Köşe YazılarıFahri Sağlık

Memleket elden gidiyormuş !

Kolay kolay akıllanmayacaklar gibi görünüyor. Çünkü akılları bir karış havada, ayakları ise yerden kesik. Sanki uçuyorlar sanırsınız ama, aslında sürünüyorlar.

 

Memleket elden gidiyormuş !.. -Bu memleket sahipsizmiş,

-Elden gidiyormuş,
-Gericiler, yobazlar örümcek kafalılar her yeri sarmış,
-Milli mücadele yıllarına dönmüşüz,
-Yeniden bir kurtuluş mücadelesine katılmalıymışız.
-Bu mücadeleye katılmak, hepimiz için kaçınılmaz bir vatan görevi imiş,

Ülkemizde çok çok azınlık bir grup ısrarla yukarıda zikrettiğim cümleleri papağan gibi sürekli tekrarlayıp durur. Daha da ileri giderek geri kalmışlığımızı yüce dinimiz İslam’a yüklerler. Bu grubun ataları da camilerimizi kiliselere benzetmeye, üzerine secde edilen kilim ve halıları kaldırıp sıra konulmasını önermişlerdi. Tam 18 yıl bu ülkede Ezan-ı Muhammedi’yi Türkçe okuttular. Bu yüce milletin ayarları ile oynadılar.

Şimdi kalkmışlar vatana sahip çıkmaya kalkışıyorlar. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi yok sayıyorlar. Ellerinden gelse bu vatanın asıl sahiplerini memleketten kovacaklar. Hatırlayın bunu da yaptılar aslında. Ben üniversitemde başörtümle okumak istiyorum diyen genç kızımıza, o zaman git Suudi Arabistan’da oku öyleyse deyiverdiler.

Sahi bu vatan kimin?

Bu vatan ne senin ne de benim. Vatan hepimizindir. Bu vatan bize emanet, bu vatan ağır bedeller ödenerek kazanıldı ve bizlere miras bırakıldı. Kimi kadın eşsiz kimi kadın kardeşsiz kimisi ise evlatsız kaldı. Ama isyan etmedi. Bin evladım olsa yine vatan uğruna can feda dedi. Bizler böyle bir milletin evlatları böyle anaların çocukları, torunlarıyız.

Vatan sevgisi sadece kuru bir lâftan ibaret değildir. O sevgiyi gönlümüzün derinliklerinde duyar ve hissederiz. Biz vatansever bir milletiz. Düşmanlarımız, zor durumda kaldığımızda vatanımız için neler yaptığımızı; canımızı vermekten çekinmediğimizi çok iyi bilirler. Biz, bu güzel vatan için canlarıyla ve kanlarıyla nice destanlar yazan bir milletin evlâdıyız. Vatana olan sevgimizi, yapacağımız faydalı çalışmalarla ispatlayabiliriz. Yaşı, görevi ne olursa olsun, herkesin bu güzel vatan için yapması gereken işler vardır. Tarihi şan ve şerefle dolu bir milletiz. Atalarımız vatan, millet ve inançları uğrunda her türlü zorluğa göğüs germiş, gerektiğinde canlarını vermekten çekinmemişlerdir.

Bizler de Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki şu tavsiyesine dikkat ederek sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz:

Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.

Vatanı korumak hem millî hem de dinî bir görevdir. İslâm dini vatan savunması için savaşmayı ibadet saymıştır. Bunun için her zaman hazırlıklı olmamızı emretmiştir. Vatan savunmasına önem veren atalarımız yeri geldiğinde bu görev için cepheye gitmeyi şerefli bir görev saymışlardır. Vatan savunmasına katılmakla dinimizi, bayrağımızı, vatanımızı ve namusumuzu korumuş oluruz. Bunlar bizim vazgeçemeyeceğimiz değerlerdir. İslâm dini vatan savunmasından kaçmayı büyük günahlardan saymıştır. Peygamberimiz, vatanın savunması için nöbet bekleyenlerin gözlerini cehennem ateşinin yakmayacağını müjdelemiştir. Devamında, güzel vatanımız için gece gündüz demeden çalışmalı, elimizden gelen fedakârlıkları esirgememeliyiz.

Edebiyatımızda “Bu Vatan Kimin?” şiiriyle kendinden söz ettiren Orhan Şaik Gökyay şiirinde tarih boyunca pek çok mücadeleye girişen ve bu mücadeleler sonucunda binlerce evladını kaybeden Türk milletinin ülkesine, bayrağına kısaca kendini hür ve bağımsız bir millet yapan etkenlere sahip çıkışını haykırır. “Bu Vatan Kimin?” bu anlamda sadece bir şiir değil bir milletin haykırışı ve şehitlerine saygı duruşudur. İşte Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin?” şiirinin sözleri.

BU VATAN KİMİN

Bu vatan toprağın kara bağrında,
Sıradağlar gibi duranlarındır.
Bir tarih boyunca onun uğrunda,
Kendini tarihe verenlerindir.

Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından,
Alnına ışıklar vuranlarındır.

Bu vatan kiminmiş anladık değil mi?  Yok öyle yağma. Çilingir sofralarında nara atmakla vatana sahip çıkılmıyor. Ayrıca, vatana sahip çıkmak onu bize emanet eden şühedamızın yüce değerlerine sahip çıkmakla olur. Son olarak, vatana sahip çıkmak bu yüce milletin değerlerini özümseyip yaşamak ve yaşatmakla olur.

Fahri SAĞLIK

Emekli Müftü

Memleket elden gidiyormuş !..

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu