GündemKöşe YazılarıProf. Dr. Fatih SATIL

Mis Gibi Çiçek Kokan Bir Ada “Çiçek Adası” ve Meşhur Çiçekleri

Bazen hayatın koşuşturması içerisinde hızla yol alırken, birden burnunuza hoş ve etkileyici bir koku gelir. Dönüp kokunun nereden geldiğini ararsınız. Birde bakarsınız ki köşe başında bir adamın önünde kova ve leğenlerde beyaz nergisler. İşte o zaman anlarsınız ki bu bir nergis kokusudur.
Bugünkü yazımızda hem mis kokulu çiçeklerin doğal olarak yetiştiği Çiçek Adası’ndan hem de Nergis çiçeğinden söz edeceğiz.
Adaları ile ünlü Ayvalık’ta, şekline göre “Hasır” veya “Tavuk”, bitki örtüsünün rengine göre “Kara”, bitki olmaması nedeniyle “Çıplak ada” adları verilmiş. İşte ana karadan 300 metre açıkta yer alan küçük bir daya da mis kokulu Nergis çiçeklerinin doğal yayılış alanı olduğu için “Çiçek adası” adı verilmiştir. Bu arada, Ayvalık Adaları’na Osmanlı döneminde de Rumlar tarafından ‘Güzel Kokulu Adalar’ anlamına gelen “Moschonisia (Moshonisi)” denildiğini de hatırlatmakta yarar var.
Gelelim bu aday adını veren mis kokulu Nergis çiçeklerine. Nergis çiçeği saf beyaz ve sarı karışımlı taç yapraklarıyla ve güzel kokusuyla bilinen 20-80 cm boylarında soğanlı bir bitkidir. Yaprakları, uzun ince bir şerit şeklinde olup mavimsi yeşil renktedir. Bu güzel görünümü ve mis kokulu çiçekler özellikle şubat-mart aylarında ev ve işyerlerimizde masalarımızı süslerler.
Nergisdeki Şifa: Bazı kaynaklarda, Nergis çiçeklerinden elde edilen uçucu yağ günde 5-6 defa koklanırsa baş ağrılarına ve sara hastalığına iyi geldiği bildirilmektedir. Ayrıca, Oxford Üniversitesinden G. Willcock ve ekibi Alzheimer hastalığı olan 653 hasta üzerinde Nergis soğanından elde edilen Galanthamin ile tedavi denemesi yapmışlar ve hastaların kimyasal ilaçlara nazaran daha kısa sürede iyi olduklarını gözlemlemişlerdir. Bu arada aman dikkat Nergis soğanları zehirlidir. Bu tedavide bu bitkinin soğanından elde edilen bir etken madde kullanılmıştır.
Yazımızı Nergis çiçeğinin mitolojik bir öyküsü ile bitirelim. Nergis çiçeği ismini mitolojik kahraman Narcissus’tan almıştır. Öykü kısaca şöyle: “Narcissos (Narkisos) dünyanın en yakışıklı erkeğidir. Bu güzel ve yakışıklı erkeğe civarda yaşayan tüm kızlar, hatta periler bile âşıktır. Fakat kendini beğenmiş Narkisos kimsenin bu aşkına karşılık vermez. Bunun üzerine perilerden birisi Narkisos’u Tanrılara şikâyet ederek, cezalandırılmasını ister. Bunun üzerine Narkisos, “Başkalarını sevemesin sadece kendisini sevsin” diyerek cezalandırır. Narkisos günlerden bir gün göle su içmeye iner. Su içmek için göle eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. Daha önce fark edemediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir ve yerinden kalkamaz. O ana dek kimseyi sevmediği kadar sevmiştir kendi görüntüsünü. Bu seyirden kendisini bir türlü alamayan Narkisos ne su içebilir, ne de yemek yiyebilir, gitgide hissizleşir, günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. Sonunda dünya yaşamına gözlerini yumar ve bulunduğu yere kök salarak açılmış bir çiçeğe dönüşür. Bu çiçek, güneş gibi, sarı göbekli, beyaz çiçekli, çevresine güzel kokular yayan bir çiçektir.”
İşte o günden bu yana Nergis kendini beğenmişliğin sembolü sayılır. Psikolojide de ‘kendini beğenme’ dürtüsüne “narsizm” denir; bu deyiş de yine bu efsaneden gelmektedir. Ama Nergis çiçeği aşk konusunda adını aldığı Narkisos gibi değildir; sevildi mi o da verir sevgisini, en güzel çiçeklerini ve kokusunu. Çok fazla bir şey istemez, elindeki ile yetinmeyi bilir. Zor şartlarda bile açar güzel çiçeklerini. Asla narsist değildir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu