. Ömer ra Patrik’den kendisini Sahratullah tabir olunan Mescid-i Davud’a ve Süleyman Mescidi’ne   götürmesini istemiş, Kamame Kilisesi ve Sahyun Kilisesi gösterilmesi üzerine, namazını dışarda kılmış ve Oraya üç bin kişilik mescid yapılmıştır. Bu mescid  Beyti Makdis olarak hadislerde zikredilen Süleyman as yaptığı mescidin kalıntıları olan yere yapılmıştır. Daha sonra Emevi Halifesi Abdülmelik b Mervan oraya Kubbetüs’Sahra adıyla ve Mescidi Aksa adıyla iki mescid inşa etmiştir.

Fetihten sonra Hz. Ömer İliya (Kudüs) halkına bir eman vermiştir.Bu eman:
‘Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Allah’ın kulu Müminlerin emiri  Ömer tarafından İliya halkına verilen  emandır.
Halife bu emanı, onların canlarına, mallarına, kiliselerine, haçlarına, yerleşik ve göçebe olan bütün fertlerine verilen bir teminattır.
1) Kiliseleri mesken yapılmayacak, bu kiliseler ve müştemilatı ile onların haçları ve malları  yıkılmayacak ve azaltılmayacaktır.
2) Dinlerinden dolayı rahatsız edilmeyecek ve onlardan biri zarar görmeyecektir
3) İliya’da onlarla birlikte herhangi bir Yahudi oturmayacaktır.
4) İliya halkı diğer şehir halkı gibi cizye verecektir.
5)Onlar İliya’ dan Rumlar ile hırsızları  çıkaracaktır.
6) Bunlardan İliya’yı terk eden birisi kendisi ve malı ta gideceği yere kadar emin olacaktır.İliya’da kalacaklar ise diğer halk gibi cizye ödeyecektir.

7)Bizanslarla birlikte İliya’yı terk etmek isteyen halkın da, canları, malları, kilise ve haçları korunacaktır, onlar İstedikleri yere ulaşıncaya kadar, bu koruma devam edecektir.

8) Yeryüzü halkından herhangi birisi İliya’da oturmak isterse, buranın halkı gibi cizye ödeyecektir. İsteyen Rumlarla gider, isteyen ailesinin yanına döner.

9) Bunlardan ancak hasad zamanı vergi (cizye) alınır.

10)Bu metinde olanlar Allah’ın ahdi, Rasülünün, halifelerin ve müminlerin zimmeti vardır.  Ta ki üzerlerine düşen cizyeleri ödesinler.
Şahitler Halid bin Velid, Amr bin As, Abdurrahman bin Avf ve Mu’aviye bin Ebi Süfyan dır.
Taberi, Tarih, I,2405-6

Rabbimiz bizlere ve ümmete Hz. Ömer ra ve Selahaddin Eyyubi gibi Kudüs’e sahip çıkmayı nasip eylesin.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu